YEREL KÜRESEL DİKOTOMİSİ

YEREL/KÜRESEL
Küreselleşme esas itibariyle bölgelerin, ulus-devletlerin ve kıtaların ekonomik, teknolojik ve siyasi araçlarla birbirine bağlanmasını ifade eder. Ancak küreselleşme fikri birbirine bağlanmadan daha geniş bir anlama sahiptir. Aynı zamanda bize zaman ve mekan arasındaki ilişki ve özel bir mekandaki toplumların başka yerlerdeki politik ve ekonomik değişimlerden nasıl etkilendikleri konularında da düşünme imkanı vermektedir. Giddens bunu varlık ve yokluk arasındaki kesişme olarak nitelendirmeye çalışır. Başka bir ifadeyle, küresel toplumsal ilişkiler yerel durumlarla iç içe girmiştir; bu yerel durumlar gizli kalsa bile. Bu anlamda küreseli yerel olandan kolayca ayıramayız.
İngilizliğin en mükemmel simgelerinden bazıları, sözgelimi bir fincan İngiliz çayı, emperyal bir mirasın tatlı izlerini ancak yok eder/etmez bile. Burada çok önemli bir noktayı vurgulamak gerekir: Londra ve civarının gelişimi en az üç yüz yıllık ticari mal ve emek akışına bağlıdır. Balık ve cips gibi ‘yerli Londra hayatının’ mutfağına ait en çarpıcı amblem yerel-ötesi bir kültürel tarihi gizlemekteydi. 19.yy sonlarında yaygınlaşmış olan balık ve cips, Fransız usulü kızartılmış patates hazırlama ve Doğu Avrupa Yahudileri’nin balık kızartma geleneğinin yayılmasının sonucuydu.
Buna benzer bir başka örnek ise Mevlana olabilir. Mevlâna yerel bir örnekken, verdiği örnekler tamamen Konya bozkırı ile alakalı iken şimdi ABD veya başka ülkelerde bunun üzerinden küresel bir algı, değer algısı biçilmektedir. Ama bu bu çağda yakalanmış bir örnektir. Bundan 50 ve 100 yıl önce böyle bir şey yoktu, kısıtlı ve sınırlıydı. Mevlana’yı şuan da batıda lise seviyesi herkes bilmekte ve onu bilen kişiler insan felsefesine dair bir takım çıkarımlar yapabilmektedir.
- yüzyıla kadar, cumhuriyet kurulana kadar hiçbirimiz batı tarzı üniversite yapılandırmasını bilmiyorduk. Şu anda Afrika’ya bile gitseniz yapı aynı ama içerik değişebilir. Bu çağın getirdikleri ile ilgili değil; bizim ortaya koyduğumuz ürünün pazardaki değeri ile ilgili bir şeydir. Afrika’da her gün 7 km yürüyen çocuğun çantasında Adidas yazması ve coca cola resminin gittiği okulda panoda asılı olması ve bu çocuğun yerel dil değil de İngilizce konuşabilmesi bu olaya örnektir
Bahsedilen bu küreselleşme etkisinden en az etkilenen grup çöllerde yaşayan bedevi Araplar’dır denilebilir. Bu bedevi Araplar katıksız yaşıyorlar, izole bir yerdeler. Ancak onlar bile küreselleşme etkisinden tam olarak soyutlanmış değiller. Bu kimseler de ralli yaptıkları araçların içine tv koymaya ve çadırlarına bilgisayarlar yerleştirmeye başlamışlardır.
Afrika’da yerli kadınların taktığı metal boyunluk şuanda Avrupa’da kolye olarak kullanılmakta. Pozitif olarak bakıldığında değer herkese has bir şey olmaktadır. İki kavram arası zıtlık yoktur. Yerel ve küresel unsurlar birbirini destekleyeceği gibi küresel unsurların yerel ögeyi baskın gösterdiği söylenebilmekte ve bazen böylelikle yerel unsurlar küresel önünde bend oluşturup önünü kapatabilmektedir..
Küresel karşılıklı bağlantıların yoğunlaşması kültürel farklılığın düzleştirilmesiyle sonuçlanmamıştır. Aslında bir tür şirket çok kültürlülüğünden söz edilebilirse bu Benetton, Nike, Philips ve Sony gibi şirketlerin reklamlarındaki imajlarında görülür. Orada ticari kültürler içindeki kültürel farklılıklarla ilgili bir indirgemeden ziyade, farklılıkla büyülenme ve etnisitenin ve ötekiliğin pazarlanması görülmektedir. Son dönemlerde Gucci gibi moda devleri de Müslüman, Yahudi, Ermeni ve Afrikalı mankenleri podyumda yürüterek bunu yapmaktadır.
Küreselleşme hala zaman-mekan sıkışması içinde işlemesine rağmen yerel kimlikleri güçlendirebilir. İnternet kanalıyla elektronik mesajlar, metinler ve semboller yerkürenin her yanında dolaştırılabilir ve uygun bilgisayar donanımı olan herkes buna ulaşabilir. Aşırı sağcı siyasal hareketler ulus-aşırı bir teknolojiyi herhangi bir çelişkiye düşmeden yabancı düşmanı milliyetçilikle birleştirmiş görünebilir. Bu tür milliyetçi gruplaşmalar bu teknolojiyi aidiyet haritalarını yeniden çizmek için kullanır. Bu tür hastalık belirtilerinin en güzel örneği, Reuben Longsdon’un yönettiği Aryan Haçlı Kütüphanesi (ACL) adlı Amerikan neo-faşist web sitesinde görülebilir.
Küresel bir köy yönünde ilerleme düzensiz gelişmiştir. İçinde bulunduğumuz bilgi çağının teknolojik devrimi hem toplumsal ve ekonomik hayat hem de zaman ile mekan arasındaki ilişkiyi baştan sona yeniden düzenlerken, kültür ve kimliğin yerel modellerinin önemini otomatik olarak gölgelemez. Sonuç olarak yerel ve küresele iki zıtlık olarak değil, bir ilişki olarak bakmak gerekmektedir.
Merve Betül ÇİFTÇİ, AYBÜ İslami İlimler Fakültesi