KişilerMarifet Divanı Akademi

Niklas Luhmann

Hazırlayan: Furkan TÜMER

Niklas Luhmann

(8 Aralık 1927- 6 Kasım 1998)

Hayatı

1927 yılında Luneburg kentinde dünyaya geldi.1943 yılında Johanneum adlı okuldan mezun olduktan sonra İkinci Dünya Savaşında askere alındı ve 17 yaşındayken 1945 yılında Amerikan askerleri tarafından esir alındı. Savaştan sonra 1946-1949 yılları arasında Freiburg Üniversitesi ‘nde hukuk okudu ve sonra Luneburg ‘da kamuda kariyerine başladı. 1961 yılında ücretli izinde olduğu sırada Harvard ‘a gitti ve orada en etkili sosyal sistemler teorisyeni Talcott Parsons ile çalışmaya başladı. Önceleri Talcott Parsons’tan etkilenen Luhmann kısa zamanda kendi sosyal sistem teorisini geliştirmeye başlamıştır. 1962 yılında kamu hizmetini bırakarak 1965 yılına kadar, Almanya İdari Bilimler Üniversitesi’nde ders verdi. 1965-1966 yıllarında Münster Üniversitesi’nde bir dönem sosyoloji okudu. 1968/1969 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde Theodor Adorno kürsüsünde okutman olarak görev yaptı. 

Daha sonra Almanya’da Biefeld Üniversitesi’ne sosyoloji profesörü olarak atandı ve 1993 yılına kadar burada kaldı. Emekli olduktan sonra üretmeye devam eden Luhmann bu uzun süreçte 70 kitap ve 400’e yakın makale yazmıştır. Luhmann, hukuk, ekonomi, politika, sanat, din, ekoloji, kitle iletişim araçları ve aşk gibi çok çeşitli konuları incelemiştir. 1998 yılında yine Bilefeld’de kanserden yaşama veda etti.

Çalışmaları ve Eserleri

 Luhmann 70’ten fazla kitap yazmıştır. Eserleri hukuk, ekonomi, siyaset, sanat, din, ekoloji, kitle iletişim araçları ve sevgi dahil çeşitli konulardadır. Oldukça üretken bir hayat anlayışı vardır.400 makale ve 70 den fazla kitabı Zettalkasten(*) adını verdiği not alma yöntemi ile yazmıştır. Amerikan Sosyolojisinde olmasa da Alman Sosyolojisinde oldukça bilinen, tanınan ve otorite olarak kabul edilen bir sosyologdur. Rusya dahil Japonya ve Uzak Doğu da görüşleri ile kendisini tanıtmış ve buralarda üzerinde çalışılmış bir sosyolog olma şansına ulaşmıştır. Onun nispeten düşük profilinin sebebi Alman Sosyologlar da dahil anlaşılması güç olan anlatımından dolayı eserlerinin tercüme edilebilmesinin güçlüğüdür. Luhmann’ın çalışmalarının büyük bir kısmı doğrudan hukuk sisteminin işlemleri ile ilgilidir. Luhmann sosyal sistemler kuramının potansiyeli üzerinde önemli teorisyenlerden Jurgen Habermas ile yaptığı tartışmalar sebebiyle Kuzey Amerikalılar tarafından tanınmıştır. Luhmann kendi teorisini bir labirente benzetir.  Hocası Talcott Parsons gibi, Luhmann’ da bir ” Büyük Kuram” savunucusudur.

…………………………………………………………………………………………………

*Zettelkasten: Bu Germen sözcüğü iki bileşene ayrılabilir: not veya kâğıt kayması anlamına gelen “Zettel” ve kutu anlamına gelen “Kasten”. Bu nedenle Zettelkasten, Türkçede uygun bir not kutusu veya kart dizini olarak adlandırılan bir kutu nottan başka bir şey değildir. Zettelkasten aslında bir mobilya parçasıydı. Her biri dört ahşap çekmeceden oluşan altı istiften oluşuyordu, her çekmece kâğıt notlarla ağzına kadar doluydu. Notlar ve bu nedenle fikirler artık sadece birlikte gruplanmakla kalmıyor, aynı zamanda bağlantıları açıkça izleniyor. Bu bir fikir ağı oluşturuyor ve büyük avantajlar sağlıyordu.

Temel Sosyolojik Yaklaşımı ve Toplum Görüşü

Önceleri Talcott Parsons ‘tan etkilenen Luhmann kısa bir süre sonra kendi sistemini oluşturmaya başlamıştır. Doğal olarak yapısal işlevselci bir yaklaşıma da sahip olmuştur. İşlevselci olmakla beraber, Jeffry C. Alexander, Paul Colomy, Dean Gerstein, Mark Gould, Frank Lechner, David Sciulli, Neil Smelser ve Richard Munch gibi önemli sosyologlarla beraber yeni işlevselciler arasında bulunmuştur. (*)

Hayatındaki ilk önemli sosyolog olan Parsons ‘tan etkilense de onun işlevselciliğine iki noktadan itiraz etmiş ve onun İşlevselcilik anlayışıyla sistemler kuramını birleştirerek yeni bir sosyolojik yaklaşım oluşturmuştur. Luhmann, Parsons ‘un yaklaşımında iki temel eksik görmektedir. Birincisi Parsons kendi kendine başvuruya yer vermez, yani kendisine atıf, bir eksikliktir. Luhmann ‘a göre toplumun kendi kendine başvurma yeteneği onu bir sistem olarak anlamamızın merkezindedir.  İkinci eksik karmaşıklıktır ve Parsons olumsallığı tanımaz, kısacası Parsons modern toplumu olduğu gibi yeterince çözümleyemez. Luhmann, Parsons ‘un sistemindeki iki eksiği, kendi kendine başvuruyu yeni kurgusunda sistemlerin merkezinde kabul eden ve olumsallık ile birlikte olayların veya daha doğrusu şeylerin farklı olabileceği gerçeği üzerinde duran bir kuram için çerçeve oluşturma yoluyla ele alır. Yeni işlevselcilerden olmasının sebebi de bu ayrışma ve bunun sonucunda oluşturduğu kendi İşlevselcilik bakış açısıdır.  Çalışmalarında tümdengelim metodunu kullanmıştır. Geliştirdiği en önemli kavram ise sistem teorisidir.

Sistem Teorisi

Luhmann’ın sosyal teorisinin asıl hedefi, toplum teorisindeki Batı felsefî geleneğinin hatalarından kaynaklanan kalıntıları temizlemek otantik ve orijinal olarak değerlendirilen bireyi merkeze alan kuramların yerine iletişimi merkeze alan bir sistem inşa etmektir. 1984 soğuk savaşın bitmeye yüz tuttuğu ama hala sağ-sol tartışmalarının devam ettiği, demir perde ülkelerinin var olduğu bir dönemde Luhmann iletişim üzerinde ısrarla durmakta ve toplumsal düzenin temeli-gereği olarak iletişimin altını çizmektedir

Sistem teorisinin yaptığı şey, sistemi oluşturan iletişimler ’in ele alınması olarak özetlenebilir. Luhmann ‘ın sistem teorisinin çıkış noktalarından biri, biyolog Ludwig von Bertalanffy’nin otuzlu yıllarda temelini attığı genel sistem teorisi diğeri de biyolojide kullanılan sistem çözümlemelerini model alan Talcott Parsonn’un yapısal-işlevsel toplumsal sistemler teorisi. Sistem Kuramı Fen Bilimlerinde doğup Sosyal Bilimlere uyarlanmıştır.
Sistem Kuramının amacı sosyal çalışmacının, müracaatçının davranış ve işlevselliğini dinamik olarak etkileyen biyolojik ve sosyal sistemlerine odaklanmasına yardım etmektir.

…………………………………………………………………………………………………

*Yeni İşlevselcilik İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’de ortaya atılan ve asıl gelişimini 1950’li yılların ikinci yarısı ile 1960’lı yıllarda yaşayan bir bölgesel bütünleşme teorisidir. Bu yıllar Avrupa bütünleşmesinin de başlayıp gelişim gösterdiği yıllar olduğu için yeni işlevselci akım Avrupa’da yaşanan gelişmelerden etkilenmiş ve bu anlamda bütünleşmenin teori ve pratik kısmı birlikte ilerlemiştir.

Din Teorisi

Luhmann’ın din ile ilgili anlayış ve yaklaşımlarını, onun genel kuramsal perspektifinden bağımsız anlamak mümkün değildir. Luhmann’ın dinle ilgili çalışmalarında somutlaşan ve öne çıkan başlıklar, aynı zamanda onun din sosyolojisi yaklaşımlarını özetleyen kategorileri oluşturur. Özellikle Die Religion der Gesellschaft (2002), onun sosyolojik din teorisine ilişkin düşüncelerinin toplandığı bir çalışma mahiyetindedir. Genel kavramsallaştırma eğiliminin ötesinde, modernlik ve din, sekülerleşme gibi pratik konulara da değinen Luhmann, kuramsal çerçevesini büyük ölçüde Batılı toplumların dinsel sistemi ve onun tarihsel gelişiminin ışığında oluşturmaktadır. 

“İletişim” boyutunda “dinsel iletişimdeki farklılaşmanın aşamalarını ortaya koymaya çalışır. Bu ayrışmada tematik farklılaşma, durumsal farklılaşma ve mitler, rol farklılaşması (rahipler/laikler) ve nihayet sistemin farklılaşması gibi dinin fonksiyon sistemine özgü dinsel bir kodlamanın semantik tanzimi amaçlanmaktadır. Luhmann’ın din teorisinde ana konulardan birisi de fonksiyondur. Luhmann, sosyolojik anlamda tektip bir dünya dini olmamasına rağmen, dünya toplumunun bir alt sistemi olarak ‘din fonksiyon sistemini’ kabul eder. O yüksek dinlerin, mezheplerin, kültlerin ve kısa süreli yaşayan hareketlerin birbirlerinden ayrılan sınırlarıyla değil, daha ziyade dinsel iletişimin diğer iletişim yönelimlerinden farklılaşmasıyla ilgilenir. Luhmann’ın din anlayışı bu bakımdan dünya dinlerinin bütün tarihsel formlarından soyutlanmaktadır. 

Dinsel iletişim modern toplumda fonksiyon ve icra gibi boyutlara sahip bulunmakta iken, din modern toplumda kendini farklılaştırma ve kendi varlığını güvence altına alacak bir yolla çevreyi etkileme sorunlarıyla karşı karşıyadır. Ancak evrimsel zorunluluk nedeniyle din, değişim ve süreklilik bağlamında artan karmaşıklık ve istikrar arasında daima yeni kararlar almak durumunda kalacaktır.

Kaynakça

-YOLDAŞ Yunus -Sistem Kuramı Derin Yayıncılık

– ÇELİK Celaleddin. NEOKLASİK DİN SOSYOLOJİSİ: NİKLAS LUHMANN’DA SİSTEM OLARAK DİN -Marife, yıl. 7, sayı. 1, bahar 2007, s. 193-219

-FİDAN Tuncer TALCOTT PARSONS VE NİKLAS LUHMANN’DA MEŞRUİYET DÜŞÜNCESİ: ÖRGÜTSEL VE İŞLEMSEL MEŞRUİYET -MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ 

– ÖNTAŞ CANKURTARAN ÖZLEM, AKÇAY Sinan.- Niklas Luhmann’ın Sistem Teorisi ve Teorini Sosyal Hizmet Disiplinindeki Yansımaları -Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi Cilt 25, Sayı 2, Ekim 2014

-Zettelkasten için bkz: https://writingcooperative.com/zettelkasten-how-one-german-scholar-was-so-freakishly-productive-997e4e0ca125

-http://edemirdalic.blogspot.com/2015/01/niklas-luhmann.html

https://tr.wikipedia.org/wiki/Niklas_Luhmann

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı