Prof. Dr. Ramazan YELKEN-Cemaatin Dönüşümü
Ayşe Taşkın Demiralay, AYBÜ, SBE, FDB Yüksek Lisans Öğrencisi
Prof. Dr. Ramazan YELKEN-Cemaatin Dönüşümü
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. Tarih Sosyolojisi, Cemaat Sosyolojisi, Sivil Toplum, İnsan Hakları, Sosyoloji Teorileri vb. konularda çalışmalarda bulunan Yelken’in “Cemaatin Dönüşümü” ve “Tarih Sosyolojisi” gibi kitap çalışmaları yanında ve çok sayıda makale, bildiri ve kitap bölümü çalışmaları bulunmaktadır.
Cemaatin Dönüşümü kitabında, sosyoloji literatüründe önemli bir yeri olan, toplumsal yaşantımızın temelinde yer alan ‘cemaat’ kavramı ele alınıyor. Cemaat olgusunun, özellikle ülkemizde belirsiz olması nedeniyle bu kavramın anlaşılmasına duyulan ihtiyaçtan hareketle, kavramın modernleşmeyle birlikte yeni ve modern insanın ilişkilerinde yok olacağı iddiasına karşılık Yelken, cemaatin yok olmayacağını, dönüşüp farklılaşarak cemaatsel yapının sosyolojik anlamda devam edeceğini iddia ediyor.
Cemaat, her dönemde ayrı anlamlara bürünen bir olgudur. Yelken çalışmasında, Cemaat olgusu ile bilinen Tönnies’in Gemeinscaft-Gesselscaft (cemaat-cemiyet) dikotomisinden hareketle Weberyan bir yaklaşımla cemaatin dönüşümündeki ideal tipleri ortaya koymaya çalışmıştır.
Klasik sosyoloji literatürüne göre cemaat, tarıma dayalı, geleneksel dinsel düşüncenin hakim olduğu, duygusal bağlılıkların olduğu sanayi öncesi yaşama biçimini niteleyen toprak temelli, dini geleneklere bağlı komünal ve yarı komünal, derin bir bizlik duygusu içeren toplumsal yaşam biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Modernleşmeyle birlikte bu anlamdaki cemaatte çözülmeler olacağı ve topluma/cemiyete geçileceği cemaatin yok olacağı fikri vardır. Oysa Yelken’e göre, şu ya da bu şekilde farklı formlara bürünerek devamlılığını sürdürmektedir.
Çalışmada, sosyoloji literatüründe cemaatin yeteri kadar tanımının yapıldığı kabulüyle, çalışmaya uygun olduğu düşünülen Bender’ın tanımı temel alınmıştır. Ona göre cemaat, karşılıklı ve duygusal bağlar ile temelli toplumsal ilişkiler şebekesidir. Bu şebeke, cemaatin özüdür.
Kitap üç bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde; klasik sosyoloji literatüründe cemaate ilişkin yaklaşımlar ele alınmıştır. Tönnies öncesi döneme, Tönnies’in cemaat-cemiyet dikotomisine ve Tönnies sonrası cemaate ilişkin yaklaşımlara değinilmiştir.
İkinci bölümünde; cemaatin soyut, tarihsel görüngüsü açıklanmaya çalışılmıştır. Tönnies’in cemaat ideal tipi, Anderson’un Hayali Cemaati ve geç modern dönemde cemaat sorunsalına cevap olarak önerilen sınırlı sorumluluk cemaatinden bahsedilmiştir. Bu bölümde ayrıca, geç modern dönemde cemaatin durumu, kamusal alan, özel alan, sivil toplum gibi kavramlar irdelenmiştir.
Üçüncü bölümde ise, cemaat ile kültürel iletişim arasında ilişki kurulmuş ve bir tabloda gösterilmiştir. İdeal cemaat tipinin başat durumunu belirleyen temel faktörün yaygın iletişim biçimi iddiasından hareketle üç ideal tip iletişim biçimi ile cemaat arasındaki ilişkiler üzerinde durulmuştur.
Sonuç olarak, Yelken, Modern yaşamda da cemaat kavramının varlığını sürdüreceğini örneklerle kanıtlamaya çalışmış, cemaatlerin yeni görünümlerini müzakere etmiştir.