Aristoteles’e göre politika, konuşma ve iletişim ayrılmaz bağlarla birbirine bağlıdır. Onun bu görüşü modern dünyada da yankıları sürecek önemli bir tartışmanın temellerini atmıştır. Siyasal iletişim kavramı da sosyal bilimlerdeki tüm kavramlar gibi tanımlaması zor ve muğlak bir kavramdır. Aysel Aziz’e göre siyasal iletişim, belli ideolojik amaçlarını, topluma, belli gruplara, kitlelere, ülkelere ya da bloklara kabul ettirmek ve gerektiğinde eyleme dönüştürmek, uygulamaya koymak üzere sosyal aktörler tarafından çeşitli iletişim tür ve tekniklerinin kullanılması ile yapılan iletişimdir. Günümüzde siyasal iletişim, geniş anlamıyla siyasal hayatta iletişimin oynadığı role odaklanır. Medya, kamuoyu yoklamaları, siyasal pazarlama ve halkla ilişkiler faaliyetleri siyasal iletişim çalışmalarının inceleme konularıdır.
1952 yılı siyasal iletişimin profesyonel bir çalışma alanı olarak ortaya çıktığı yıldır. 1952 yılı ABD Başkanlık seçimlerinde Eisenhower televizyonda siyasal alanda 60 saniyelik paralı reklam spotları kullanmış ve bu alandaki profesyonel çalışmalar böylelikle başlamıştır. Siyasal iletişim ve siyasal kampanya çalışmalarının günümüzde yeni medya ortamlarını gitgide daha fazla oranda dikkate almakta olduğu gözlemlenmektedir. Örneğin birkaç hafta önce AKP sosyal medya uygulamaları üzerinden bir animasyon filmi yayınladı. Ancak yine sosyal medya üzerinden gelen tepkiler üzerine ilgili içerik kaldırıldı. Siyasal iletişim çalışmaları için yeni medyadan faydalanılmakla beraber geleneksel medya da tamamen göz ardı edilmiş değildir. Çünkü toplumda %100 oranında internet kullamını henüz yoktur. Bu sebeple geleneksel medyanın da siyasal iletişimde rolü büyüktür. Sosyal medya uygulamalarının siyasal iletişimde kullanılmasının birçok faydası vardır. Günümüzde siyasiler bu uygulamaları sıklıkla kullanmaktadır. Örneğin Mansur Yavaş bir Twitch kanalına konuk olmuş ve özellikle Z kuşağından olumlu geri dönütler almış, popülerliği artmıştır. Aynı şekilde geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu da bir Twitch kanalına konuk olmuş ve yüz binlerce kişi tarafından izlenmiştir. Cüneyt Özdemir ve Armağan Çağlayan da Youtube kanallarında siyasi isimleri konuk etmekte ve yüz binlerce kişi bu yayınları seyretmekte, bu yayınlara yorum yapmaktadır.
2008 ABD Başkanlık seçimlerinde Obama “sosyal ağların kralı” ünvanına sahip olmuştur. Çünkü çok başarılı bir sosyal medya kampanyası yürütmüştür. Obama bunu ilk yapan isim değildir ancak ona bu ünvanı kazandıran şey planlama ve etkin kullanımın başarılı yapılmasıdır. Obama’nın kampanyalarında yer alan Brittany Kaiser daha sonra Cambridge Analytica şirketi tarafından fark edilmiş ve kendisinin Trump kampanyasında da çalışması istenmiştir. (Bkz. The Great Hack Belgeseli).
Geleneksel temsil biçimlerinden çağdaş temsil biçimlerine geçiş yalnızca iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile ilgili değildir. Coleman ve Blumler’a göre bu dönüşüm temsili demokrasilerin günümüde yaşadıkları büyük bunalımın bir sonucudur, bu bunalımı aşmak için çözüm arayışlarının bir parçasıdır. Coleman ve Blumler’a göre siyasetçilerin dijital medyaya duydukları ilginin arkasında yatan şey kamudan köklü bir şekilde koptuklarına dair içlerindeki histir. Amaçları ise kamuyla yeniden bağlantı kurmaktır. Morozov, internetin sağladığı tüm bu kolaylıklarla beraber, otoriter rejimler tarafından vatandaşların izlenmesinde ve fişlenmesinde de kullanıldığını iddia etmektedir.