TOPLUMSAL HAREKETLİLİK
Hareketlilik günümüzde daha çok sosyal bilimcilerin ilgisini çeken bir sosyal olgudur. Genel bir tanım yapacak olursak hareketlilik, kişilerin zaman ve mekandaki her tür devinimine işaret eder.
Hareketlilik zamanda ve mekânda gerçekleşir. Fizik ve sosyal olmak üzere ikiye ayrılır. Sosyal hareketlilik, bir kişi veya grubun sosyal statüsünün değişmesi olarak tanımlanırken fizik hareketlilik genelde göç olarak adlandırılır.
Sosyal hareketlilik, kişinin sosyal pozisyonları arasındaki aşağı-yukarı olan devinimleridir. Fizik hareketlilik ise kişinin zorla bir yerden başka bir yere yerleştirilmesini veya bir ülkeden diğerine yapılan gönüllü-sürekli göçleri kapsar.
Coğrafi Göç Tipleri
Tarih insanların göçleriyle doludur. Bu göçler iki şekilde gerçekleşmiştir: Gönüllü ve zorla.
Gönüllü devinimleri belirleyen sayısız faktör bulunur. Özgür devinimler olduğu için kişiler üzerindeki etkisi zorla yaptırılan göçlerin etkisine göre daha farklıdır. Zorla yaptırılan göçler ise çeşitli formlarda olabilir. İstenmeyen kişilerin sürgün edilmesi gibi.
Gönüllü Göçün Sebepleri
Özgür devinimler olan gönüllü göçlerin sebepleri sayısız denecek kadar çok ve karmaşıktır. Ekonomik faktör gönüllü göçlerin temel etkileyicisi olmuştur. Örneğin göçebelerin daha iyi yiyecek, işçilerin daha iyi iş için göçtükleri söylenebilir. Hareketliliği güdülendiren fakat ekonomik olmayan pek çok başka faktör vardır; Siyasal işkenceler, ırk ayrımı, eğitim olanakları, akrabalara yakın olma isteği gibi.
Göçün Etkileri
Göçmenlerin kendileri üzerinde ve taşındıkları yapı üzerinde çeşitli etkenleri bulunur. Tarihsel olarak göçün en önemli sonucu kültür yayılmasıdır. Göç kültürel olarak kişiler arasında temasa ve iletişime yol açar. Davranış örüntüleri değiş-tokuş edilir, yeni fikirler oluşturulur, kültür zenginleştirilir ve yaygınlaştırılır. Kültürün yayılması ise kişiler göç ettiğinde, evlendiğinde, çocuk doğurduğunda ortaya çıkmaktadır.
Sosyal Hareketlilik Tipleri
Coğrafi hareketlilik fizik mekânda gerçekleşen devinim, sosyal hareketlilik ise bireylerin bir sosyal statüden diğerine olan devinimidir. Sosyal hareketlilik yatay ve dikey olarak iki şekilde sınıflandırılır. Yatay hareketlilik aynı sosyal tabaka içindeki sosyal hareketliliktir. Dikey hareketlilik ise kişinin bir sosyal tabakadan diğerine olan hareketi olarak adlandırılır.
Rol Hareketliliği
Sosyal kişilik bireyin sahip olduğu tüm sosyal rollerin toplamıdır. Rolden role zorunlu bir değişme vardır. Bunun sebebi bireyin sosyal bir kişi olmasından dolayı genellikle her zaman bir işlev gerçekleştiriyor olmasıdır. Rol hareketliliği derken kastedilen şey işte budur.
Rol hareketliliği üç düzlemde analiz edilebilir;
- Her kişi bütünleşmiş kişilik olmasına rağmen çoğul roller oynar. Kişinin katıldığı her farklı grup kişiye farklı rol sunar. Örneğin bir erkek gün boyunca koca, baba, iş adamı, tenis oyuncusu rollerini oynayabilir. Bu roller onun sürekli yenilediği rollerdir. Rol hareketliliğinin bu çeşidi çok yaygın olduğu halde kişi, roller arasında çelişip engellenme duygusuna kapılmadıkça bu şekilde çok role sahip olduğunun farkında dahi varmaz.
- Yeni roller bireye dalga dalga verilir. Birey rolden role derece derece geçer. Erkek çocukluk döneminde önce ailesel roller ve oyun rolleri öğrenilir, sonra eğitimsel ve dini rollerin resmi örüntüleri öğrenilir. Bir süre sonra da ekonomik ve siyasal rollerin gereklilikleri yerine getirilmeye başlanır. Ancak bu aşamalar yeni rollerin öğrenilip eski rollerin terk edildiği anlamına gelmez. Burada önemli olan nokta sosyal rollerin aynı anda değil dalga dalga öğrenildiğidir.
- Mesleki hareketlilik de bir rol hareketliliği çeşididir. Bu hareketlilik yukarıya veya aşağıya doğru olabilir. (Bir araştırma görevlisinin profesör olması, lise öğretmeninin sigortacı olması gibi.) Bu, modern ve sanayileşmiş toplumun özelliğidir
Elitlerin Deveranı
Hareketliliğin iki yönde de olabileceğinden bahsettik. Üst sınıfta olan bireyler alt sınıfta olan bireylerin yukarı çıkması halinde sosyal olarak aşağı inerler. Bu çıkarıma göre en iyi kişiler kendilerini yeniden üretmede başarısız olurlar. Zamanla sosyal güçlerini yitirirler. Bunun sonucunda da kendileri veya kendileri ile bağlantılı kuşaklar ya kaybolur ya da yüksek statülerini yitirir. Onların boşalttığı yere de daha alt sınıftan gelen kişiler geçer. Bu kişilerde ne soylu bir karakter ne de önderlik nitelikleri bulunur.
Yukarı Hareketliliğin Faktörleri
Yukarı hareketlilik için çabalayan birey yüksek statü sağlayan nesneleri elde etmeye yönelir ve adım adım elde etmek için ilerler. Bu ilerlemeyi zorlaştıran veya kolaylaştıran koşullar hareketliliğin faktörlerini oluşturur. Bu faktörler hem yukarı tırmanma isteği olan hem de tırmanmak için yeterli yeteneğe sahip olan birey için önemlidir.
Bu faktörler şunlardır:
- Başka bir toplum veya topluluğa göç etme uygulaması
- Sosyal sınıfların farklı doğum oranları
- Bireyin rekabet sürecine kendini hazırlayabilmesini sağlayan fırsatların elde edilebilirliği
- Kültürde bireysel rekabetin bulunup bulunmaması
- Toplumdaki eşitlik ve eşitsizlik ilkeleri
Aşağı Hareketliliğin Dengeleyicileri
- Orta sınıfın geleneksel tutuculuğu aşağı hareketliliğin doğurduğu engellemeleri dengeler.
- Statüsünü yitiren bireydeki küskünlük hiçbir zaman ondan kopartılmayabilir ancak yüksek statüde bulunan eski arkadaşları ile temasın kurulması küskünlüğü azaltabilir.
- Kişi yukarıya doğru yükselen herkesin hakkı ile ilerlemediğini, aşağıya doğru inenlerin de bu duruma hatalarından dolayı düşmediklerini düşünmesi dengeleyici olabilir.
- Statü görüşüne önem vermemek.
- Kişinin yitirdiği statüyü çocuğunun geri alabileceği tesellisi.
Hazirlayan:Zeynep ATALAY