Marifet Divanı AkademiTerimler

Kolektif Davranış-Herbert George Blumer

Mahmut Esat ÖZCAN esadmahmut@gmail.com

Kolektif davranış üzerindeki kavramsal dönüşümün izleri LeBon’un kalabalıklara yönelik çalışmalarından, Blumer’in rutin sosyal hayat içindeki sembolik etkileşim ile kolektif davranıştaki dairesel reaksiyonuna dek gelişim göstermiştir. LeBon ve Blumer kalabalıkların; bireyleri, davranışlarındaki rasyonel kontrol yetisini bir şekilde azaltarak dönüştürdükleri savını savunurlar. Aslında Blumer’in çalışma ve metodları Herbert Mead ve Robert Park’ın teorilerininin bir uzantısı ve açılımıdır. Onun sembolik etkileşimdeki fikirleri ile hocası Mead’in fikirleri literatürde daha çok tartışmalıdır. Buna karşılık onun “kolektif davranış” teorisi ile Robert Ezra Park’ın görüşleri arasındaki ilişki dikkatlerden kaçmaktadır.

  1. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sosyal, ekonomik ve siyasi çalkantılar, kalabalıkları siyasi statünün korunması ve sabit kalması için kaçınılmaz bir tehdit olarak görme eğilimini de beraberinde getirmişti. Bu dönem, kalabalıklara bakış açısının oldukça olumsuz olmasıyla sonuçlanmıştı. Kalabalıklara bu olumsuz bakış açısı ise kolektif aktivitelere yönelik incelemelerin ilk adımını oluşturduğu için önemlidir. Nitekim bu dönemden sonra kolektif aktivitelerde yer alanlar; ortaçağdaki gibi içine şeytan girmiş kimseler olarak görülmese de, kalabalık aktivitelerinde yer alan herkesin suçlu olduğu, kalabalıkların da suçlu eylemleri olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Buna göre kalabalıklar suçluluğa eğilimi olan insanlar tarafından yönlendirilmektedir. Bu görüş daha sonra italyan ekolünün “kolektif psikoloji” görüşünü oluşturmuştur.

LeBon’un görüşünün temelini ise: “Bir şekilde kalabalığı ve kolektif davranışı oluşturan kimselerin, kalabalık kitlelere dönüştürülmeleri gerçeğinin onları kollektif bir bilinçle düşünmeye, hissetmeye ve davranmaya ittiği” fikri oluşturur.  LeBon belki kalabalığı oluşturanların çılgın ve deli olduğunu ileri sürmedi ama bireyin kalabalık tarafından dönüştürülerek çılgınca faaliyetlerde yer alabileceğini ileri sürdü.

Amerika’ya LeBon’un kalabalıklar ve toplumsal davranışlar ve kolektif psikoloji üzerine düşüncesini getiren Robert Ezra Park olmuştur. Master döneminde Almanya ve Fransa’da kalabalıklar ve kamu üzerine yaptığı çalışmaları ona LeBon’un kolektif psikoloji görüşlerini tanıtmış ve Park onunla aynı doğrultuda bir kolektif davranış düşüncesi geliştirmiştir. Nitekim Edward Burgess ile hazırladıkları “Introduction to the Science of Society” ’de sosyolojiyi kolektif davranış bilimi, kolektif davranışı da sosyal hayatın kompleks formlarının (kalabalık, halk, politik parti, gangster, sosyal hareket gibi) çeşitliliğinin konumlanabileceği süreç olarak tanımlamışlardır.

Akademik kariyerini sosyolojide adeta bir ekol konumunda olan Chicago Üniversitesi’nde tamamlayan Park’ın 20 yıl kadar etkisinde kalan üniversite, daha sonra kalabalık ve kamu üzerine düşüncelerde onun öğrencisi olan Herbert Blumer ile bu akımı daha sistematik bir şekle büründürecek ve devam ettirecektir. Blumer de Park gibi bireylerin beraber aktivitede yer almaları itibari ile her grup davranışının kolektif davranış olabileceğini düşünmüştür. Ancak o kolektif davranışlar arasında bir ayrıma gitmiştir. Öğretmen ve öğrenci arasındaki gibi örneklendirilebilecek rutin kolektif davranış ve kalabalığın üyeleri olarak örneklendirilebilecek temel kolektif davranış şeklinde. Ancak asıl görüşü ikincisi üzerine yoğunlaşmış, rutin olanı bunun içinde değerlendirmiştir.

Blumer’in kolektif davranışını sosyal hoşnutsuzluk ekseninde incelemelidir. Blumer’e göre rutin aktivitelerin kesilmesi, harekete geçmek için rutin bireysel dürtü ve eğilimlerin tatminini önler ya da bireyler mevcut sosyal düzenin uyum sağlayamadığı yeni dürtü veya eğilim geliştirebilirler. Ancak onların davranışları düzensiz ve koordinesiz olur. Blumer buna “huzursuzluk” der. Bu etki ise karşılıklı karaktere sahiptir. Yani bir birey bu şekilde düzensiz ve rastgele bir davranış sergileyip huzursuzluğa düşerse, izleyenler de aynısını yapar. İşte bu karşılıklı sürece de “dairesel reaksiyon” demiştir. Dairesel reaksiyon insanların benzer davranışlarda bulunmalarıyla sonuçlanır ve ayrıca temel kolektif davranışın altyapısını oluşturan doğal mekanizmadır. Bireylerdeki düzensizlik ve koordinesizlik şeklindeki huzursuzluk, dairesel reaksiyon tarafından uyarılır ve sonuç “sosyal hoşnutsuzluk” şeklinde kendini gösterir. Yani Ezra ve LeBon’da başlangıçtaki toplumsal etki ve dürtünün yerini Blumer’de bireyselden toplumsallığa dönen bir süreç almıştır.

Sosyal hoşnutsuzluk içindeki insanlar ne olduğunu bilmedikleri bir şeyin arayışında, gelecekten endişeli ve söylentilere açıktırlar. Bozulmuş rutin ve bloke olmuş dürtülerin sonucu olarak insanlar; asabi ve yüksek oranda etkiye açıktırlar. Böylece sosyal hoşnutsuzluk hem rutin davranışın kesintisi ve bozukluğunu sembolize eder hem de yeni kolektif davranış formlarının gelişeceği bir bağlam sağlar.

Temel kolektif davranışın oluşumu ise beş aşamalıdır. İlki “heyecan verici bir olay”dır. Böylesi bir olay pekçoklarının dikkatini çeker. Sonraki üç aşamanın gelişiminin altında yatan mekanizmalar dairesel reaksiyon ve onun iki ileri formudur: kolektif heyecan ve kolektif yayılma. Aslında Blumer bu mekanizmaların spontane gelişen grup davranışlarının hemen hepsinde değişen oranlarda olduğunu iddia etmiştir. İkincisi “öğütme” aşamasıdır. Bireyler, heyecan verici olay hakkında konuşurlarken dahi bir aktivite içindedirler. Blumer bu aşamayı insanların doğrudan diğerlerinin davranışlarına tepki verdiği saf bir dairesel reaksiyon olarak çözümlemiştir. Hipnotize ile kıyaslarken de Blumer, bunun daha hızlı ve doğrudan bir cevap olduğunu belirtir. Üçüncü aşama heyecan verici olayla ilgili olarak insanların onu öğütme aşamasında ortaya çıkan “ortak gaye”dir. İki uçlu bir öneme sahiptir: insanlara ortak bir uyum ve aktivitelerine ortak bir amaç verir. Dikkat kesildikleri ortak gaye üzerinde heyecanlı olan insanlar, daha sonra o coşkun eylemin parçası olacak gözlemcilerin dikkatini yakalama ve pekiştirme hususunda heyecan dolu davranışın gücünü vurgulamış olurlar. Bu üçüncü aşamada altta yatan mekanizma kolektif heyecandır.

Sosyal hoşnutsuzluk bağlamında hareket eden insanların paylaştıkları: davranışlar için tatmin edilmeyen bozulmuş dürtü ve eğilimlerdi. İşte dördüncü aşama kalabalıkların hedefine karşılık gelen bu “dürtülerin uyandırılması ve desteklenerek teşvik edilmesi”dir. Pasif olan birey, toplum dürtüsüyle eyleme geçecek bir itme elde etmiştir artık. Bu aşamada altta yatan mekanizma ise sosyal bulaşmadır. Bu, öğütme ve kolektif heyecanın başka bir deyişle de saf dairesel reaksiyonun daha yoğun bir halidir. Tüm bu aşamaların sonucunda bireylerin içinde uyandırılmış dürtülerin güdümündeki kolektif davranış ortaya çıkar.

 

Yararlanılan Kaynaklar

 

1-Blumer, Herbert. (1971). Social Problems As Collective Behavior. Social Problems. 18(3), 298-306.

2-McPhail, Clark. (2005, April). Blumer’s Theory of the Collective Behavior. The Sociological Quarterly.30(3), 401-423.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı