Sosyal Çözülme
Merve Koç- AYBÜ-İİF Lisans 3. Sınıf Öğrencisi ( Marifet Divanı Okumaları)
Sosyal Çözülme
“Sosyal çözülme örnekleri ne kadar az ise sosyal bütünleşmenin bir o kadar fazladır.”
Tanıma dair;
- Sosyal çözülme Bir topluluğu meydana getiren sosyal ilişkilerin bütünlüğünü bozacak şekilde gevşemesi
- Bir toplumu ayakta tutan inanç ve değerler sistemlerinin etkinliklerini yitirmesi
- Sosyal kurumların yeni norm ve değerlere uyum sağlayamaması
- Bir toplumda maddi ve maddi olmayan kültür öğelerinin bir araya gelerek bir anlam ifade edecek ve işleyen bir bütün meydana getirecek tarzda birbirlerini tamamlayamamaları halidir.
Sosyal sistem içerisinde toplum bir canlı gibidir ve bu sistem içerisindeki dengesizlik çözülmeyi beraberinde getirmektedir.
Denilebilir ki toplum hasta oldu ve eskisi gibi değildir artık. İyileşse bile birtakım değişiklikler toplumda kalıcı olmaya ısrarlıdır.
Henri de Saint Simon toplum tarihini ikiye ayırır bunlar;
- Organik toplum
- Sosyal olarak tutarlı
- Uyumlu
- Ortak amaçla birliktelik
- Denge sağlayan
- Toplumun refahı bu toplumlarda göz önündedir.
- Buhranlı toplum
- Genel görüş birliğinin yıkılışı
- Ayrılıkçı bir toplum yapısı
- Birbirine düşman
- Dağılmıştı bir yapı söz konusudur.
Durkheim’e göre;
- İş bölümünün çok geliştiği ve organik dayanışmanın hakim olduğu toplumlarda değer bunalımları görülür.
- Organik toplumlarda çözünme bireysel planda ve ferdin toplumla ilişkilerinde görülür.
- Psikologlara göre çözülme daha çok bireysel tezahürlerle ortaya çıkar.
Toynbee şöyle der;
- “Sosyal erimeyi bir önyargı olarak kabul etmek yanlış olup yıkılan bir toplum da çözülme tam gerçekleşmeden önce durdurulabilir.” Açıkçası onun bu görüşü ümit var bir tutum sergilemek ile beraber çözülmenin gerçekleşmediğini söylemesi mümkün değildir.
Vejdi Bilgin ise konuyu şu şekilde toparlamaktadır;
- Toplumu yeniden bugünkü şartlarda tanımlarsak eğer sosyal çözülmenin de önüne geçebilebilir.
- Eğer biz toplumu bugünkü hali ile yeniden tanımlarsak çözülme de doğal olarak ortadan kalkmış olacaktır toplum ve ferdin yeniden tanımlanması her dönemde lazımdır.
- Toplum ve ferdin yeniden tanımlanması halinde dahi pek çok patolojik hale sahip olmaları kaçınılmazdır.
Sosyal çözülmenin 2 tipi
- Kurumsal çözülme;
- Sosyal kurum çoğunun paylaştığı ve temel ihtiyaçlarının karşılanması amacına yönelik bir davranış örgütleri biçimidir.
- Bireysel çözülme;
- Sosyal bir varlık olarak birey gerek fertlerle gerekse sosyal grup ve kurumlarla arasında ortaya çıkan kopuş halini ifade eder. Bu düzensizlik bireyin psikolojik yönünü de kapsar ondan ayrı düşünülemez.
Kurumsal çözülme örnekleri olarak üç kategoriyi sayabiliriz:
- Dini ahlaki çözülme
- İktisadî çözülme
- Siyasi çözülme
- Bunların yanında bireysel olarak çözülmeden bahsedilir ki bu fertlerle olan ilişkide ya da sosyal grup ve kurumlarla ilişkilerde ortaya çıkan kopuş halini ifade eder. Sadece patolojik olarak bir yenilikten bahsedilemez aynı zamanda sosyal bir varlık olarak insanın insanla olan ilişkisini ve sosyal dünyada yaşanması mümkün olması için düzenli ve anlamlı hayat sürmesi gerektiğini ifade eden bir kavramdır bireysel çözülme.
- Bireyin kendi hayatını anlamlı kılabilmesi için kendi öz kimliğini tanıyabilmesi gerekmektedir ki bu da temel olan düzende çözülme sürecine kendisini itecektir.
- Güçlü bir sosyal yapı bireysel çözülmenin önünde büyük engel teşkil edip kişiyi kuşatarak sosyal hayatta ona rehberlik eden bir kontrol merkezidir.
- Bu başlık altında denilebilir ki toplum kontrol mekanizması ile kişiyi destekler ve gündelik hayatta ortaya çıkabilecek problemlerde kişiyi dengeye kavuşturur.
- Ferdin mevcut normlara tamamen sırt çevirdiği hallerde anarşi doğar.
- Sosyal çözülme nedenleri
- Sanayileşme kentleşme ve göç
- Sanayi devrimini sanayileşmede örnek olarak verilebilir kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artması ise kentleşmenin bir örneği olup bu başlık altında zikredilebilir.
- Ekonomik problemler
- Ekonomik sorumluluklardan dolayı kadınların da iş hayatına atılmaları bu başlık altındaki çözülme örneğini temas edebilir.
- Süratli ve dengesiz sosyo-kültürel değişme
- Toplumda kültür sürekli ve dayanıklılığı ifade ettiği için kültürdeki değişiklik çözülmelere yol açmaktadır bu da ferdin sosyal değişme uyum sağlayamamalarına neden olacaktır.
- Toplum hayatına müdahale eden beklenmedik durumlar
- Beklenmedik ve öngörülemeyen bazı durumlardan dolayı mesela deprem kuraklık sel güncel olarak Covid-19 gibi salgınlarda bir çözülme meydana gelebilir. Bu başlık altında savaşlar zikredilmektedir ve önemli çözülmeleri neden olmaktadır.
- Ahlaki gerileme
- Ahlaki gerileme veya çözülmeyi sosyal çözülme nedenleri arasında saymakla ekonomik problemler de kişilerin veya toplumun ahlakı meydana çıkmaktadır. Uzun süre işsizlik insanları tembelliğe alıştırır ve bu nispette ahlaki gerileme olur.
Sosyal Çözülme Nedenleri Karşısında Din
Sosyal çözülme nedenleri başlığı altında sıraladığımız bu maddeleri az çok kendi içimizde anlamlandırabiliriz fakat dünün ve bugünün konusu olan ve sosyal çözülme nedenleri karşısında karşımıza çıkan din olgusu üzerinde durmak istiyorum.
- Ekonomi siyaset gibi sosyal çözüme karşısında dinde nasibini bu ölçüde almıştır.
- Din sosyal yapı içerisinde statü koruyucu özelliği ile kendini koruduğunu görmekteyiz.
- Şehirleşmenin artması dindarlığın azalmasıyla ters orantılı olarak zikredilebilir. Bununla beraber kenttekilerde din etrafında fazla örgütlenmenin daha ileri olduğu gözlemlenmiştir.
- Sonuç itibariyle Kur’an-ı Kerim’de din olgusu düşünüldüğü vakit sosyal çözülmenin öncesine atfedilen zenginliğin toplumların yıkılış sebebi olabileceğini dile getirmesi sosyal çözülme nedenleri karşısındaki dinin bu ölçüde değerlendirilmesine sebep teşkildir. İsra,17/16.
Sosyal Çözülmeyle İlgili Bir Şiir
Yeis Yok
…Doğduk, Yaşamak yok size! derlerdi beşikten;
Dünyâyı mezarlık bilerek indik eşikten!
Telkîn-i hayât etmedi aslâ bize bir ses;
Yurdun ezelî yasçısı baykuş gibi herkes,
Yesin bulanık rûhunu zerk etmeye baktı;
Melun aşı bir nesli uyuşturdu, bıraktı!
Devlet batacak! çığlığı beyninde öter de,
Millette bekâ hissi ezilmez mi ki? Nerde!
Devlet batacak! İşte bu öldürdü şebâbı;
Git yokla da bak var mı kımıldanmaya tâbı?
Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik,
Batmazdı, hayır batmadı, hem batmıyacaktır;
Tek sen uluyan yesi gebert, azmi uyandır:
Kâfi ona can vermeye bir nefha-i îman;
Davransın ümidîn; bu ne haybet, bu ne hırmân?
Mâzîdeki hicranları susturmaya başla;
Evlâdına sağlam bir emel mâyesi aşıla,
Allah(c.c.) a dayan, saye sarıl, hikmete râm ol…
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.
İstanbul, 30 Teşrinievvel 1335 (1919)
Mehmet Akif Ersoy