KişilerKuramlarMarifet Divanı AkademiMarifet Metinleri

SAİNT SİMON 1760-1825

Ayşegül KİP- aysegulkip94@gmail.com

1760 yılında Fransa’da seçkin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Saint Simon, Fransız ordusunda subay olmuş, Amerika’ya giderek  Yorktown Savaşında bulunmuş, İngilizlere karşı çıkmak amacıyla  Amerikalıları destekleyen Kral 16. Louis’in hizmetinde bulunmuştur. Fransız  Devrimi sırasında tüm asilzade ünvanlarından vazgeçerek , devrimci konuşmalar yapmış, reformlar önermiş, köylülere yardım ederek cumhuriyetçi bir rol üstlenmiştir. Düşünceleri Fransız Devrimine de fikir babalığı yapmıştır. Bu nedenle Fransız Sosyalizminin kurucusu kabul edilmiştir ( Collıns ve Makowsky, 2014: 21).  Takipçilerine göre Simon, gençlik çağını 4 evrede yaşamıştır. Yedi yılını maddi imkanlar elde etmek ve çoğaltmak  amacıyla, yedi yılını ilmi malzemeleri toplamak amacıyla, on yılını felsefeyi yenileştirmek amacıyla ve on yılını ise politikayı yenileştirmek için çabalamıştır. İhtilal yıllarında servet sahibi olan Simon bir süre sonra kendini ilmi çalışmalara vererek etrafına ilim adamlarını ve sanatçıları toplamıştır. Almanya ve İngiltere’ye giderek kendince eğitim hasyatını tamamlayan Simon, 1800’lü yıllarda serveini kaybederek fakirlik ve yoksulluk içinde yazı hayatına devam etmiş, 1802  yılından itibaren düşüncelerini yazıp yayınlamaya başlamıştır ( Lukes, 2011: 108). 1802 yılında  ‘’Cenevre’de Oturan Birinin Çağdaşlarına Mektupları’’,  1807 de ‘‘XIX. Asrın İlmi Çalışmalarına Giriş’’, 1810’de ‘‘Ansiklopedi Üstüne İncelemeler ve Yeni bir Ansiklopedi Kurma Lüzumu’’, 1811-1813’de,  ‘‘İnsan İlmi Üstüne Düşünceler’’, 1814 yılında ‘‘Avrupa Toplumunun Yeni Baştan Düzenlenmesi’’, 1824’de, ‘‘Üreticilerin El Kitabı’’, 1825’de ise  ‘‘Yeni Hıristiyanlık eserleri’’ ni yazmış ayrıca Parabol, Endüstri, Organizatör dergileri ‘nde Saint-Simon’un  ismi geçmiştir ( Meriç, 1995: 150).

Durkheim’a göre  pozitivizmin ve sosyolojinin kurucusu olan ve 19.yy düşüncesinin tohumlarını atan Saint Simon’un sosyolojiye kattığı kavramlardan ilki Endüstri Toplumu’dur. Simon, endüstrileşmeyle birlikte toplumda hızlı bir değişimin olduğunu fark ederek endüstri toplumu kavramını geliştirmiştir. Simon, yapıcı bir reforma giderek, bil,me ve endüstriye dayalı bir toplumun inşa edilmesinin gerekli olduğunu savunmuştur. Simon’a göre toplumlar, her biri farklı bilgi biçimlerine dayalı 3 aşama olan teolojik, metafizik ve pozitivist aşamalardan geçmektedir. Bu aşamalara bağlı olarak Avrupa uygarlığı, çok tanrılı uygarlıktan tek tanrılığa ve feodalizme, daha sonrada endüstri toplumuna doğru bir değişim yaşamıştır. Bu aşamalardan birincisi; köleliğe, ikincisi; feodalizme, üçüncüsü ise endüstriyel üretime dayanmaktadır. Endüstri toplumunun emeği yücelten bir toplum olduğunu savunan Simon!a göre toplumda üreten ve üretmeyen olmak üzere 2 temel sınıf vardır. Birinci sınıf üretime katılarak topluma fayda sağlayan değerli üyelerden, diğer sını fise üretime katkıda bulunmayanlardan meydaan gelmiştir. Simon, çalışanları bal arısı olarak, çalışmayanları ise eşek arısı/ aylaklar olarak nitelendirmiştir ( Meriç, 1995: 60). Simon’un bir diğer önemli kavramı Yeni Din’dir. Bilim ve endüstri ile birlikte laikliğin hakim olduğu endüstri toplumlarında gelenekler azalmış, toplumu daha önce bir arada tutan din, endüstri toplumunun laik yapısı altında işlevini kaybetmiştir. Simon’a göre geleneksel otorite biçimleri artık meşru kabul edilmediği için, endüstri toplumunda ahlaki yozlaşmaya bağlı olarak toplumsal kriz meydana gelmiştir. Simon bu krizin çözümü olarak yeni, dünyevi, laik bir din önermiştir.Ömrünün son yıllarını yeni bir Hristiyanlık dini kurmak için çabalayarak geçiren Simon’un takipçileri, onun vefatından sonra özel terimleri, törenleri, ayinleri olan mistik bir mezhep oluşturmuştur.

Birçok ders kitabında adı geçmemesine rağmen Simon, birçok sosyoloğun fikir dünyasının şekillenmesine katkıda bulunmuştur.  Örneğin, toplumsal evrimi, sınıf mücadelesinin toplumsal evrimin itici gücü olduğunu ve sınıf farklılıklarının özel mülkiyetten doğduğunu ifade ederek Karl Marx’a; sanayileşme kavramını ortaya atarak, toplumsal gelişme ve toplumsal farklılaşma gibi konularda yazılar yazarak A. Comte ve H. Spencer’a; toplumsal incelemenin doğa bilimleriyle benzer temeller üzerinde inşa edilmesinin gerekli olduğunu savunarak A.Comte’a vizyon kazandırmıştır.

KAYNAKÇA

  1. LUKES, S. (2011). Saint-Simon 1760-1825 (Çev: Yrd. Doç. İhsan SEZAL), Istanbul Journal of Sociological Studies.
  2. COLLINS, R., MAKOWSKY, M. (2014). The Discovery of Society, (Çev. Nurgün Oktik), Ankara: Nobel Yay.
  3. MERİÇ, C. ( 1995). Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, İstanbul: İletişim Yay

 

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı