Marifet Divanı AkademiYöntem

Dini Gruplar- 1

DİNİ GRUPLAR

 

Toplumsal Grup, Aralarında karşılıklı iletişim ve etkileşim bulunan ortak duygu ve değerleri paylaşan birbirlerinin varlığından haberdar olan kendilerini aynı gruba mensubiyet duygusuyla bağlı hisseden insan topluluğudur’.

Dini gruplar Din Sosyolojisi’nin günümüzdeki en popüler konusudur. Tabiat olarak insan toplumsal bir varlıktır ve kabiliyetlerini geliştirmek için toplumda bulunması gerekmektedir.  İnsan doğduğundan itibaren ailede yani bir grubun içerisinde varlığını sürdürmek zorundadır. Aileyi bir kurum olarak grubun en alt birimi olarak kabul ediyoruz. Aileden başlamak üzere dalga dalga etrafında gruplar olur. İnsanların farklı statüleri aynı anda bünyesinde barındırması, gruplarla alakalıdır. Grupların bizim hayatımızda vazgeçilmez ve oldukça fazla olduğunu biliyoruz.

Her dini grup bir sosyal gruptur, her grup dini grup değildir. Dini grupları diğer gruplardan ayıran özellikler vardır.

SOSYAL GRUPLARIN ÖZELLİKLERİ:

( J.FICHTER)

  • Grup üyeleri hem içerden hem dışarıdan tanınabilecek birtakım işaretlere, sembollere, hareketlere sahiptirler.

Yani; Bir grubun mutlaka kendisine has işaret, sembol, kavramları besleyecek sembollere sahiptir. Bu sembolleri hem grup üyeleri hem de dışarıdan insanlar bilirler. Rozet ya da amblemleri olur. Dini gruplar için söyleyecek olursak, başörtüsü bağlama şekilleri, sakal bırakma tarzını örnek verebiliriz.

Not: Grubun en önemli özelliği bireyi diğerlerine göre tanımlamaktır. Grubu diğerlerinden ayıracak sembolü yoksa da uydurur. Grubun en temel özelliği “biz’’ diyebilmektir. Siyasi gruplarda aynı şekildedir; ülkücü bıyığı, komünistlerin kıyafeti vb. Bunlar tamamen doğal şeylerdir.

  • Gruplar, sosyal hiyerarşiye dolayısıyla bir tabakalaşmaya sahiptirler. Her grup üyesi diğerine göre kendi pozisyonunun gereğini yerine getirir.

Her grupta, abi, abla, mürid vs. vardır. Grubun bir yapısı ve o gurubun içinde mutlaka hiyerarşi vardır. Bu doğaldır. Bunu ya gönüllü kabul eder ya da zorunlu  olur. Köylü biri diplomalıya emirler yağdırabilir. Grup hiyeraraşisi asla bilgiye dayanmaz, fedakarlığa menfaate dayanır. Grup üyeleri  rollere uymazsa gruptan atılırlar. Grupta esas olan itaattir.

  • Gruptaki her üye, kendi rolünü oynayarak gruba katılır.
  • Her bir grubun göreceli de olsa, sürekliliği olmalıdır. Dayanıklılığı zaman içerisinde test edilmelidir.

Bazı gruplar saman alevi gibi çıkar ve söner. Süreklilik arzetmesi gurubun koyduğu hedef ve sorunlarla ilgilidir.  Bir grup belli noktalarda dayanıklılığı sınanmamışsa o grubun sosyal grup olarak güçlü bir varlığından söz edilemez. Örneğin  Aczimendililer dayanıklılık testinden geçmişlerdir. Bu grup daha fazla büyüyemez ancak kendi içlerinde grup olma niteliğini güçlendirmişlerdir.

5-Grup üyeleri arasında iletişim ve temas esastır.

Eskiden bu kolay değildi. Günümüzde küçük bir grup dahi olsa canlı yayın yapabiliyorlar. Bu durum klasik yapılanmadaki zorluğu da kaldırmaktadır.
Gruplar her akşam canlı yayın yapabiliyor. Yani sürekli iletişim halindeler.

  • Her grupta içinde rollerin oynandığı ortamları etkileyen davranış normları vardır.

Bu normlar yazılı veya yazısız olabilir. Fakat kimin nasıl davranacağı, üç aşağı beş yukarı grup üyeleri arasında bellidir. Örneğin; bir komüniste “vay gardaşım” diyemezsiniz, “yoldaş” demeniz gerekir. Bu yazılı bir kural değildir, ama bellidir. Yine BMW’ ye binip “Hadi yoldaşlar gezelim” diyemezsiniz. Çünkü zaten onlar zenginliğe karşı, adaletsizliğe karşılar. Araban BMW’de olsa onların yanına giderken otobüs kullanman gerekecektir.Menzilde ki kişilerin sakal bırakması da yine örnek olarak verilebilir.

  • Grup üyelerinin ortak ilgi ve değerleri vardır. Bu hedeflere grup üyeleri sıkı sıkıya bağlıdır.

Bu durum insanın fıtratıyla ilgilidir. Kişinin değerleri neyse ona göre bir gruba dâhil olur. Bir grupta mutlaka ortak ilgi olmalıdır. İnsanlar zaten kendi değerleri ile örtüştüğü için o gruba girmişlerdir.

  • Her grubun hedefi vadır. Gerçekleşmesi mühim değildir.

Grup kendisine somut hedefler koyarsa bu hedefe ulaşsa da ulaşmasa da bu grup çok acı travmalarla karşılaşacaktır. Örneğin, Türkiye Komunist Partisi diyor ki ; ‘ Biz bu ülke de komünist bir devrim yapacağız’. Etrafına aynı amacı güden insanları topluyorlar ve bir devrim istiyorlar.

Yaptılar mı ? Hayır yapamadılar.

Bu ülke de kendileri için koydukları somut hedefi yapamadılar. Ne oldu? 1960-1970 yıllarda sayısını yükseltti ancak şu anda etkileri oldukça az. Neden? Çünkü hedef somuttu. Ve bu hedefi gerçekleştiremeyeceklerini gördüler.

Türkiye’ de hedeflerine ulaşamadılar. 1960-1970’ li yıllarda 40 bin üniversite genciyle sokakta bu hareketi yürüten grup şuan bütün Türkiye’de toplam 30-40 bin kişi toplayamıyor. Neden? Çünkü somut bir hedef koydular ve o somut hedeflerinin gerçekleşmediğini gördüler. Bu hedefe ulaşsalardı ne olacaktı? Hedef gerçekleştiğinde ganimet paylaşma zamanıdır. Eğer somut hedefe ulaşılmak için uğraşıldıysa grubun B planı olmadığı için birbirlerine gireceklerdir. Nitekim İran  ve Rus devrimi de böyle olmuştur. Günümüzde İran’ın en zenginleri Ayetullahlardır.

Said Nursi soyut hedefler koymuştur. ‘Bütün insanlığın imanını kurtarmak’.. Böyle bir şey insan 500 yıl yaşasa da mümkün olmadığı için yaşanmaz. Grup üyeleri bu hedef etrafında motive olup devam ettiği sürece problem yoktur.


DİNİ GRUPLARI DİĞER GRUPLARDAN AYIRAN ÖZELLİKLER:

  • Dini gruplar aşkın (insanüstü) varlığa kendilerini dayandırdıklarını ve kaynağı oradan aldıklarını iddia ederler.
  • Grup liderinin ilahi güçlendirmeyle mücehhez olduğuna inanırlar. Örneğin Allah’la sohbet ediyor, peygamberi rüyasında görüyor.
  • Dini grup üyeleri belirledikleri hedeflere kesin inançla inanırlar.
  • Dini grup üyeleri hedeflerini, başarılarını ve amaçlarını sadece bu dünyaya değil, öbür dünyaya da taşırlar.

 Dini Gruplar 2’ye ayrılır:

1-Doğal Dini Gruplar:

Bunlar doğrudan dinin  yönlendirilmesi ve ayrıca varlığı olan bir grup değildir. Bunlar zaten bir gruptur ve kendiliğinden  grubun içerisinde ‘din’ oldukça etkilidir. Dinin etkili olduğu yapılardır. Bunlar daha çok geleneksel, sanayi öncesi toplumların yapısıdır. Geleneksel toplumlarda ‘din’ aile   içinde çok önemlidir. Gelinin başına ‘saçı’ atmak, kapıya tereyağ sürmek örnek olarak verilebilir.

Soy=>Sop=>Sülale=>il=>Ok=>Aşiret=>Devlet Yapısı

2-Sırf Dini Gruplar:

2.a-Tarikatvâri Yapılar:

Kutsal bir soy vardır. Sürekliliği denenmiş uyguladığı ibadetleri vardır ( Evrâd-ü Ezkar).  İnsan kazanma yöntemleri basittir. Şeyhin enerjisi ve onun etrafındaki  kelebekler gibidir. Farklı yollar aramaya gerek yoktur. Birilerini ıkna çabları yoktur. Ancak günümüz tarikatleri bunu yapmıyor. Çünkü kendi durumlarıyla modern dönem arasında kriz yaşamaktadırlar.

2.b-Hizmet Temelli Yapılar:

Modern gruptur. Devlete paralel onun açık bıraktığı sosyal hizmetleri tamamlama iddiasında olanlardır. Merkezi niyetleri hizmet odaklıdır. Eğitim, okul, dershane, kütüphane vb. Bundan maksatları devleti arkadan dolanıp vatandaşa, halka ‘Devletin yapamadığını biz yaparız, devlete bir şey olursa korkmayın biz buradayız’ mesajını vermektir. Mısırdaki ‘ihvan hareketi’ örnek verilebilir.

2.c-Radikal Dini Gruplar:

Bu hareketler genellikle yoksunluk, yoksulluk vb. özgürlüğe  dair yaşadıkları ağır travmalar, ailevi problemler, çocukluk döenminde şiddet gören insanların oluşturduğu gruptur.

-Ya çocuklukta şiddet

RADİKAL SELEFİ HAREKETİN SEBEPLERİ

-Yoksunluk-Yoksulluk

-Kişilik Ezikliği

-Devletin Ağır Baskısı

-Devletin toptan kaybettiği özgürlük

Bu gruptaki kişilerin yaşadığı ağır travmaları, ve oluşan boşluğu karşı tarafa yansıtması gerekir. Bunu ya silahla ya da sert bir şekilde “sen kafirsin!” diyerek yapabilirler. Yapılan araştırmalar da bu çok net gösterir ki insanın kimlik oluşmasındaki ilk aşamanın zemini daha kaliteli bir hale getirilmezse, ondaki o eziklikler, travmalar, şiddet, baskı, fakirlik, yoksulluk kişilerin bu tür gruplara girmesine zemin oluşturabilmektedir. Pkk, el-Kaide, batıdaki terör örgütleri, grup üyelerini bu tür insanlardan seçmektedirler.

Hizbullah bu gruba örnek olarak verilebilir.

Radikal hareketler; otoriter bir mekanizmayla hareket ederler ve elbette gizlidir. Beyin yıkama yöntemini kullanırlar. İnsanları değiştirme, dönüştürme iddiaları asla yoktur.

 

Hazırlayan: Canan Teke

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı