KuramlarMarifet Divanı Akademi

Neil Smelser- İktisat Sosyolojisi

Sevde ÖZTÜRK Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Din Sosyolojisi sevde_gncy@hotmail.com

 

  1. Neil Smelser’in  1963’te ise Ekonomi Sosyolojisi bağlamında The Sociology of Economic Life” çalışması yayınlandı. Smelser’in ekonomi sosyolojisi için en önemli katkısı ise Swedberg’le birlikte yayınladıkları “ The Handbook of Economic Sociology” kitabıdır. 1994’te yayımlanan ve “ İktisat Sosyolojisi” adıyla Türkçeye de çevrilen çalışma bugün ekonomi sosyolojisinin önemli başucu eserlerinden birisidir. 

Tarihsel sürece bakıldığında iktisat sosyolojisiyle ilgili pek çok araştırmalar yapılmıştır. Bu açında bakıldığında biz iktisat sosyolojisini klasik ve modern olmak üzere ikiye ayırmaktayız. Adam Smith (1723-1790), Alexis de Tocqueville (1805-1859), Karl Marx (1818-1883), Emile Durkheim (1858-1917), Max Weber (1864-1920), Georg Simmel (1858-1918), Joseph Schumpeter (1883-1950), Werner Sombart (1863-1941), Karl Polanyi (1886-1964) ve Talcott Parsons (1902-1979), Neil J. Smelser (1930-2017) klasik açıdan iktisat sosyolojisine katkıda bunan isimlerdir. Modern iktisat sosyolojisine ise yani 1980’li yıllardan sonra öncülüğü Mark Granovetter ve Richard Swedberg devralmıştır. 

 

  • İKTİSAT SOSYOLOJİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

 

 Aynı konular üzerine çalışan iktisat ve sosyoloji disiplinlerini birbirine yakınlaştıran iktisat sosyolojisi, iktisatçıların sadece “ekonomi yapan” insanla uğraşıp, insanı özelliklerini hiçe saymalarından ötürü ortaya çıkmış bir disiplindir (Baloğlu,2004: 106).  Klasik anlamda iktisat sosyolojisinin 19.yy’da Max Weber ve Emile Durkheim’in çalışmalarıyla başladığını dile getirebiliriz. Ancak sosyoloji ve iktisat arasındaki mesafe dönem dönem açılmıştır. İktisat sosyolojisi, ekonomik hayat içerisinde yerleşmiş olan sosyal özellikler, yani sosyal tabakalaşma, iş bölümü, mülkiyet, üretim, tüketim gibi sosyal normlar üzerinde odaklanırken, ekonomi için toplumun ayrılmak bir parçası olarak kabul eder ve toplumu daima temel referans olarak almaktadır ( Smelser- Swedberg,1994; 4).

   İktisat sosyolojisinin ortaya çıkması 19.yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiştir.  Bu yüzyılın sonunda ilk defa sosyal bilimler üniversiteler bağlamında formel olarak kurumsallaşma yoluna gitmiştir.  Sosyal bilimlerin üniversitelere girmesi de doğal olarak araştırma alanları hakkında da sınırlar çizilmeye başlanmıştır. Bilinen sosyologlardan olan Weber, Simmel, Dukheim, Marx ve Veblen gibi araştırmacalar dönemlerine bağlı olarak Eski İktisat Sosyolojisi alanında pek çok iyi eser yazmaya devam etmişlerdi.  Üniversite anlamında formel olarak kurumsallaşsan sosyal bilimlerde, iktisat sosyolojisi alanında araştırmanın sınırını ve yaklaşımın belirlenmesinde oldukça önemli isimlerdir.

  1. yüzyılın sonlarına doğru Avrupalı iktisatçılar arasında yöntem anlamında bir tartışma meydana gelmiştir. Tartışmanın ana konusu ekonominin nasıl doğru anlaşılacağına dair bir yöntem tartışmasıydı. Bu iki gurun birisi Marjinistler olarak bilinen Carl Menger ve David Ricardo’dur. Diğer grup ise Alman İktisatçılardan oluşan Alman Tarihçi okuludur (Kabaş, 2015: 3).
  2. yüzyılın sonlarına doğru iki grup Avrupalı iktisatçı arasında “yöntemler savaşı” olarak bilinen büyük bir savaş başladı. Marjinalistler olarak bilinen grubun başında Carl Menger ve David Ricardo bulunmaktaydı. Marjinalistlerin karşısında bulunan diğer grup ise Alman iktisatçılardan oluşan Alman Tarihçi Okuluydu. Bu yöntem tartışması temelde ekonominin nasıl daha doğru çalışılabileceğiyle ilgiliydi.  Sosyologların Alman Tarihçi okuluna duyduğu sempatinin sebebi iktisadi araştırmaların tarihsel ve kurumlar alanları da içermesinden ötürüdür. Ancak Marjinistler dediğimiz grupta ise iktisadın matematiksel olması, kuramlar ve tarih, kültür gibi sosyal faktörlerin olmaması gerektiğini, insan davranışının rasyonel seçime dayalı olmasını savunuyordu. 

   Marjinalist grubunun önemli üyelerinden olan Jovens gibi bazı temsilciler iktisadi analizde sosyolojinin perspektifine ihtiyacı olduğuna inanmışlardır. Ancak daha sonran gelen yeni iktisatçılar arasında iktisat bilimi için rasyonaliteye dayalı bir sistem olması gerektiğini kabul edilmeye başlanmıştır.  Bu iktisatçılara göre diğer sosyal bilimler arasında da iş bölümüne gidildi. Böylece iktisat alanında kurumsal ve tarihsel yaklaşımların ilk versiyonları sonlandırılmış oldu (Convert ve Heilbron,2007: 33). Neoklasik İktisat düşünce okulu yöntemler konusundaki tartışmada haklı çıkarak tartışmayı sonlandırmıştır. Neoklasik hızla yükselişe geçtiği dönemlerde sosyoloji ile arasındaki ilişki oldukça zayıflamıştı. Yaklaşık olarak 1930- 1970’li yılları arasında iktisat ile sosyoloji arasında ilişki tamamen işlevsiz hale gelmiştir. Bu yıllarda neoklasik iktisatçılar sosyolojinin alanları hakkında, sosyologlarda iktisadi alanlardaki olgulara ihtiyaç duymamışlardır. Böylece 20. Yüzyıl içerisinde iktisat ve sosyoloji arasındaki ilişkinin azalmasıyla iktisat sosyolojisi ortadan kalmıştı  ( Yılmaz, 2012: 4).

 

  • YENİ İKTİSAT SOSYOLOJİSİ

 

   1970’li yıllarda artık iktisat ve sosyoloji arasındaki ilişkide kapının aralandığı dönemdi. Sosyologlar yeniden iktisadın araştırma alanına girmişlerdi ve orada çalışmalar yapmaya başlamışlardı. Bu dönemde yapılan ilk çalışmalara Yeni İktisat Sosyolojisi ismi kullanılmasa da daha sonraları bu disiplin adı atında kategorize edilmiştir.  Bu dönemde sadece sosyologlar değil, Neoklasik iktisatılarda sosyolojinin araştırma alanına girmişlerdir. Garry Becker ve Oliver Williamson’ın katkıları ile de Yeni İktisat Sosyolojisinin ortaya çıktığı görülmüştü. Bu iki iktisatçı sayesinde iktisat ve sosyoloji arasında ki iletişim ve disipliner yakınlaşma sağlanmış oldu ( Günay, 2006: 98). Burada Smelser’in  İktisat Sosyolojisinin diğer dallardan ayrı bir alan olduğunu savunduğunu gözden kaçırmayalım (Kitapçı, 2018: 25). 

1980’li yıllara gelindiğinde sosyoloji üzerinde çalışan akademisyenler iktisat sosyolojisini yeniden keşfettiler. Yeni İktisat Sosyolojisi için Harvard Üniversitesinde araştırmalar yapılmaktaydı. Yeniden keşfi sürecinde önemli kimse sayılan White araştırmanın büyük bir kısmında önemli bir noktaya sahipti.  Bu dönemde doktora çalışmalarına da dahil olan iktisat sosyolojisi, Mark Granovetter’in “ağ yaklaşımı” kavramını kullanması ise iktisat sosyolojisinde ilerleme devam etmeye başlamıştır. Aynı dönem içerisinde Karl Polanyi’nin “gömülülük” kavramı kullanmasıyla beraber Granovetter bu iki kavramn analizinin birleştirilmesinden yana olmuştur. Buna göre Yeni İktisat sosyolojinin bir takım özellikleri mevcuttur.

  1. Yeni iktisat sosyolojisine göre aratırmacılar iktisatçıların çalıştığı sorunları da amaç edinmek zorundadır.
  2.  Yeni iktisat sosyolojisine göre Neoklasik iktisatçıların rasyonel davranış modeli varsayımı gerçek dışıdır. İktisadi analizlerde sosyal yapının ilave edilmesi gerekmektedir. 
  3. Yeni iktisat sosyolojisine göre ekonomi toplumun bir parçasıdır. Toplumdan ayrı bir sistem olarak düşünülmez.
  4.  En temel yaklaşım ağ yaklaşımıdır. Ağlar mikro sosyal yapıları oluşturmaktadır.
  5. Yeni İktisat sosyolojisi disiplini altında çalışan kimseler firmalar, organizasyonların daha iyi anlaşılması için teoriler bulmaya çalışmıştır ( Baloğlu, 2004: 106).

KAYNAKÇA 

  1. SMELSER, N. – SWEDBERG, R. (1994).     The Sociological Perspective, The Handbook Economic Sociology, New York 
  2. BALOĞLU, B. (2004) İktisadın Sosyal Boyutu, Journal of Economy Culture and Society.
  3. KABAŞ, T. (2015) “Sabri Ülgeneri İktisat Sosyolojisi ve Türkiye”, Çukurova Üniversitesi İ.İ.B.F. ss: 1-17.
  4. YILMAZ, F.( 2012). “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi,” , Sosyoloji Konferansları, S.45, ss: 1 -17
  5. GÜNAY, G. (2006).  “ İktisat Sosyolojisinde Yeni Açılımlar” Sosyoloji Konferansları, S.34, ss: 97-107.
  6. KİTAPÇI, İ. (2018).” İktisat Sosyolojisi: İktisadi Davranışlara Sosyolojik Bir Bakış”, Internatıonal Journal of Economic Studıes, C.4 , S.3, ss:23-41.

 

Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı