PROTESTAN AHLAKI

Protestan iş ahlakı, Kalvinist iş etiği veya Püriten iş etiği, teoloji, sosyoloji, ekonomi ve tarihte çalışkanlığın, disiplinin ve tutumluluğun bir kişinin değerlere bağlılığının bir sonucu olduğunu vurgulayan bir iş etiği kavramıdır. Protestan inancı, özellikle Kalvinizm tarafından benimsenmiştir.
Protestan ahlakı kavramı ilk olarak 1904 – 1905’te Max Weber tarafından ‘‘Protestan Ahlakı Ve Kapitalizmin Ruhu’’ adlı kitabında kullanılmıştır. Weber, Kalvinist çilecilik ve kader doktrini ile birlikte, Protestan etik ve değerlerinin kapitalizmi doğurduğunu iddia etmiştir.
MAX WEBER : ( 21 Nisan 1864 – 14 Haziran 1920 ) Sosyolojinin kurucu babası olarak bilinir. Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanıdır. 1902’de kurulan Alman Sosyoloji Derneği’nin ortak kurucularından biridir. Modern antipozitivistik sosyoloji incelemesinin öncüsü olduğu düşünülür. Sosyolojiyi metodik olgunluğa eriştirmiştir. Weber siyaset sosyolojisi ve eğitim sosyolojisi alanında yaptığı araştırmaları ile de tanınır. Marx’ın sınıf temelli çözümlemelerinin yerine statü kavramını getirmiştir. Bürokrasi üzerine çalışmaları ile tanınır.
WEBER’İN PROTESTAN AHLAK FİKRİ
Protestan ahlakı Weber’in temel fikirlerinden biridir. Weber’in araştırma temalarından biri de ‘ modern çağın ruhu arayışı ’ yani modern toplumu geçmişteki toplumlardan ayıran temel dinamiğin ve özelliğin ne olduğu ile ilgiliydi. Bu temel dinamik ve özellik ona göre rasyonalitedir. Yâni, sürekli etkinlik ve etkililik arayışı içindeki, kendi insanları ve kurumlarını organize ve kontrol etmeyi amaçlayan modern toplumu karakterize eden şey, rasyonel ve mantıklı düşünme ve organizasyon biçimidir. Geçmiş toplumlar irrasyonel inançlar veya düşünce sistemlerine dayanırlarken, modern toplum mantığa ve akla başvurmaya dayanır. Bu tema Weber’in din, bürokrasi ve özellikle kapitalizm üzerine araştırmalarının temelini oluşturur ve onun temel çalışması Protestan Ahlâkı ve Kapitalizmin Ruhu’nun (1930) ana tezidir.
Ondokuzuncu yüzyıl sonundaki diğer yazarlar, özelde Marx Batı Avrupa’yı büyük ölçüde etkileyen Sanayi Devrimini ekonomik temelde açıklamaya çalışırken, Weber fikirlerin, özellikle dinsel fikirler ve değerlerin bu muazzam tarihsel değişim üzerindeki etkisini göstermeye çalıştı. Weber, geçmişte ve günümüzdeki uygarlıklar ve dinler üzerine oldukça kapsamlı karşılaştırmalı analizinde, belirli dinlerin toplumsal değişmeyi ilerletir veya en azından engellemezken, diğerlerinin aksi yönde etkilerde bulundukları sonucuna varmıştır. Antik Çin ve Hint uygarlıkları, sınaî ‘kalkış’ (take off) için gerekli önkoşullara (ucuz emek, sermaye, buluşlar, geniş piyasalara) sahip olmalarına rağmen bunu başaramadılar. Niçin? Benzer şekilde, Sanayi Devrimi öncelikle tüm Batı Avrupa’da değil, aksine özellikle İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi kuzey ve Protestan ülkelerde gerçekleşti. Weber’e göre, Protestan ahlâkı, özellikle Kalvinizm gibi daha Püriten mezheplerin ahlâk anlayışı Sanayi Devrimini ateşleyen hayatî kıvılcımı sağlamıştır.
Weber’e göre modern kapitalizmin temel karakteristiği rasyonelliğidir, bu sistem piyasa güçlerinin dolaşımına, ücret ve emek gibi üretim faktörlerinin maliyet ve faydalarına, belirli bir yatırım miktarının muhtemel getirilerine ve özel olarak kâr güdüsüne dayanır. Bu kapitalist ruh az sayıda maceracı girişimciyle sınırlı kalmayıp, aksine her yere yayılır ve bütün toplumların temel hayat tarzını oluşturur. Weber, erken dönem Protestanlık üzerine yazılarında, bu ekonomik değerler ile Protestan reformasyonundan sonra ortaya çıkan daha Püriten mezheplerin (Kalvinistler, Lutherciler ve Methodistlerin) değerleri arasındaki güçlü benzerliklere dikkat çeker.
- Katolik kilisenin lüks ve savurganlığının aksine, Püritenler idareli ve tutumlu davrandılar. Harcamaktan ziyade tasarruf arzusu Sanayi Devrimi’nin gelişimi için oldukça önemli olan yatırımın ruhunu yarattı.
- Katoliklik ve İslamiyet gibi büyük ölçüde yapılaşmış ve kolektivist dinler, bireyi bütünün iyiliği için ikinci plana atarken, Protestanlık çok daha bireyci ve demokratiktir.
- Geleneksel dinler inanç, ibadet ve hatta büyüye dayanırken, Protestanlık çok daha rasyoneldi, mantıktan yoksun ritüellere ve tüm irrasyonel açıklama biçimlerine karşıydı.
Weber’e göre iki ideal tip vardır. Bunlar ; İdeal Kapitalist Tip ve İdeal Protestan Tip. Bu karşılaştırmadan sonra ideal Kapitalist tip ve ideal Protestan tip arasındaki benzerlikleri bulmuştur.
Weber’in Protestan ahlâkı düşüncesi, bu nedenle, büyüye dayalı veya çileciliği öven yahut Protestanlık gibi öte dünyacı dinlerden farklı olarak, Protestanların kurtuluşunun nihayetinde bireysel davranışa ve bu dünyada, bir başkasında değil bu âlemde Tanrı’yla iletişim kurmaya dayandığı düşüncesine dayanır. Bu kurtuluş Kalvinizm’de olduğu gibi ya alınyazısıdır ya da diğer Protestan mezheplerde olduğu gibi sıkı çalışarak ve Hıristiyan davranışlarla kazanılır.
KAVRAMSAL GELİŞİM
Weber, bu tezinde, toplumsal değişme ve düzen açıklamasında düşüncelerin önemini öne çıkarır ve bireysel eylemin önemini vurgular.
Protestan ahlakı tezine yapılan birçok eleştiri Weber’in fikirlerinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Weber’in eleştirildiği yönler şunlardır:
- Weber, Protestanlığın Sanayi Devrimine yol açtığını söylediği için eleştirilmiştir. Aslında o sadece Protestan ahlakı ve kapitalist ruh arsında önemli bir benzerlik algıladığını söylemiştir.
- Weber sanayileşmede ekonomik ve siyasal faktörlere yeterince ilgi göstermemekle eleştirilmiştir. Ancak o teknik faktörlerin tamamen farkındaydı, fakat O, sadece kültürel faktörlerin önemini göstermeye çalışmıştır. Marx’ın fikirlerini eleştirmesine rağmen ona yeterince saygılıydı. Weber’in Protestan ahlakı düşüncesindeki amacı; özelde kültürel güçlerin ekonomik değişim üzerindeki etkisini ve insani güdülerin ve özel ahlaki bir bakış açısının ekonomik gelişmenin temelini nasıl oluşturduğunu göstermektedir.
Marx’ın aksine Weber, insan eylemi ve bireyi kendi kapitalizm, kapitalizmin karakteri ve kökeni analizinin merkezine yerleştirir. Weber tek boyutlu yaklaşımların aksine, çok faktörlü bir değişme analizi önerir. Ona göre tarihin itici gücü ekonomik ve maddi güçler değildir; siyasal ve kültürel güçlerde aynı ölçüde etkilidir.
- Weber, Sanayi Devriminden önce yer alan farklı kapitalizm biçimlerinin varlığını kabul etmediği için eleştirilir. Fakat O, korsanların yağmacı kapitalizmi, Yahudi paryalar kapitalizmi ve antik uygarlıkların geleneksel kapitalizmi şeklinde ayrım yapmıştır.
- Başkaları onun tezinde tutarsızlıklar olduğunu, özellikle Weber’in Protestan tutumların gerçekte kapitalistleri ( ve işçileri ) nasıl etkilediği, Protestan tutumların niçin öne çıktığını yeterince açıklayamadığını vurguladılar.
Yine de, bu tez ve Weber’in rasyonaliteye ve bireysel eyleme genel vurgusu modern toplumun temel bir açıklaması ve modern sosyolojide temel bir perspektif olarak kalır.
SONUÇ: Weber, geçmiş toplum ve modern toplum arasındaki farkı ortaya koymaya çalışmış ve bu farkı da rasyonellikle açıklamıştır. Bu duruma göre geçmişte yaşayan insanlar daha çok ibadet, ritüel vb şeylerle yaşamını sürüdürken modern toplum akıl ve mantığı benimsemiştir. Ona göre fikri değişimler ekonomik değişimlerin öncülüdür. Bu savunuları karşısında çeşitli yönden eleştirilere maruz kalmıştır. Yine de bu tez modern sosyolojide temel bir perspektif olarak kalmaktadır.
KAYNAKÇA
- Slattery, M.(2014). Sosyolojide temel fikirler. (Ü.Tatlıcan ve G.Demiriz, Çev.) İstanbul: Sentez Yayıncılık. ( Orijinal çalışma basım tarihi 1991 )
- https://dinsosyolojisi.com.tr/protestan-ahlaki-max-weber/
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Protestan_Ahlak%C4%B1_ve_Kapitalizmin_Ruhu
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Max_Weber
RUMEYSA CİVEK
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi / İslami İlimler Fakültesi / Lisans
E – mail : rumeysa.civek0618@gmail.com