KişilerKuramlarMarifet Divanı AkademiMarifet Metinleri

Sosyoloji Nedir?

Bilge Serra Tavukcu- Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans Öğrencisi

Giriş

Sosyoloji hakkında eskiden beri sosyologlar ve bu alanda uzman kişilerin sosyolojinin tanımı ve konu sınırlandırmaları hakkında tartışmaları son bulsa da bazı tartışmalar bir grup insanı tekrar karşı karşıya bırakacak kadar kritik değer taşıyor. Bu grupları karşı karşıya getiren ise gerçek sosyoloji kavramını tanımlama noktasında oluyor. Ancak anlaştıkları bir nokta var ise o da sosyolojinin canlı bir bilim dalı olduğudur. Bugün sosyoloji dediğimizde Henri Mendras’ın kitabında söylenen ifadeyle “sosyoloji dediğimizde 3 alt disiplinle beraber dile getirdiğimizdir. Bunlar: sosyoloji, sosyal psikoloji, etnoloji dediğimiz 3 disiplinin arasında tartıştığı konular ve metodolojilerine baktığımızda temelde aynı şeyi söylediklerini ifade eder.”

Öncelikle sosyolojinin nasıl ortaya çıktığı hakkında birkaç bilgiye deyinecek olursak: 18.yy sonlarına 1789 yılına dönmemiz lazım. Fransız ihtilali ile başlayan toplumun çektiği bazı sorunlar çerçevesinde gelişmiştir. Bu sorunlara kısaca söyleyecek olursak: İnsanlar yerleşim problemleri çekti, nüfus azalmaya başladı,aynı fabrikada çalışanlar iş verenlere karşı çıkmaya başladılar, modern eğitim sistemine geçilmek için çalışmalar oldu,

1-Siyasi sistemler cumhuriyet sistemine geçti yani halkın iktidarına geçti bir nevi

2- Ekonomik sistemleri tamamen değişti.

3- Aile yapısı kökten değişti.

4- Eğitim modern sisteme kaydı.

5-Din kökten değişime gitti. Protestanlık ortaya çıktı.

Bu gibi problemler toplumun aydın kesimi için düşünmeyi ve ortaya yeni bir şeyi atma ihtiyacı doğurdu. Ve Auguste Comte bu karışıklığın veya toplumdaki bu krizin pozitivist bilimle çözülebileceğini savundu. Ve ortaya sosyoloji kavramı çıktı. Peki bugün sosyoloji nedir başlığı altında birçok tanım sıralayabiliriz bunlardan birkaçı:

  • “Sosyoloji toplumun mantığıdır. Aynı zamanda toplumsal ilişkileri düzenleyen devlet,eğitim,ekonomi,din ve sanat gibi kurumların isimlerinde meydana gelen toplumsal değişimleri açıklama bilimidir.”(Güngör,Ö.2023)
  • “Sosyoloji veya toplum bilimi toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilimdir.”( https://dinsosyolojisi.com.tr/din sosyolojisi ve sosyoloji/.)

İncelediğimiz kitapta sosyoloji nedir konusunu 5 başlık altında ele almıştır. Bunlardan ilki: Sosyal bilim birdir.

  • Sosyal Bilim Birdir

Sosyolojinin 3 alt disiplinle tartıştıkları konular ve metodoloji konusunda aynı şeyleri ifade ettiklerini dile getirmiştik. Bunu biraz daha açacak olursak etnoloji alanında etnologlar içinde bulundukları topluma titiz ve kapsamlı bakmaya özen gösterirler. Sosyoloji alanındaki sosyologlar ise uzak ülkelerle ilgilenip sosyal psikolojinin tekniklerini kullanırlar. Aslında her araştırma alanı birçok disiplinle ve doğru bir sınıflandırma olduğunda eş zamanlı olarak çalışabilir. Ve bu doğrultuda endüstriyel sosyolojiyi ve din sosyolojisini de ekonomi ve teoloji disiplinleriyle beraber ele almak yanlış olmaz.

Sosyologların ele aldıkları konulara değinecek olursak yeni problemleri veya kendileriyle alakalı problemleri ele almazlar. Eskiden beri ele aldıkları konular şehirlerdeki yaşam ve kamusal varlık üzerine konuşma olmuştur. Sosyologların olayları değil olguları ve pozitif bir bilim oluşturma iddialarını da bu noktada unutmamamız gerekir.

  • Fikir Babaları

Sosyolojinin fikir babası deyince aklımıza tek bir ismin ve en önemlisinin geldiğini biliyorum fakat tarihin en eski döneminden bu yana oluşumuna ve zemin hazırlanma sürecine de bakarsak Platon ve Aristo döneminden başlamamız gerekir. Platon insanın ideali ve değerlerini konu alarak insanların bu idealini gerçekleştirmesine izin verebilecek bir şehir devleti kurdu. Aristo ise tamamen zıt bir şekilde yaklaşarak Yunan medeniyetinin farklı şehirlerindeki anayasaları inceleyip anlayışlarını kavramaya yönelik bir tipoloji geliştirdi. Aristo bir nevi çağdaş sosyoloji yolunu izledi. Aristo’nun bu tipolojisi 18.yy da karşılık bulmuştur o zamana dek Platoncu bakış açısı daha ön plandadır. Ve bu dönemin başka adları geçmesi gereken kişileri ise Thomas Aquinas, Thomas More, İbn Haldun(mukaddime)

Bu dönemin ilk sosyolojik eserini ortaya koyup adından söz ettiren kişi ise Montesquieu dur. Yazdığı kitaplar bir yana modern anlamda gerçeğe bakan ve sonuçlar çıkarmadan önce bu gerçek üzerine düşünen ilk sosyologdur.

18.yy. sonları 19.yy.a geçecek olursak burada bizi karşılayan sosyolojinin isim babası olan Auguste Comte dur. Günümüze ulaşan ve eskiden beri bilinen üç aşama yasası ve insanlığın evrimiyle ilgili yaklaşımlar analiz edilebilir.

19.yy.ın en büyük sosyologlarından biri de Karl Marx’dır. Marx sosyolojinin derin çelişkilerini en başta ortaya koymuştur. Sosyolojik analizin baş yapıtı diyebileceğimiz eserde İngiliz kapitalizmini analiz etmiştir. Ve bu analizi tarihe uyguladığında ise şüpheciler ve inançlılar arasında tartışma yaratmıştır. Ancak bu metodolojik olarak onu yanıltmış da olsa toplumdaki değerini ve önemini yitirmesine sebep olmamıştır.

19.yy.ın en önemli sosyologlarından bir tanesi de Alexis de Tocqueville eski Fransız rejimi ve Amerikan demokrasisi üzerine çalışmıştır. Amerika’da kalarak toplumu gözlemlemiş ve bazı sonuçlara ulaşmıştır. Bu sonuçlara göre zorunlu değişimlerle beraber Batı medeniyetinin geleceği olacağını düşünerek tahminlerde bulunmuştur.

Diğer iki sosyolog ise Le play ve Spencer’dır.

  • Metot

“Sosyolojinin diğer çağdaş bilimlerin de yaptığı gibi konularını hipotezlere ve teorilere bağlı gerçeklikten alır.” Bir konuyu sosyolog araştırma konusu olarak ele alabilmesi için sosyolojik terimlerle analiz etmesi gerekir. Pozitif sosyal bilim ile normatif bilim arasında ahlak ve hukuğa benzer önemli bir fark vardır. “Pozitif bilim kümülatif bilimdir.” Bir sosyoloğun konuya başlamadan önce daha önce yapılan çalışmaları dikkate alması gerekir. Eğer intihar konusunu çalışacaksa E. Durkheim in intihar kitabına mutlaka bakması gerekir. Durkheim’ın daha sonra ortaya attığı bir önemli kavram anomi kavramıdır.

Analojik akıl yürütme ve karşılaştırma da bu metotlardan bir tanesidir.  Bu metotları kullanırken Oldukça dikkat edilmesi gerekir. Çünkü yalnızca karşılaştırılması gerekenler için bu metot kullanılabilir. İyi yapıldığı takdirde bir sosyolog için yol gösterici bir taktiktir.

Max Weber den beri sosyologların favorisi olan bir başka metot ise semboller üzerinden akıl yürütmedir.

  • Araştırma Teknikleri

Bir sosyolog için en sağlıklı ve kullanılabilir akıl yürütme tekniği de olsa yeterli olmayabilir. Elindeki olguları üzerinde çalışarak daha iyi hale getirmeye çalışmalıdır. Buna Durkheim’in anomi kavramından örnek verebiliriz. Yapılan bir araştırmaya göre anomi kavramının işlemsel olması için ölçülebilmelidir denmiştir. “Burdan çıkarılabilcek sonuç ise teorik bir kavram işlemsel olabilmesi için alınması gereken önlemlerin ayırt etmelerin sayıca çokluğunu genel çerçevede görmeyi sağlar.” Bu noktada önemli olan ise araştırmacının sanatı. Ne kadar böyle de olsa bir sosyoloğa düşen görevlerden ilki problemle ilgili teorik araçları tespit edip olgularında basit bir şekilde tanımlanmasına sağlamaktır. Bunların yanında sosyoloğun temel problemlerinden biri de gözlemci ile gözlenen arasındaki uzaklık dikkate alınmalıdır. Bir konu ilgisini çekmiyorsa ya da toplumdaki sosyal ve psikolojik problemlerden etkilenmiyorsa bu konuda çalışma yapması anlamsızdır.

“Bir sosyolog için araştırma teknikleri onu kendinden ve kendi ortamından soyutlamaya yarar.”

Tanımlamak dediğimizde hesaplamak anlaşılır. Fakat bu istatiksel rakamlar her zaman tam sonuca götürmeyebilir. Örneğin; din sosyoloğu ayine giden insanları sayabilir ancak bu ona tam anlamıyla bir bilgi sağlamaz. Sonuçta insanların ayine gitmeleri onların iman derecelerini ölçmek için bir kriter oluşturmaz.

Bir diğer araştırma tekniği ise monografidir. “Sınırlandırılmış sosyal küme veya olgu üzerinde yapılan çalışmadır.” Monografi dediğimizde aklımıza gelmesi gereken içinde bulunduğu tüm sosyal grupla olan ilişkilerini analiz etmeye çalışılan sosyal bir olgu (intihar) olabilir. Monografinin temelde sağladığı ise daha sonra araştırılacak bir konu hakkında şemaların oluşturulmasına ve kavramların tanımlanması noktasında ve daha birkaç faydasıyla beraber araştırmaya katkı sunabilir.

Sosyologlar idari ve ekonomik istatistiklere konu olmayan ama araştırmaları gereken konularda kendileri anket düzenleyerek verilere ulaşmayı hedeflerler. Bunun yanında araştırmacı bazen kontrol grupları üzerinde oynama yaparak amacına ulaşabilmek için analiz planları hazırlayarak amacına yönelik deneysel ortamlarla hedefine ulaşabilir.

  • Makro-Mikro-Mezo

Toplum ile ilgili kanıtlanmış ve onaylanmış bir şeyler söylenmesi için niceliksel ve niteliksel malzemeler kullanılmalıdır. Yani buna eş değer olarak teoriler de diyebiliriz. Niceliksel veriler dediğimizde gittikçe daha karmaşık olan şeyler aklımıza gelebilir. “Niteliksel veriler ise weberin tanımına göre şema model ve ideal tip oluşturmaya yatkındır.”

Bir toplum onu meydana getiren bireyler ve sosyal hareketleri olmadan düşünülemez. Toplum dediğimizde  kendi kurallarını koyan, kendine özgü var olan global bir yapı olarak ele alınabilir. “Bu söylenenler ışığında 3 sosyolojik görüş açısından söz edebiliriz: Makro sosyoloji, mikro sosyoloji ,makro ve mikro sosyoloji arasındaki kurumlar ve mekanizmayı ilgilendirem Mezo sosyoloji.” O dönemde yaşanan sorunlar ve bir takım olaylar ışığında mezo sosyoloji öne çıkan bakış açılarından bir tanesi olmuştu.

Kaynakça

Mendras H.(2014). Sosyoloji’nin İlkeleri (B. Yılmaz Çev.)  İstanbul: İletişim yayınları.

https://dinsosyolojisi.com.tr/din sosyolojisi ve sosyoloji/.

Güngör Ö. (2023). Din sosyolojisi ders notları.

Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı