Benlik
Benlik ile ilgili ilk bilgilendirmeler psikoloji de William James’a aittir. Benlik James’a göre bireyin özünün ne olduğunu kendi iç evrenine kendisini nasıl tanıttığını anlatabilecek herşeyin bütünüdür. James, benliğin iki aşamalı tefekküre ihtiyacı olduğunu söyler: “hangi fikirde olursam olayım her zaman benliğimin farkındayımdır. Kendi varoluşumun da farkındayımdır. Bu farkındalık kendi benliğim tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu durum doğrultusunda kendi benliğimi bütünleşmiş bir şekilde göz önünde bulundurduğumda ortaya ikili bir durum çıkmaktadır. Biraz bilinen, biraz bilen, biraz obje biraz fail olabilen iki yönü bulunmaktadır. Birine “Bilen Benlik (I)”, diğerine ise “Bilinen Benlik (Me) denilebilir. Bunlar benliğin farklı taraflarıdır ancak birbirinden farklı iki şey değildir. Çünkü “Bilen Benliğin” çehresi “Bilinen Benliktir” (James, 1963). Benlik kavramımız diğer insanlarla iletişim kurarken bizimle ilgili olan bize ait olmayanı ayrıştıran bir alan gibidir. “Ben makarna severim”, “mavi saç renginden hoşlanırım”, “sessizliği severim”, “doğa ile barışık bir insanım” dediğinde birey kendi benliğini bulunduğu toplum veya grup içerisinde konumlandırmış olur. Benlik kavramıyla benliğimizi bize ait olmayanların ne olduğu ile ilgili bilgiye ulaşırız. Kendimize ait özel bir alan elde etmiş oluruz. Kendimize ait olguları belirledikten sonra oluşturduğumuz kendimize ait etiketleri korumak ve geliştirmek için çaba gösteririz ve bu da “ben olma savaşı” diye adlandırabileceğimiz bir sınıfı oluşturur (Cüceloğlu,1992).
Ayna Benlik
Cooley, “ben”, “beni”, “bana”, “benimki”, “kendim”, kelimeleri ile ifade ettiği zamirleri benlik olarak tanımlamıştır. Cooley’e göre kişinin benliği içerisinde olduğu topluluk ortamından ayrı tutulamaz. Coolley bireyin içinde bulunduğu insanlarla iletişim içinde olduğu sırada bireyde meydana gelecek benliği “ayna benlik” kavramı ile açıklamaya çalışır. “Ayna benlik”, kişinin kendisini diğer insanların algıladığı şekilde algılamasıdır. İletişim de bulunduğu kişilerin bireyi nasıl yansıttığını ve değerlendirdiğini ortaya koyan şey ayna benliktir. Ayna benliğin üç ana unsuru vardır. Birincisi başkaları kişiyi nasıl algılar yani toplum da birey nasıl bir algı taşır bunu gösterir. İkincisi ise bireyin hareketleri üzerine yargılarının bireyde oluşturduğu tepkidir. Üçüncüsü ise kişinin benliğine ait geliştirilen duygulardır: Gururlanma, çekinme gibi duygulardır. Kendisini birey başkalarında uyandırdığı tepkilerle ölçer ve değerlendirir. (Epistein 1973:404-416) Coolley’in ayna benlik kavramı doğrultusunda düşünce geliştiren Mead, benliğin toplumu kaplayan bir örüntü olması üzerinde durmaktadır. Benliği “Bilen Benlik” ve “Bilinen Benlik” şeklinde incelemektedir. “Bilinen Benlik” bireyin dışında kalan kişilerin tutum ve düşüncelerine değer veren tarafıdır. Bu benliğin pasif ve geleneksel şeklidir. “Bilen Benlik” ise, benliğin istediği şeyler doğrultusunda aktif ve kreatif tarafıdır. Eğer bireyin hayatını sürdürdüğü toplum mutlak bir yapıya sahip ve sınırları olan bir toplum ise “bilinen benlik”, “bilen benlik” üzerinde hakimiyet kurar. Kişinin faaliyetleri en aza iner. Fakat şartların olumlu olduğu bir alanda “bilen benlik” etkin ve daha kreatif olup toplumla ilgili şeyleri yapılandırma yetkisine daha çok ulaşır. Mead benliğin hareketlerinin olduğu bölüme “bilinen benlik” der. (Mead, 1968:88-93)
Kaynaklar
Cüceloğlu, D. (1991). İnsan ve davranışı. 1. Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Epstein, S. (1973). The self-concaept revisited or a theory. Amaricam Psychologist, 28, 404-416
James, W. (1963). The varieties of religious experience. University Boks, New York.
Mead, H. (1968). Mind, self and society. University of Chicago Pres.
Özen Y.,Gülaçtı F. (2010) Benlı̇k-Kavramı ve Benlı̇ğı̇n Gelı̇şı̇mı̇ Bı̇len Benlı̇ğe Gereksı̇nı̇m Var Mı? Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt-Sayı: 12-2.