KişilerKuramlarMarifet Divanı Akademi

Pierre Bourdieu- Alan ve Sermaye Kavramları

Zeynep ATALAY- AYBÜ İİF Lisans Öğrencisi

ALAN

Bourdieu sosyolojisinde sermaye ile alan kavramları birlikte anlam kazanır. Farklı sermayelerin olduğu gibi bu sermayelerin bulunduğu ve onların getirisi olan farklı alanlarında olduğunu belirtir. Alan ile oyun arasında bir bağ kurulabileceğini iddia eder. Oyuncular arasındaki rekabetin ürünü olan kazanılacaklar ve kaybedilecekler yani bir tür bahisler vardır. Oyundaki kartların görece gücü nasıl oyuna göre değişiyorsa, farklı sermaye türlerinin (ekonomik, kültürel, sembolik,toplumsal) hiyerarşisi de farklı alanlarda değişmektedir. Bir sermaye türünün değeri bu sermayenin kullanılacağı bir alanın, bir oyunun varlığına bağlıdır. Örneğin ekonomik düzeyi çok yüksek olmayan birisinin eğitim düzeyinin yüksek olması bazı alanlarda kendisini daha avantajlı kılar. Sanat, edebiyat, kültür, siyaset gibi kurumsallaşmış toplumsal ilişkilerin sürdürüldüğü toplumsal birimlerin her biri farklı sermayelerle ilişkilerin sürdürüldüğü alanlar olarak kabul edilebilir.

Alan, varlığını sürdürmek için habitusu şekillendirir. Çünkü alanın varlığı yeniden üretimi sağlayacak eyleyicilere ihtiyaç duyar ve bu eyleyiciler habitusun varlığı sayesinde etkin olurlar. Bu anlamda habitus yeniden üretimi sağlayarak alanın var olmasında etkili rol oynar.

Her alan, kendisine özgü toplumsal ilişkiler üretir. Alanların hepsinde mücadeledir; alana yeni giren ile alanın özgül sermayesi üzerinde hegemonyası olan baskın sınıf arasında, sermayenin tanımı ve dağıtım tekeli noktasında devamlı bir mücadele vardır. Alandaki baskın gruplar, daha çok tecrübeye, sermayeye sahip olmaları ve sermayelerini alanda kullanabilme yetkinliğine sahip oldukları için kendi iktidarlarını koruma anlayışıyla hareket etmektedirler. Alana yeni giren ve alanda söz sahibi ve dolayısıyla sermaye sahibi olmak isteyenler ise var olan yapının değişmesini istedikleri gibi bu konuda harekete de geçebilirler. Bourdieu, yeniden üretimin tam da bu iki farklı sermaye grubunun çatışmasından kaynaklandığını savunmaktadır. Bir taraf direnir, diğer taraf değişim ister ve böylece alanın dinamizmi güç mücadelesiyle devam eder.

SERMAYE

Bourdieu sermaye kavramını; bireyin belirli bir toplumsal alana katılımını ve bu alan içinde rekabetin getirdiği özel kazançlara ulaşmasını mümkün kılan, belirli bir toplumsal arenada mevcut etkili bir kavram olarak kullanır.

Bourdieu sınıf mücadelelerinde bireylerin temel olarak dört sermaye türü ekseninde sosyal uzama konumlandıklarını vurgular ve bu sermaye türlerini şöyle sıralar; ekonomik sermaye, kültürel sermaye, sosyal sermaye, sembolik sermaye.

Bireyler sahip oldukları bu sermaye türlerinin oranına göre ve aynı zamanda etkin oldukları sermaye alanında genel sosyal uzam içerisinde kapladığı pozisyona göre sosyal uzamın belirli noktalarına çeşitli ağırlık derecelerinde konumlanırlar.

  • Ekonomik Sermaye (Maddi ve parasal değerler): Salt ekonomik kaynakların elde bulundurulması anlamına gelen, “neye sahipsin” sorusuna cevap veren sermaye türüdür. Bu sermaye türünde Marx’ın ifade etmeye çalıştığı durum karşımıza çıkmaktadır. Yani, sahip olunan sermaye ve onun beraberinde getirdiği faydacı durum söz konusudur.
  • Kültürel Sermaye (Bilgi ve beceriler): “Neyi biliyorsun” sorusuna cevap veren kültürel sermaye toplumda yüksek olduğu düşünülen değerler hakkında bilgi sahibi olmaktır. Örneğin diploma ya da okul kültürel sermaye için önemli bir yere sahiptir. Veya orta sınıfa mensup bir ailenin çocuğunun daha iyi bir eğitim alarak donatılması ve okulda başarılı olmasına karşın, işçi ailesine mensup bir çocuğun başarısız olması bu sermaye türünün bir sonucudur. Çünkü orta sınıf birçok kültürel ögeyi çocuğa kazandırmıştır.
  • Toplumsal Sermaye (İlişkiler, ağlar, üyelikler): Bireyin toplum içerisinde tanıdığı ve zamanı gelince desteklerini alabileceği güvendiği fertler ağına işaret eden toplumsal sermaye, “kimleri tanıyorsun” sorusuna cevap verir. Bu sermaye türü insanoğlu için faydalıdır. Çünkü insanlarla ilişkiler, onların hareketlilik durumlarının bir göstergesidir. Bourdieu’ya göre sosyal sermaye kişisel ilişkiler sonucunda elde edilebilir bir niteliktedir.
  • Sembolik Sermaye (Toplumsal tanınırlık, prestij kaynakları): İnsanların sermaye olarak algılamadıkları belirli bir sermaye biçiminin etkisini anlatır. Sembolik sermaye bireyin kendisi ile alakalı olan görünüş, duruş ve konuşma gibi özelliklerdir. Bourdieu’ya göre sembolik sermaye biraz de habitus ile alakalıdır. Çünkü habitus kavramı bizim aldığımız kültürel mirası ve onunla davranmayı temsil etmektedir. Sembolik durum ise aslında geçmişten gelen kazanımlarla oluşup ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan habitusun, sembolik sermayenin, kültürel sermayenin birbiri ile ilişki içinde olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak Bourdieu’nun teorisine baktığımızda temelinde habitus, alan ve sermaye gibi kavramlara tanımlar getirerek toplumsal gerçekliği bu kavramlar eşliğinde anlamaya çalıştığını görüyoruz. Bourdieu, sermaye kavramını dört başlık altında ele alarak sosyal sermayede toplumsal ilişkiler bütününü, ekonomik sermayede ekonomik kaynakların tamamını, kültürel sermayede eğitim yoluyla elde edilmiş her şeyi, sembolik sermayede ise sahip olunan simgesel değerleri ifade eder. Bourdieu toplumsal olaylara bakış açısı getirmek ve sınıflar arasında ortaya çıkan çatışmaları açıklayabilmek için farklı alanlar belirlemiştir. Güce göre şekillenen bu alanlar mevkiiler arasındaki ilişkilerden meydana gelir. Bourdieu’nun sermaye, alan ve habitus kavramları bize toplumsal yapıyı çözümleme ve bu bağlamda çoklu sınıf yapılarına bir bakış açısı kazanma imkanı tanır.

 

 

Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı