KişilerKuramlarMarifet Divanı AkademiMarifet Metinleri

Tipoloji Olarak CEMAAT: FERDİNAND TÖNNİES ve MAX WEBER

Ayşegül KİP- aysegulkip94@gmail.com

FERDİNAND TÖNNİES

Ferdinand Tönnies, 1855 yılında Kuzey Almanya’da varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Fikirleri ve yahudi düşmanlığına saldırıları yüzünden Naziler tarafından kovuluncaya dek Kiel Üniversitesinde çalışmıştır. Köy hayatını anlamasını sağlayan çiftçi bir kökeninin olması, yeni bir evrensel din fikrine ilgisine ve ahlaka vurgusuna ilham kaynağı oluşturan annesinin Luhterci kökeninin olması ve Weber, Durkheım gibi çağdaşları ve diğerleri gibi sosyal bilimleri saygın bilimsel bir disiplin haline getirmeye çalışması Tönnies’in hayatı ve düşüncelerini etkileyen temel faktörlerdir. Gemeinschaft-Gesellschaft , Tönnies’in  1887’de yaptığı temel çalışmasıdır. Gemeinschaft ve Gesellschaft kavram çifti ; Tönnies’in sosyoloji tarihi kitaplarına küçük topluluk araştırmalarının ve kent sosyolojisinin kurucu babası olarak geçmesini sağlamıştır ( Slattery, 2015: 58). Tönnies 3 temel eserden etkilenmiştir. Bunlardan ilki  Otto von  Gierke’nin ‘Alman Kooperatifciliği’ başlıklı kitabıdır. O Genossenschaft/ Kooperatif ile Herschaft/ egemenlik arasında temel bir karşıtlık kurar. 19.yy’da hiç kimse, ortaçağ toplumunun komünal temellerini ondan daha dikkatle keşfetmemiştir. O, ortaçağ toplumu ile modern toplum arasındaki karşıtlığı ortaya koymuştur. İkincisi, 1861’de yayımlanan Maine’nin ‘Kadim Hukuk’ çalışması. Ona göre 2 temel toplum vardır. Bunlardan ilki miras alınmış statüye, geleneğe bağlı toplum. İkincisi ise kazanılmış statüye, szöleşmeye bağlı toplumdur. Maire’in temel amacı, statüye dayanan bir sosyal sistemden büyük ölçüde sözleşmeye dayanan bir başka sosyal sisteme geçişi anlamadıkça modern hukuk kavramlarının anlaşılamayacağını ortaya koymaktır. Son olarak üçüncü kitap ise 1864’de yayımlanan Fustel de Coulunges’ın ‘Kadim Şehir’ kitabıdır. Bu kitap dini- kutsal’ın perspektifinin kurulmasında anahtar çalışmadır. Fustel, Roma ve Yunan tarihini karakterize eden durağan, kapalı cemaat ile, herbiri geç tarihlerde belirginleşen açık cemaat arasında karşıtlık kurmuştur.

Cemaat ve cemiyet kavramlarına değinecek olursak; Gemeinschaft kavramı tam anlamıyla cemaattir, gesellschaft kavramı ise toplum olarak çevrilmiştir. Fakat Tönnies terimi daha özel anlamda ,büyük ölçüde kişisel,yakın ve sürekli insan ilişkilerini anlatmakta kullanmıştır. Bu insan ilişkilerinde bireyler,tıpkı ailede olduğu gibi,tamamen değilse de,büyük ölçüde sıkıca birbirine bağlı gruba katılmaktadırlar.Tönnies  bu komünal bağları ,aile ve kilise tarafından desteklenen, kesin bir değerler ve ahlak kuralları tarafından düzenlenen geleneksel köy topluluklarıyla ilişkilendirmeye çalışmıştır. Bu tür toplumlarda herkes birbirini tanımakta ve kan veya evlilik bağıyla birbirine bağlanmaktadır. Gesellschaft ise; yüksek derecede bireycilik, gayri şahsilik ve sözleşme taarfından karakterize edilen talep veya saf çıkarın sürüklediği bir olgudur. Gesellschaft terimi genellikle toplum ve birlik olarak çevrilmektedir.Tönnies bu terimi, özellikle modern kent hayatının görünüşte kişisellikten uzak ,yapay ve geçici ilişkilerini anlatmak için kullanmıştır.  Gemeinschaft (cemaat)’e dönecek olursak;  cemaatin 2 aşaması vardır. Her gemeinsschat biriminin pratiği ailedir. Doğumdan itibaren insan bu ilişkiye girer: özgür rasyonel iradesi insanın aile içinde kalışını belirliyebilir. Kan, toprak, zihin yada akrabalık, komşuluk, dostluk cemaatin 3 temel direğini oluşturmaktadır. Gemeinschaft ilişkilerinin tezahürleri; loncalar, sanat ve zanaat arkadaşlıkları, kiliseler ve kutsal tarikatlardır. Bütün bunlarda aile fikri belirgin olarak varlığını sürdürmektedir. Gesellschaft, modern Avrupa tarihini sembolize etmektedir.Cemiyetin özü, akılcılık, rasyonalite ve hesapçılıktır. Oysa cemaat, erdemin limanı, ahlakın evidir. Cemiyet modern liberalizmin ve modern kültürün lütuflarını ortaya çıkarmıştır. Kent, cemiyetin evidir. Kent, ticaret ve edüstri ile el ele giden bilim ve kültürün merkezidir.

Cemaat ve cemiyet iki kavram olarak, hukuki, ekonomik, kültürel ve entelektüel hatta cinsiyet arasındaki ayrılmayı yansıtmaktadır. Fakat her bir kavramın kalbinde, bir sosyal ilişki tipi, imajı karşılıklı birbiri içine giren duygusal ve iradi zihin unsurları vardır. Tocqueville için aristokrasi ve demokrasi, tipolojik olarak ne anlam ifade ediyorsa; Le Play için ataerkil ve istikrarsız aile tipleri, Marx için feodal ve kapitalist ekonomik üretim biçimleri, Tönnies için gemeinschaft ve gesellschaft aynı şeyi ifade etmiştir. Tönnies’in cemaat ve cemiyet terimleriyle teşhis ettiği temel bir sosyal değişme sürecinin 2 boyutudur. Onun en büyük başarısı budur. Sözün gelişi Marx’da cemaatin kaybına kapitalizmin sonucu olarak bakılırken; Tönnies’de kapitalizm, gemeinschaft’tan gesellschaft’a geçişin sonucu olarak  ele alınmıştır. Dolayısıyla Tönnies’in yaptığı şey cemaati, ekonomistlerin ve klasik bireycilerin yazılarında sahip olduğu bağımlı değişken statüsünden alarak ona bağımsız, hatta neden statüsü vermesidir. (Nisbet, 2013:99-108).

MAX WEBER

1864 yılında dünyaya gelen Max Weber, sosyolojinin kurucularından kabul edilmektedir. Weber,düşünsel ilgilerinin sentezini yapmak amacıyla sosyolojiye yönelmiş ve 1902 yılında Alman Sosyoloji Derneği’nin kurucularından birisi olmuştur. Sosyolojinin toplumsal eylemler üzerinde yoğunlaşması gerektiğine inanan Weber’e göre,bireyler özgürce eyleme ve geleceği biçimlendirme gücüne sahiptir. Weber’in sosyolojik analizi, hem kendi döneminde ve daha sonra özellikle 70’lerden sonra  Marx’la tartışmanın önemli bir kısmına temel oluşturdur. Weber genel olarak; modern devlet, kapitalist toplumlarda sınıfın doğası analizi, sosyolojik felsefe ve yöntem, toplumsal eylem ve ideal tipler üzerinde çalışmalarda ve tartışmalarda bulunmuştur. Max Weber’in çalışmaları 4 katagorite toplanabilir:

1-Yöntembilim,eleştiri ve felsefe incelemeleri. Bu konuda gösterilecek örnek eser; Bilimin Kuramı Üzerine Denemeler.

2-Tamamen tarihsel eserler . İlkçağ tarımında üretim ilişkileri üzerine bir inceleme , Max Weber’in  verdiği ve ölümünden sonra yayımlanan genel ekonomi tarihi dersleri, Almanya’nın ya da çağdaş Avrupa’nın ekonomik durumu, özellikle Polonya köylüleri ile Alman yönetici sınıfları arasındaki ilişkiler üzerine bir inceleme.

3-Din sosyolojisi çalışmaları: Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu. Din,bürokrasi ve özellikle kapitalizm üzerinde araştırmasının temelini oluşturan Protestan Ahlakı ve Kapitalizm’in Ruhu adlı eseri Weber’in ana tezidir.

4-Son olarak temel eseri, yani Ekonomi ve Toplum başlıklı genel sosyoloji incelemesi vardır. Weber, bu çalışmasını tamamlayamadan ölmüştür ( Aron, 2014: 353).

Tönnies’in tipolojisinin etkisi en derinlikli ve yaratıcı şekilde Max Weber’in çalışmalarında görülmektedir. Weber ilk başta tarım işçilerinin statü konumundan sözleşme konumuna nasıl geldiğini araştırmıştır. Tönnies çalışmasıyla cemaat tipolojisini derinlemesine incelemeye başlamıştır. Tıpkı Tönnies gibi Weber’de Avrupa tarihini, Ortaçağ toplumunu karakterize eden ataerkil ve kardeşlikten bir kopma ve uzaklaşma olarak görmüştür. Tönnies, bu kopuş ve uzaklaşmayı öncede gördüğümüz gibi, cemiyetin ifade ettiğini söylemiştir. Weber’e göre ise bu rasyonelleşme sürecinin bir sonucudur.

Tönnies’in etkisini Weber’in o çarpıcı 4 sosyal eylem tipi tasvirinde açık seçik bir şekilde görülmektedir. Kişilerarası amaçlara yönelme, mutlak değer gayelere yönelme, duygusal ve hissi hallere, geleneğe yönelme Weber’in belirlediği dört sosyal eylem tipidir. Bütün bunlar bizi daha üst düzeydeki tasnifine bu tasnifinin Tönnies’in 2 irade tipi analiziyle, sosyal normlar v sosyal değerler  analiziyle kaçınılmaz ilişkisine götürmektedir.

Weber’in cemaat kavramını kullanım tarzına  dönecek olursak; bu kullanım tarzı Weber’in dayanışmacı sosyal ilişki tiplerini incelemesinde buluruz. Weber burada komünal ilişkiler ile ortaklık/ dernek/ şirket ilişkileri arasında temel bir ayrım yapmıştır. Bunlar Weber’in insanlık tarihinin her aşamasında bulduğu ilişkilerdir. Weber’e göre bir ilişki, rasyonel motivasyonu bulunan bir çıkar tanzimine yada rasyonel gerçeklere sahip uzlaşmaya dayanıyorsa dernek/şirket ilişkisidir. Bu ilişkinin bir amaca yada değere  yönelmiş olmasının yada olmamasının hiçbir önemi yoktur. Duygusal özdeşleşmeden değil rasyonel çıkar hesaplarından yada iradeden doğuyorsa dernek/şirket ilişkisidir. İkinci ilişki tipi ‘çıkar’ ilişkisi diye de okunabilir. Şirket ilişkilerinin en saf örnekleri, serbest pazarda yada açık toplumda bulunur: Zıt ancak birbirini tamamlayan çıkarları temsil eden ilişkiler buradadır; sadece kendi çıkarına yada inancına ve kontrat onayına dayanan gönüllü ilişki söz konusudur.  Burda, gönüllü ilişkiye yalnızca ekonomik davranışta değil, dini, eğitime özgü ve politik davranışlarda da rastlanır.

Weber’in karşılaştırmalı kent yapısı ve davranışı araştırması bir başarıdır.  Weber bize kadim dünyanın şehirleriyle Avrupa Ortaçağı’nın şehirleri arasındaki başlıca farklılığın, kadim şehirlerin genelde sıkı bir şekilde iç içe geçmiş ve hukuki açıdan  etnik yada akrabalık grupları şeklinde parçalanmış cemaat ilişkilerinden; oysa Ortaçağ şehirlerinin başlangıcından itibaren (şehre akrabalık yada diğer grupların üyeleri olarak değil, bireyler olarak yemin edilen bir bağlılığın söz konusu olduğu) bireylerin ilişkilerinden teşekkül ettiğini söylemiştir.

Max Weber, anahtar kavram olarak rasyonelleşme’ye vurgu yapmaktadır. Ona göre toplum modernlikte, aşamalı olarak önceki çağların özelliği olan irrasyonel ve mitik örgütlenme biçimlerine galip gelen toplumsal yaşam, rasyonelleşmiş ve bürokrasileşmiştir. Rasyonelleşme, Weber için bilimsel bilginin, günlük yaşamın her yerinde uygulanması, sihirli ve irrasyonel inançların ve duyguların erozyonu, katkıların ve isteklerin hassasça sekülerleşmesidir ( Nisbet, 2013: 109).

KAYNAKÇA

  1. NİSBET, R. (2013). Sosyolojik Düşünce Geleneği, (Çev. Yusuf Kaplan), İstanbul: Paradigma Yay.
  2. SLATTERY, M. (2015). Sosyolojide Temel Fikirler,( Haz. Ümit Tatlıcan, Gülhan Demiriz), Bursa: Sentez Yay.
  3. ARON, R. ( 2014). Sosyolojik Düşüncenin Evreleri, ( Çev. Korkmaz Alemdar), İstanbul: Kırmızı Yay.

 

 

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı