KuramlarMarifet Divanı AkademiTerimler

Sosyo-Dini Farklılaşma ve İslam- Mustafa Arslan

Mehmet Emin Sarıkaya

Kitap, 5 çeviri makale olmak üzere 11 makaleden oluşmaktadır. Genel olarak kitabın konusu değişen zaman ve mekan ile birlikte İslam’a ve İslam inancına dair gerçekleşen sosyo-dini tanımlamaları, yaşayış ve anlayış farklılıklarını ele almaktır. Bir nevi modern toplumsal değişme analizini Müslüman toplum, daha da özelde Türk toplumu üzerine analiz etmektir.

Kitabın giriş makalesinde kitapla ilgili olarak, kitabın Müslüman topluluklara dair antropolojik bir analiz içerdiği, sosyo-dini farklılıklara dair kavramsallaştırmanın nasıl gerçekleştirileceği, İslam toplumlarında meydana gelen farklılıkların Batılı akademik çevrelerce nasıl kavramsallaştırıldığı konularını içerdiği ifade edilir. Bununla birlikte kitabın genel amacı itibari ile Resmi din, Ortadoksi, Büyük gelenek, Yüksek din; Folk/Halk dini, Popüler din, Kitle dindarlığı, Küçük gelenek dikotomileri üzerinden Müslüman toplumlardaki sosyo-dini farklılaşmayı ele aldığı ifade edilmelidir.

Din ve toplum arasında diyalektik bir ilişki vardır. Bu karşılıklı ilişkide din, topluma etkide bulunduğu gibi, sosyo-kültürel şartlardan da etkilenir. Bir topluma inen din, topluma kendi orijinal inanç ve fikirlerini sunmanın yanı sıra, o toplumun sosyo-kültürel şartlarına da kayıtsız kalamaz. Din, bu anlamda toplumsal bir olgu olarak karşımıza çıkar. Dinin sosyo-kültürel ortamla bu diyalektik ilişkisi, eski dönemde kimi bilim adamlarını yanlış sonuçlara da sevk etmiştir. Bu bağlamda pozitivist ve ilerlemeci tarih felsefesinin etkisinde kalan kimi sosyolog, antropolog ve din tarihçileri, dinin toplumun ve tarihin bir ürünü olduğunu savunmuş ve dini ilerlemeci bir tarzda algılamışlardır.

Kavramsallaştırmaya dair sorunlar mevcuttur. “Halk dini” kavramı, Din bilimleri terminolojisinde milli ve özellikle de evrensel dinler öncesindeki dinleri isimlendirmek için kullanılmaktadır.  Bu sebeple sosyal bilimciler arasında, kitleselleşip popülerleşen ve evrensel dinlere ait inanışlarla farklı şekillerde kaynaşan folk inanışları tanımlamak için “popüler din” kavramı kullanılmaktadır. ‘Popüler’ şu anlamları içerir:

  1. Kutsal ‘nesnelerin’ sosyalizasyonu (kendilerinin tüketimi için üretim).
  2. Dini doktrin ve teolojik sistemleştirmenin yokluğu.
  3. Sadece resmi alimlerin görev alabileceği kurumsal meşruiyetin yokluğu.

Popüler kategorisi bu nedenle farklı anlamları içinde barındırır: Sosyal perspektiften bakılırsa popüler, “hakim” sınıflara ait şeylere karşı çıkmaktır; kültürel bakış açısından bakılırsa O, “derin bilgeliğe” karşı olmaktır; politik açıdan ise “resmi”nin karşıtı olmaktadır. Ancak buradaki muhalif tavırların diyalektik olduğu açıktır; çünkü Oliveira’ya göre, unvansız kolektif çalışma ve uzmanlaşılmış çalışmanın her ikisinin de ancak ideal tipler olarak varolacağı gerçeği nedeniyle, hiçbir din sırf popüler olamaz. Onun popüler dindarlık tanımı ise şöyledir: Derin bilgili, resmi ya da hakim sınıf tarzlarından farklı karakteristik özellikler gösteren dini bir ifade biçimidir.

Popüler kelimesinin kullanımına dönük de farklı olumlu ve eleştirel yaklaşımlar mevcuttur. bir tarafta ‘popüler’i vulgar / kaba olarak niteliksiz bulan elitist perspektif bulunuyor. Onlara göre: Popüler, orijinal bir formun çarpıtılmış ya da deformasyona uğramış halidir ya da kitlelerce tüketilen ikinci sınıf bir üretimdir. Bu yaklaşımdakilere göre (yapısalcılar) “popüler”, “yaygın olarak beğenilen, tüketilen” anlamına gelmektedir ve günümüzde de kullanılmaktadır. Diğer tarafta ise popülist bir perspektif ‘popüler’i, alt grup ya da sınıflara has ve bu nedenle de onların kültürel üretimlerini kanıtlayacak yetenekte doğal bir form olarak görmektedir. Her ne kadar ikinci görüş konuya daha olumlu yaklaşsa da bir takım eksiklikleri de beraberinde getirmektedir. Bu eksiklikleri gideren ve iki ucu birleştirerek bir kuram geliştiren Gramsci’ye göre popüler kültür, alt ve üst kültürler arasında bir “pazarlık ve alışveriş” sahası olarak görülmelidir.

Hem teoloji hem de antropoloji disiplinleri “formel ve resmî” olan karşısında bir “halk ya da popüler” İslam formülasyonunun bulunduğunda müttefiktirler. Ancak, bütün bu terimler ve aynı temel dikotomiyi açıklamada kullanılan daha birçokları, İslam’ın çeşitliliğini dikotomik terimlerle kavramlaştırmanın getirdiği güçlüklerin ve eksikliklerin önüne geçememişlerdir.

Batılı bilim insanlarınca İslam toplumlarındaki sosyo-dini farklılıklara dönük yapılan değerlendirmeler pozitivist ve anlamacı olarak iki yaklaşım tarzını benimsemektedir. Pozitivist yaklaşım İslam toplumlarını Batılı muadillerine kıyasla ve ilerlemeci bir bakışla inceler. Anlamacı yaklaşımlar ise İslam topluluklarına yerel kültürler ve yerele değerler bağlamında anlamaya dönük ama yine de batı merkezci yaklaşır. Ancak bu yaklaşım tarzında deterministik bir hedef koyma yoktur. Sonuç olarak her iki anlayış dikotomik bir biçimde İslam toplumlarını Büyük ve küçük gelenek veya halk dini resmi din vb. ayrımlar üzerinden kavramayı dener. Ancak İslam için büyük gelenek Batılı düşünürlerin anladığı şekliyle yekpare bir bütün değildir. Batılı düşünürlerin sadece küçük geleneğe ve halk İslam’ına has kıldığı değişik sosyolojik görünümler ve farklı yorum biçimleri büyük gelenek için de geçerlidir.

Bu İslami ifade biçimleri, sosyo-kültürel faktörlerin (farklılaşmadan müteşekkil) etkisiyle oluşan “dikey” oluşumlardır. Dolayısıyla diğer dini gruplaşmalardan ayrılırlar. Örneğin; Şia-Sünni, Mutezile-Eş’ari ve diğer fıkhi ekoller gibi dini gruplar, dini anlama bakımından altlı üstlü “dikey” bir yapı oluşturmuyorlar, yan yana “yatay” iki (veya daha fazla) ayrı anlayışı temsil ediyorlar. Halbuki, bizim konumuz dikey nitelikli bir sosyal gerçekliktir. Bu yatay ayrımların da kendi içinde alt-üst (dikey) dini yaklaşımları barındırdığı bir gerçektir. Mardin’e göre, İslâmiyet’te seçkinlerin dini-halk(popüler) dini şeklinde bir ayrım başlangıçtan beri var olagelmiştir. Bu ayrım, geleneksel süreçteki ifadesini ise “avamhavas” ikileminde bulmaktadır.

Popüler din halk arasında bazen dini inançlarla yan yana, bazen de dinin alternatifi olarak işlev görmektedir. Başka bir deyişle popüler dinî inanışlar, bazen dinle uyum içerisinde, bazen de dinin prensiplerine aykırı, hatta onun yerine geçecek tarzda işlevsel bir seçenek, alternatif olarak kullanılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, günümüzde özellikle kurumsal dinlere mesafeli olan çevreler, bir takım mistik ve ezoterik gruplara veya içerisinde uzay kültü, astroloji, fal, Sufizm, Budizm, Taoizm gibi kitle iletişim araçlarında yaygınlaşmaya başlayan bir çok popüler inanışa rağbet göstermektedir.

Popüler dinin “modern form ve içerik”lerde karşımıza çıkmasında belki onun “senkretik” ve “problem çözücü” karakteri başat rol oynamaktadır. Popüler din senkretiktir çünkü her kültür ve dinden öğeyi bünyesine rahatça alabilir ya da her din ve kültürden topluluğun adetleriyle kolayca bağdaşabilir. Popüler dinin modern toplumlardaki varlığı günümüzde yeni durumlarla özellikle yaygınlaşmaya başlayan kutsala dönüş olgusu ile daha da farklı bir hal almıştır. Günümüzde modern toplumlarda görülen hızlı değişim süreci, din alanında da kendisini göstermektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı