SOSYOLOJİK BAĞLAMDA DEĞERLER
SOSYOLOJİK BAĞLAMDA DEĞERLER[1]
Sosyologlar arasında en çok tartışılan konulardan birisi değerler konusudur. Şimdiye kadar değerleri incelemekten kaçınan sosyal bilimciler olmuştur lakin günümüzde ki sosyal bilimciler değerlerin önemli bir sosyal olgu olduğunu, bilimsel incelemeye ve analize konu edilebileceği üzerinde hemfikirlerdir.
Değerler betimsel olarak; kişi ve gruba yararlı olan, kişi ve grup için istenilen veya kişi veya grup tarafından beğenilen şeylerin değere sahip olduğu söylenebilir.
Değerleri incelerken bizatihi değer olan nesnenin kendisi, nesnelerin sosyal gereksinimleri karşılama kapasitesi ve insanların bu nesneyi, tatmin vermesi ve tatmin verme kapasitesinden dolayı takdir etmesi şeklinde üzerinde durmamız gereken üç husus vardır.
Sosyolojik olarak değerler grup veya toplumun, kişilerin, örüntülerin, hedefleri ve diğer sosyokültürel nesnelerin önemliliği üzerindeki değerlendirmelere dayanan ölçütlere göre tanımlanabilir.
Sosyal bilimcilerin ilgilendikleri değerlerin genel olarak özellikleri şunlardır:
- Paylaşılırlar: Değerler herhangi bir bireyin yargısına bağlı olmayıp çoğunluk tarafından uzlaşılmıştır.
- Ciddiye alınırlar: Toplum değerleri ortak refahın korunması ve sosyal gereksinimlerin karşılanması için önemli görür.
- Coşkularla birlikte bulunur: Toplum yüce gördükleri değerler için dövüşür hatta ölürler.
- Soyutlanabilir: Değerler, kişiler arası uzlaşma gerektirdiği için kavramsal olarak diğer nesnelerden soyutlanır.
Kişiler nesnel değerlendirmelerinde; aile ve soy, servet, işlevsel yararlılık, eğitim, din ve biyolojik özellikler şeklinde ölçülebilir belirleyiciler kullanırlar.
Değerlerin kaynaklarını iki düzlemde ele alıyoruz. Birinci düzlemde sosyal statü ve sosyal saygınlık var. Sosyal statü, kişinin başarma ya da atfedilme yoluyla başkalarınca değerlendirmesiyle olur ve bireye dışarıdan gelir. Sosyal saygınlık ise kişinin iyi bir aileden gelmesi, kişinin sahip olduğu servetten dolayı, eğitimine, eğitim tipine hatta fiziksel özelliklerinden dolayı gösterilir. Bu da dışarıdan aktarılır.
İkinci düzlem ise insanlık onuru, kişinin davranışlarıyla değerlendirilmesi ve kişisel dokunulmazlık hakkıdır. Bu özellikler bireye dışarıdan aktarılmaz.
Toplumun bu değerleri tanıyıp takdir etmesi tarih boyunca uzun uğraşların bir sonucudur. Bazı kişiler diğerlerini köleleştirip onurlarını hiçe sayarak sömürdüğünde onların insandan daha aşağı yaratıklar olduğunu ileri sürerek kendilerini haklı çıkarmaya çalışmışlardır. Ama günümüzde her toplumda ki insanların içsel bir değere sahip olduğu kabul edilmiştir.
Davranış örüntüleri toplumdan topluma değişir. İster açık ister kapalı olsun hangi davranış örüntüsünü incelemeye başlarsak ilk önce toplumda yürürlükte olan değerleri anlamamız gerekir. Yabancı ülkelerde ki davranış örüntülerini genellikle anlamayız. Bunun sebebi ise o toplumun kültürünün değerlerini bilmemiz ve anlamamamızdır. İlkel toplumlarda bizim için çok saçma ve değersiz olan bir şey onlar için çok önemli ve değerli olabilir. Aynı şekilde bir birey kendi toplumundaki örüntüleri eksik yapıyorsa bu durum onun kendi toplumundaki sosyal değerleri iyi bilmediğini ifade eder.
Toplumun vazgeçilemez noktası eylem içindeki kişidir. Değerlerin son ve kesin noktası da kişidir. Değerlerin ise simgelendiği temel sosyal roldür.
Görüldüğü üzere davranış örüntüleri sosyal rolleri oluşturur, kişiler ise gösterilen hedefler doğrultusunda farklı işlevlerde bulunurlar. Rolü oluşturan örüntüler ise en önemli olandan daha az önemli olana doğru sıralandırılır ve ona göre değerlendirilir. Mesela bir öğrenciye göre otobüs beklemektense ders çalışmak ya da bir seminere gitmektense sınava girmek daha önemlidir.
Uyum, değer, sosyal baskı gibi nesnel ölçütlerle davranış örüntülerini töre, gelenek ve görenek şeklinde ayırabiliriz. Bir sosyal değer kişiler üzerinde çok fazla baskı yapar ve kişiler bu değere uymak zorunda kalırlar. Toplum bir hareketi onaylar ya da onaylamaz. Bu ise o toplumda bu hareketin doğru ya da yanlış olduğunu gösterir.
Bir toplumda kişiye davranışından dolayı verilen cezalar ya da ödüller kişilerin davranışları değerlendirme şekliyle doğrudan ilgilidir.
Toplumun kullandığı ceza ve ödüllerin temeli değer sisteminde bulunur. Bir toplumun hiçbir değerinin bulunmaması en güçlü sosyal kontrol aracını yitirmesine sebep olur.
Toplumdaki bireyler sosyal rolleri sayesinde birbirleri ile ilişkilenirler. Gruptan gruba ve kişiden kişiye ilişki genel olarak toplumun değerleri ile düzenlenir ve kontrol edilirler.
Değerler aranan şeyin kendisi olmayıp, aranan şeyleri önemli kılandır.
Sosyal değerler belli sosyal sonuçlara yol açar ve bu sonuçlar sosyal değerlerin genel işlevleri olarak terimlendirilir.
Bir kültürde çoğunluk tarafından kabul edilen genel değerlerin bireyler üzerinde bütünleşik bir etkiye sahip olmasının yanı sıra bazı sosyal problemlere de yol açtığı görülür. Bu problemler, kültürün kabul gördüğü değerler ile bireylerin davranışları arasında bir açıklık olduğunda ve toplumda bulunan çeşitli alt grupların değerlerinin çatışmasıyla gerçekleşir.
[1] Cennet Feyza CÖMERT, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi, feyzacmrt@gmail.com