İkinci Dünya Savaşı Öncesi
1924 yılında Viyana’da orta sınıfa ait bir ailenin hastalıklı çocuğuydu. Bu yüzden fazla dışarı çıkamazdı. Altı yaşında okula başladı ve adaptasyon sorunu yaşadı. Okumayı söktüğünde kitapların büyülü dünyasını keşfederek dünyanın belirsiz bir yer olduğunu düşünmeye başladı. Lisede fizik ve matematik derslerinde çok başarılıydı. Daha sonra babasıyla beraber teleskop inşa etti. İsviçre Güneş Enerjisi Araştırma Enstitüsünde çalışmaya başladı. Aktörlük yaptığı sırada felsefe okuma fırsatı buldu ve etkilendi. Aynı zamanda sesine de güveniyor ve şan dersleri alıyordu. Gündüz teorik astronomi, provalar, ses egzersizleri; akşamda opera, astronomik gözlem yaparak çok yoğun bir hayat yaşıyordu. Liseyi bitirince nazilerin ordu hizmetlerinde görev almıştır. Bu esnada omuriliğine isabet eden bir kurşun ömür boyu ızdırap çekmesine neden olmuştur. Feyerabend 4 kez evlenmiştir.
İkinci Dünya Savaşı Sonrası
1946 yılında Viyana üniversitesinde tarih, sosyoloji, fizik, astronomi, matematik okumuştur. Bu esnada Arthur Pap’dan etkilenir ve felsefeye ilgi duyar. Daha sonra Pap’dan dolayı pozitivist bilim anlayışına sahip olur. Viyana çevresi okuma grubunda Victor Kraft’ın toplantılarına katılır. Burada ingiliz doğumlu Karl Popper’la tanışır. Popper’ın eserlerini okumasına ve ona bağlı olsa da sonralarda onun görüşlerini eleştirmeye başlar. Feyerabend’ın eserlerine baktığımızda aslında üstü kapalı olarak hocasını eleştirmiştir. Aynı dönemlerde Ludwing Wittgenstein’i keşfedip pozitivizmi terk eder. Onun felsefe ve bilimin geleneksel varsayımlarını atabilme özelliğinden yola çıkar ve daha sonra Wittgenstein gibi kuşkucu geleneğin temsilcisi olur. 1951 yılında onunla çalışmak için Londra’ya taşınır. Fakat Wittgenstein vefat etmesi nedeniyle 1952 yılında London School of Economic’te karl Popper’la çalışmaya başlar. 1955 yılında ise Bristol üniversitesinde akademik görevine başlar.
Popper’in öğrencisi Imre Lakatos ile karşılıklı diyaloglar şeklinde kitap yazmaya başlar. Lakatos rasyonalist bir dünya görüşünü savunurken Feyerabend karşı çıkar. Lakatos’un ani ölümüyle “Yönteme Hayır”kitabı tek taraflı olarak basılır. Burada felsefi görüşleri eleştirmiştir. Birçok üniversitede ders ve seminer vermiştir. Bilime eleştirel yaklaşır ve Anarşist ve Dadaist dediği görüşlerini vurgular. Son eseri olan ‘Vakit öldürmek’ı bitirdikten birkaç hafta sonra 11 şubat 1994 yılında vefat etmiştir.
Görüşleri:
Bilim, düşünme biçimlerinden biridir. Feyerabend, çağdaş bilim anlayışını eleştirmektedir. Bilim, bir taraftan din veya ideoloji, diğer taraftan parapsikoloji ve astrolojidir. Bilimin akılcıl ve deneysel olması üstünlüğünü kanıtlamaz. Bilim, temelde irrasyoneldir ve bundan dolayı varsayımları, ilkeleri ile sonuçları ayrıcalık sağlayan özelliği değildir.
- Anarşist Bilgi Kuramı – Yönteme Hayır
Bilimin tarihine bakarsak bilim adamının fiziksel, psikolojik, sosyolojik ve tarihsel olarak kısıtlandığı görülmektedir. Feyerabend’a göre bütün yöntembilimler kısıtlıdır ve epistemolojik açıdan anarşisttir. Dadaist bütün programların karşısındadır. Bazen bir fikrin karşısındayken bazen de o fikrin ateşli bir savunucusu olur. Dadaiste göre ahlaksız veya saçmalık taşıyan fikir yoktur. Karşı olduğu tek konu evrensel ölçüt anlayışıdır. Kendi anarşizmi dadaizmle özdeş olup bilim dahi hiçbir şeyi onaylamaz. Bilimsel standartlara karşı çıkmasının nedeni bilimin bilim için yapılmasıdır. Ona göre bilim toplumu aydınlatmalıdır. Epistemolojik anarşizmle birey ve toplumda mevcut her dogma kaldırılıyor. Böylece hiçbir fikir saçma, akılsız sayılamayacak ve çağdaş bir insan modeli gelişecektir.
- Yöntemsel Çoğulculuk
Bilimin tek bir yönteminin olmadığını savunarak amaca ulaşmak için bilimadamlarının bir yöntemde takılı kalmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Objektif bilgiye tek kuram veya yöntemle ulaşılamayacağını savunur. Kuramsal çoğulculuğu, çoğalma ve inat ilkelerine dayanır. Çoğalma ilkesi çok iyi kanıtlanmış olsa bile genele uymayan yeni kuramlar bulup geliştirmektir. Bir diğeri olan inat ilkesi, teorilerin içinden en verimlisini seçerek bu teoriye sımsıkı sarılmaktır. Birbiriyle çelişen teoriler bulunmalı ve savunucular bunları ısrarla çözmeye çalışmalıdır.
- Her şey Gider
“Her şey gider”, felsefesinin anahtar kavramıdır. Birden fazla duruşu ve fikri temsil ettiği için denilmiştir. Ayrıca ‘Her şey uyar” felsefesi, bilimi, din ve sanat ile yan yana koymasının sonucudur. Ona göre bilimde bireysel özgürlük olmalı ve kimse sınırlandırılmamalıdır.
- Eşölçülmezlik
Feyerabend’a göre bilimsel olanla olmayan arasında ayrıma gidilememesinin nedeni doğruluğa yakınlığı nedeniyle hiyararşik ölçüyü olmayışıdır. Din, bilim ve sanat gerçeğe ulaşmanın farklı yollarıdır. Tek yönteme indirgenemezler, birbirlerinden farkları yoktur ve kıyaslanamazlar. Bundan dolayı ölçütleri yoktur. Bilgi elde edilirken araştırmacıların paradigmalarına sarılmaları gerektiğini söyler.
Eserleri:
- Akla veda
- Özgür bir toplumda bilim
- Vakit öldürmek
- Yönteme karşı
- Bilimin tranlığı
- Bilgi üzerine üç söyleşi
- Anarşizm üzerine tezler
KAYNAKÇA
- Feyerabend, P. K. (1997). Vakit öldürmek (Çeviren Nedim Çatlı) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
- Broughton, J.S., Lloyd, E., Sluga, H.D., Stroud, B.G. (1994). Paul K. Feyerabend, Philosophy: Berkeley. In Memoriam. Ed. David Krogh, California: University of California. http://content.cdlib.org/view?docId=hb5g50061q&brand=calisphere
- Liukkonen, P. (2008). Paul Feyerabend 1924-1994. http://kirjasto.sci.fi/calendar.htm.
- Saygılı, S. (2008). Paul Karl Feyerabend’de yöntemsel çoğulcu eğitim anlayışı. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum, Türkiye), YÖK Ulusal Tez Merkezi.
- Hülür, H. (2006). Bilimde yöntemciliğin reddi ve çoğulculuk: Feyerabend’in epistemolojik dadaizmi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(2), 199-218.
- Demir, Ö. (2000). Bilim felsefesi. Ankara: Vadi Yayınları.