KişilerKuramlarMarifet Divanı AkademiMarifet MetinleriSosyolojiTerimler

KÜRESELLEŞME: ÇAĞDAŞ DÜNYADA ETKİLEŞİM ve DÖNÜŞÜM

Gülsüm Fidan- AYBÜ İlahiyat 4. Sınıf Öğrencisi

Küreselleşme, dünyayı birbirine bağlayan görünmez bir ağ; kimi için özgürlük, kimi için esaret.

Küreselleşme: Kavram Tanımı ve Tarihçesi

Küreselleşme, dünya genelinde ülkeler arasında ekonomik, kültürel ve politik etkileşimlerin artmasıdır. Çok boyutlu, etki alanı oldukça geniş ve hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilen bir kavramdır. Günümüzde de küreselleşmeyi anlamlandırma çabaları devam etmektedir.

Kökeni 15. yüzyıldaki coğrafi keşiflere kadar uzanır; ticaret yollarının genişlemesi, deniz aşırı koloniler ve sanayi devrimi bu sürecin ilk adımlarını oluşturmuştur. 20. yüzyılda ise teknolojik gelişmeler, ulaşımın hızlanması ve iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla küreselleşme daha görünür hâle gelmiştir. 1990’lardan itibaren internetin ve dijital iletişimin yaygınlaşması, bu süreci yeni bir boyuta taşımıştır. Dünya artık yalnızca coğrafi açıdan değil; iletişim, bilgi akışı ve kültürel etkileşim bakımından da daha yakın bir yapıdadır.

Teknolojik Gelişmeler ve İletişim Ağları     

Küreselleşmenin temel itici gücü, iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki hızlı gelişmelerdir. İnternet ve dijital medya araçları, bilginin sınır tanımadan aktarılmasını mümkün kılmış; bireyler ve toplumlar arasında anlık etkileşim ortamı oluşturmuştur.

Bu durum, kültürel ve sosyal deneyimlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamış ve küresel farkındalığı artırmıştır. Artık bireyler, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan gelişmeleri eş zamanlı olarak takip edebilmekte ve bu gelişmelere doğrudan tepkide bulunabilmektedir.

 Kültürel Etkileşim ve Kimlik

Küreselleşme, kültürler arası etkileşimi artırarak ortak yaşam, ortak dil ve ortak pratiklerin yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte, bu süreç kültürel farklılıklar ve kimliklerin korunması yönünde yeni tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

  • Bazı toplumlar ve bireyler, küreselleşmeyi kültürel zenginleşme ve çeşitlilik açısından olumlu değerlendirirken;
  • Bazıları ise kültürel homojenleşme ve yerel değerlerin zayıflaması gibi olası risklere dikkat çekmektedir.

Dolayısıyla küreselleşme, hem yakınlaştıran hem de ayrıştıran bir süreç olma özelliği taşımaktadır.

 Ekonomik Boyut ve Eşitsizlik Dinamikleri

Küreselleşme süreci, dünya ekonomisini karşılıklı bağımlılık temelinde yeniden şekillendirmiştir. Üretim, tüketim ve ticaret faaliyetleri uluslararası ölçeğe taşınmış; çok uluslu şirketler küresel piyasada belirleyici aktörler hâline gelmiştir.

Ancak ekonomik küreselleşmenin etkileri eşit düzeyde hissedilmemektedir. Gelişmiş ekonomiler sürecin sunduğu olanaklardan daha fazla yararlanırken, gelişmekte olan ülkeler ve sosyo-ekonomik açıdan kırılgan gruplar bu rekabette dezavantajlı konuma düşebilmektedir. Bu durum, ekonomik adalet ve sürdürülebilirlik konularını önemli tartışma alanlarından biri hâline getirmiştir.

Küreselleşme Sürecinde Türkiye

Türkiye’de küreselleşme özellikle 1980 sonrası hız kazanmıştır. Turgut Özal döneminde uygulanan ihracata dayalı büyüme ve serbest piyasa politikaları, Türkiye’nin dışa açılmasını sağlamış ve küresel ekonomik sistemle entegrasyon sürecini başlatmıştır.

Ekonomik alanda Türkiye, yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmiş ve serbest bölgeler kurarak uluslararası ticareti artırmıştır. Bankacılık sektörünün serbestleşmesi, döviz piyasalarının açılması ve IMF ile Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla yapılan işbirlikleri, Türkiye’nin küresel finansal akımlara entegrasyonunu güçlendirmiştir. Ayrıca, 1963 Ankara Anlaşması ve 1995 Gümrük Birliği ile Avrupa Birliği ile ilişkiler derinleştirilmiş; uluslararası kuruluşlara üyelik, Türkiye’nin küresel politik sahadaki konumunu pekiştirmiştir.

Kültürel açıdan küreselleşme, Türkiye’de medya ve iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla hissedilmiştir. Uydu televizyonları, internet ve sosyal medya sayesinde dünya kültürü Türkiye’ye hızla ulaşmıştır. Uluslararası markalar, fast-food zincirleri ve yabancı dilin önemi, tüketim alışkanlıkları ve eğitim alanında değişimlere yol açmıştır.

Küreselleşmenin olumlu etkileri arasında ekonomik büyüme, teknoloji transferi ve kültürel çeşitlilik yer alırken; olumsuz etkileri arasında yerli üreticilerin rekabet gücünün azalması, gelir dağılımında eşitsizlik ve geleneksel değerlerin zayıflaması sayılabilir.

Günümüzde Türkiye, bölgesel bir güç olarak küreselleşmeye entegre olmaya devam etmekte; dijitalleşme, e-ticaret ve teknoloji sektörleri küresel pazarlara erişimde kritik bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin küreselleşme süreci, ekonomik, siyasi ve kültürel boyutlarıyla devam eden dinamik bir süreç olarak değerlendirilmektedir.

Sonuç

Küreselleşme, modern dünyada ekonomik yapıların dönüşümünü pek çok yönüyle etkileyen karmaşık bir olgudur. Farklı ülkeler arasındaki sınırların giderek belirsizleşmesi, uluslararası ticaretin artışı, doğrudan yabancı yatırımların çoğalması, finansal piyasaların entegrasyonu ve ekonomik bağımlılığın derinleşmesi gibi alanlarda belirgin etkiler yaratmaktadır.

  • Uluslararası ticaret, küreselleşmenin en görünür ve doğrudan etkilerinden biridir. Ülkeler, kendi iç pazarlarındaki sınırlamaları aşarak dış pazarlara açılma çabalarında artış göstermektedir. Gümrük vergilerinin azaltılması, serbest ticaret anlaşmaları ve ticaret blokları gibi uygulamalar, ülkelerin dış ticaret hacmini artırmaktadır. Bu durum, hem tüketici hem de üretici açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır: tüketicilere daha fazla çeşitlilik ve daha düşük fiyatlar sunulmakta; üreticiler ise daha geniş bir pazara ulaşma imkanı bulmaktadır.
  • Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) da önemli bir boyuttur. Küreselleşme, yabancı yatırımcıların yatırımlarını yalnızca kendi ülkeleriyle sınırlı tutmayıp diğer ülkelerde de değerlendirmesine olanak tanımaktadır. Bu durum, yerel ekonomilere önemli katkılar sağlamakta; istihdam yaratmakta, teknoloji transferine imkân tanımakta ve yerel firmaların gelişimine destek olmaktadır. Ancak yabancı şirketlerin piyasalardaki hâkimiyeti, yerel firmaların rekabet gücünü zayıflatabilir ve ekonomik bağımlılığı artırabilir.
  • Finansal piyasalar, küreselleşmenin etkilerinden bir diğeridir. Globalleşme, finansal akışların ve yatırımların dinamiklerini değiştirmiştir. Farklı ülkelerdeki finansal piyasaların entegrasyonu, yatırımcıların kaynaklarını daha etkin bir şekilde yönlendirmesine olanak tanımakta, ancak aynı zamanda risklerin uluslararası düzeyde yayılmasına sebep olmaktadır. 2008 mali krizi, bu durumun bir örneği olarak küresel finansal bağların ne denli derin olduğunu ve yerel ekonomilerin global krizlere maruz kaldığını göstermektedir.
  • Küreselleşme ekonomik bağımlılığı artırmakta; ülkeler arası ilişkilerin daha karmaşık hâle gelmesine neden olmaktadır. Dış kaynaklara olan bağımlılığın artması, ekonomik krizler ve politik istikrarsızlıkların etkilerinin tüm dünyayı etkileyebilecek boyutlara ulaşmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, ekonomik bağımlılık ülkelerin stratejik kararlarını etkileyen önemli bir faktör hâline gelmektedir.

Sonuç olarak, küreselleşme süreçleri, ekonomik yapıların ve ilişkilerin dinamiklerini değiştirmiş; uluslararası ticaret, yatırımlar, finansal piyasalar ve ekonomik bağımlılık arasında karmaşık bir etkileşim yaratmıştır. Bu durum, hem fırsatlar hem de zorluklar sunmakta ve ülkelerin ekonomik stratejilerini yeniden gözden geçirmelerini gerektirmektedir.

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı