Konum, Rol ve Statü
İsminaz Demirci AYBÜ İlahiyat Lisans 3. Sınıf Öğrencisi
Konum, rol ve statüyü bilmemiz sosyoloji için neden önemlidir?
Konum, rol ve statü toplumun yapısını, işleyişini, değişimlerini, toplumun kendi içindeki ihtilaflarını ve toplumun sosyal kimlik ve grupları bağlamında fonksiyonlarını öğrenmemizi sağlar. Bu yüzden “Konum, rol ve statü” sosyoloji için önem arz eder.
Toplumsal Konum
Bireyin coğrafi olarak yani şehir ve ülke bağlamında fiziksel olarak yerini ve bulunduğu durumu ifade eder.
Toplumsal konum olarak ele aldığımızda konum, bir kişinin toplum içindeki en genel yeridir. Fiziki evrende daha geniş bir anlamı vardır. Bazı yerlerde statü ile ortak geçse de konum daha geniş bir kavramdır.
Toplumsal Statü
Bireyin toplum içinde işgal ettiği unvana, konuma denir. Bireye toplum içinde verilen sorumluluk ve haklardır. Aynı zamanda pek çok statüye sahibiz. Modern zaman içerisinde de statüler artar.
Statü ne işe yarar?
Belirli bir yerin diğerine karşı konumunu belirliyor.
Örneğin: Öğretim görevlisinin dekana karşı konumu.
Toplumsal Statüyü Belirleyen Faktörler Nelerdir?
- Bir toplumda soy bağı kişinin statüsünü belirler. (Hangi ailede doğarsan o ailenin statüsünü alırsın.)
- Bireyin sahip olduğu servet miktarı. (Parayla saygınlık kazanmak.)
- Bireyin yaptığı işin evrensel yararı. (Doktorların statüsü yüksektir. Öğretmenlerin statüsü düşüktür.)
- Bireyin eğitim düzeyi toplumun statüsünü belirler. Eğitim düzeyi dindarlığı etkiler ve düşürür. (Cumhuriyetin kurulmasıyla eğitim gelmiştir. İnsanlar sınıf atlamıştır.)
- Bireyin dini meşrebi ve mezhebi statüsünü belirler. (Tarikat ve cemaatler\ Yahudi olmak)
- Bireyin biyolojik özellikleri de toplumda statüsünü belirler. (Kadınların Erdoğan’a ilgi duyup oy vermesi.
Toplumsal statü 3 türdür. Bunlar:
1.Verilmiş, edinilmiş statüler. Bireyin kendi dahili olmadan edinilmiş statülerdir. Yaş, cinsiyet, ırk hatta dinde buna girebilir.
2.Kazanılmış statülerdir. Bireyin çalışarak kazandığı veyahut başarısızlıklarıyla kazandığı statüye denir. (Gazi Mustafa Kemal)
- Anahtar statülerdir. En baskın statüdür. Toplumdaki rolümüzdür. Hayatımızı beliler.
Toplumsal Statünün Özellikleri
- Doğuştan ya da sonradan kazanılmış statüdür.
- Aynı anda birden çok statüye sahip olunabilir.
- Statüler sabit değildir. Bireyin statüsü artıp azalabilir.
- Her statünün kendine özgü rolleri vardır.
- Statü bağımsızdır.
- Statülere yüklenilen anlamlar farklı toplumlar tarafından farklı anlamlara gelebilir.
- Statülerin kaynağı toplumdur.
Toplumsal Rol
Toplumun belirli toplumsal statülere sahip kişilerle ilişkiye girmesidir. İdeal rol ve gerçek rol arasındaki mesafe çok önemlidir. Arayı açmamak lazım. Çünkü arayı açarsak toplumsal düzen bozulur.
Rol Çatışması: Bireyin sahip olduğu rolün diğeriyle olan çatışmasına denir.
- Örneğin: Dışarıda imam olan birinin evde aynı itibarı görmemesi.
Rol Pekiştirmesi: Bireyin sahip olduğu bir rolü başka bir rolü yapmasına yardımcı olmasına denir.
- Örneğin: Anaokulu öğretmeni ve anne.
Toplumsal Rollerin Özellikleri:
- Roller statünün değişken ve hareketli yönüdür. Statü sabit fakat beklenen roller değişkendir.
- Her statünün rolü ait olduğu toplumlar tarafından belli olur.
- Roller o statüye ait bireyin tutum ve davranışları üzerine etkilidir.
- Bireyin statüsüne uygun yaptığı davranışlar gerçek rolüyle uygunsa, toplum tarafından taktir edilir.
- Bir statünün rolü zamanla değişir.
Mikro-Sosyolojik Analiz
Pozisyonlar ve roller teorisi, mikro-sosyolojik açıdan incelenebilir. Toplum, belirlenmiş sosyal durumlar ve rollerle çeşitlenmiş pozisyonlar, konumlar ve statüler sunar. Her rol ve pozisyon birbirleriyle ilişki içindedir.
Günümüz Fransa’sındaki eğitim sisteminden örnek verecek olursak öğretmenin durumu belli bir sınırlama içerisindedir. Öğretmen, toplumun bütünü olarak tanımlanır. Örnek üzerinden gidelim: A öğretmen rolündedir. Bu rol kurum tarafından açıkça verilmiştir. Öğretmen rolü diğer birkaç sosyal rol ile ilişki içindedir. Bu roller öğrenciler (B), idare (C), diğer öğretmenler (D) ve öğrenci ebeveynleri (E) gibi diğer sosyal rollerle ilişkilidir. A rolü, diğer rollerin beklentileriyle sınırlandırılmıştır; öğrencilerden, meslektaşlardan, idareden ve ebeveynlerden gelen beklentilere yanıt vermeye çalışır. Bazı öğretmenler bu beklentilere karşı gelir, ancak bu “aykırılar” da beklentilere direnerek kendi tanımlarını oluşturur. Öğrenciler, öğretmenden onları yetiştirmesini ve sıkmamasını beklerken, öğretmen öğrencilere çaba sarf etmelerini, öğrenmelerini ve başarılı olmalarını bekler. Bu ilişkiler, öğrenci-öğretmen arasında “simetrik ilişki” olarak adlandırılabilir.
Fransız toplumunda kadınlar ve erkekler koca rolüne dair benzer düşüncelere sahiptir. Fakat kadınlar ile erkekler arasında kadının rolü hakkında aynı görüşe sahip değillerdir. Farklı toplumlarda da bu hususta farklılıklar vardır. Toplumun idealleri ve rollerle ilgili algılarını anlamak için öğretmen örneği üzerinden, ideal öğretmen imgesinin bireyler arasında nasıl değişebileceğini ve farklı rollerin aynı öğretmenden beklediği şeylerin farklı olduğunu anlıyoruz. Böylelikle kişi birden çok rol üstlenebilir ve toplum bu rolleri belirli bir şekilde tanımlayabilir. Örneğin, bir öğretmenin sadece eğitimci rolünde değil, aynı zamanda aile babası, memur veya sporcu gibi farklı rollerde de olabilmektedir.
Mikro- sosyoloji de rol; bireye indirgenir ve dar bir anlamı vardır.
Makro-Sosyolojik Analiz
Her bir kişinin nerede bulunduğunu ve birbirleriyle ilişkilerinin ne olduğunu anlamak için bir organigrama ihtiyaç vardır. Bu organigramla herhangi bir kurum hakkında bilgi edinmek göreceli olarak kolaysa da herhangi büyük bir toplumla da bilgi edinilebilir.
Örnek: Öğretmen okuluna aittir. Ama bir rolü yerine getirmek büyük oranda referans grupları dediğimiz grup dışı tarafından tanımlanır. Aslında bir lise öğretmeni üniversite profesörü olmayı arzu ederse üniversite profesörü rolüne sahip olma bilgisini kullanır ve bu fikrini uygulamaya çalışır. Sonuç olarak lise öğretmeni rolü fakülte tarafından tanımlanmamıştır, ama belli bir öğretmenin lisedeki rolünü yerine getirme şekli kısmen üniversiteyle ilgili referans grubu tarafından tanımlanır. Genellikle lise öğretmenlerinin çoğu fakülteye geçmek isterler, öğretmenlik kariyeri birinden diğerine geçme fırsatını sıkça verdiği için bu iki rol organigramda birbiriyle bağlantılıdır.
Aidiyet grubu ve referans grubu, bireyin rollerine göre değerleri ve normları saptar.
Makro- sosyoloji de rol; kurumu, grubu kapsar ve daha geniş bir anlamı vardır.
Rollerin Farklılaşması
Bazı toplumlarda sosyal roller çeşitli ve belirginken, diğerlerinde rollerin sayısı daha azdır. Geleneksel bir köyde, aile içinde belirgin roller vardır ve profesyonel roller ailevi rollerden farklıdır. Ancak endüstrileşmiş toplumlarda bireyler, birbirinden farklı ve karmaşık rolleri üstlenebilirler.
Roller teorisi, etnologlar ve sosyologlar arasında farklı anlamlar taşır. Etnologlar, modern toplumlarda ortaya çıkan karmaşık rolleri düşünürken, sosyologlar daha genel rolleri tanımlarlar.
Toplumdaki değişim, rollerin kaybolması ve yeni rollerin ortaya çıkmasıyla gerçekleşir. Tarihsel olarak, bir tüccarın rolü Orta Çağ da belirginleşmiş ve zaman içinde değişmiştir. Aynı şekilde, günümüzde bilimsel araştırmacı rolü gibi yeni roller ortaya çıkmaktadır.
Roller, dinamik bir organigram içinde bulunur ve toplumdaki değişimle sürekli olarak evrim geçirir. Bu evrim, rollerin tanımlanması ve kabul görmesi sürecini içerir. Örneğin, bilimsel araştırmacı rolü zamanla daha spesifik alt rollere ayrılmıştır.
Bugün, toplumsal rollerin karmaşıklığı ve özelleşmesi artmıştır. Örneğin, sosyologların rolü, büyük araştırma kurumlarında ve medyada daha belirgin hale gelmiştir.
Beklentilerin Düzenlenmesi
Toplum ve sosyal grupların sosyal kurallara saygı duymaları için üyelerine 3 temel yaptırımı mevcuttur. Bunlar:
1-Zorunlu Beklenti: Kanunla insanları saygı duymaya zorlamak için kanunla onaylanan beklentilerdir. Bu beklenti kendini zorla kabul ettirir. Rol sahibinin gideceği ve yapacağı iş kısıtlıdır.
2-Gerekli Beklenti: Sert şekilde cezalandırma yoktur. Grup içerisinde uygulanan bir beklentidir.
3-İhtiyari Beklenti: İnsanlar buna saygı duymayla özgürdürler. Cezası yoktur.
Rolünü yerine getiren kimse ödüllendirilemez. Ama prestij olumlu şekilde yükselir. Bir kimse rolünü güzel yaparsa güler yüz ve başarı kazanır.
Konformizm
Farklı sosyal rollerin beklentileri ve ortak rollerin beklentileri arasında çatışmalar çıkabilir. Bu roller bireylerin davranışlarını etkileyebilmektedir. Öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerinden örnek verecek olursak, öğretmenden hem eğitim vermesi hem de öğrencileri eğlendirmesi beklenir. Fakat, bu beklentiler arasında çatışma yaşanabilir. Bir öğrenciyi iyi “idare eden” bir öğretmen, diğer öğretmenlerle çatışma yaşayabilir riski içindedir.
Bireylerin sosyal rollerini yerine getirirken karşılaştıkları beklentileri vardır. Bu beklentilerle sosyal roller çatışabilir. Konformist bireyler, kurumsal beklentilere uyum sağlamaya çalışırken, sapkın bireyler ise normlardan saparak ya da onlara karşı çıkarak rollerini yerine getirirler. Ayrıca, bir bireyin rolleri zaman içinde değişebilir ve belirli bir toplum veya grupta kabul gören bir rol, başka bir grupta kabul görmeyebilir.
Makro-sosyolojik perspektife göre, roller kendi dinamiklerini yaratır ve zayıflatır; mikro-sosyolojik perspektife göre ise beklentilerin çatışması nedeniyle rollerin dinamikleri daha az belirgindir. Bireylerin yaşamlarında rollerin birbirleriyle bağlantılı olup ve zaman içinde değişebilmektedir. Örneğin, bugünkü Katolik Kilisesi’nde papaz olmak için bekar olmak gereklidir, ancak bu gereklilik her zaman geçerli olmamıştır ve gelecekte değişebilir.
Bireylerin sosyal rollerini yerine getirirken karşılaştıkları çeşitli beklentiler ve bu beklentiler arasındaki çatışmalar, rollerin dinamik doğasını ve zaman içindeki değişkenliğini gösterir.
Atfedilmiş Ve Edinilmiş Roller
Bir kimse bir rolden kaçamıyorsa, toplum tarafından da kabul ettirilmiş bir pozisyonsa buna atfedilen pozisyon denir. Bir kadın veya erkek olmak değişken olmadığı gibi yani seçimimiz dışındadır.
Kazanılan pozisyonda seçilebilir, elde edilen pozisyonlardır. Bizim seçimimiz ve çabamız dışında olan rollere karşılık profesyonel roller kazanılır.
Mesela; köylü rolü, köyde doğarsınız ve siz köylü kalırsınız. Ancak iş bulmak, meslek sahibi olmak gibi meslek seçme imkanı vardır. Yani profesyonel roller, kazanılan rollerdir.
Öyleyse elde edilen ve reddedilen roller vardır.
Rollerin Çatışması
Bireylerin çeşitli roller arasında yaşadıkları çatışmalar ve bu roller arasındaki hiyerarşik ilişkiler vardır. Bir bireyin sahip olduğu roller arasında çatışmalar ortaya çıkabilir. Fakat hangi rolün öncelikli olduğunu belirlemek zordur. Profesyonel rol ile aile rolü arasında bazı durumlarda çatışmalar ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda bireyin profesyonel rolü tercih etmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Nadel’in terimleri arasında rol kavramı; bağımlı ve bağımsız roller arasındaki ilişkiler olarak ele alınmıştır. Aile babası ile çocuk arasındaki etkileşim örneği üzerinden roller ele alındığında baba rolü çocuğunu ilgilendirir, bu o çocuğa karşı bağımlı olduğunu gösterir. Fakat diğer çocuklarla kıyasladığımızda bağımsız olarak ele alırız. Çünkü baba rolü kendi çocuğu için geçerlidir.
Bazı sosyal roller, sosyal alışkanlıklar ve belirli roller arasındaki ilişkiler asimetrik ilişki içerisindedir. İfade rollerinin (papaz, şair, gazeteci gibi) toplum içindeki ideolojilerin ya da duygusal tecrübelerin iletilmesi asimetrik ilişkiye dayanmaktadır. Ekonomik temelli rolleri ve hizmet sektörü rollerini asimetrik ilişki içerisine alabiliriz.
Sosyal Statü
İnsanlar tarafından üstlenilen çeşitli sosyal rollerin veya bu rollerin bir araya gelmesine statü denir. Statü, belirli rollerin veya pozisyonların birleşimini temsil eder. Her mesleki pozisyon, belirli özelliklere sahiptir: saygınlık, işe duyulan ilgi, özgürlük düzeyi ve maaş. Bu dört değişken, bir bürokratik yapının içindeki farklı pozisyonları tanımlamak ve her pozisyona bu dört öğeye göre bir “puan” vermeye yöneliktir. Toplumumuzdaki genel hiyerarşik düzen içinde, bir bireyin işi ne kadar çekici ve ilgi çekiciyse, o kadar saygın, özgür ve maaşı da o kadar yüksek kabul edilir. “Büyük patron,” en yüksek maaşa, en fazla prestije, düzenli bir yapıya sahip olmayan en ilgi çekici işe sahiptir.
ABD’deki araştırmalar açıkça göstermiştir ki, bir birey işinde daha fazla kar elde etmeye başladığını fark ediyorsa, bu durum genellikle daha yüksek prestij, artan maaş ve artan özgürlük beklentisi yaratır. Benzer şekilde, bir kişi başka bir işte karlılığın azaldığını hissediyorsa, buna karşılık olarak pozisyonunu yükseltmesi gerektiğini düşünebilir. Ancak diğerleri, şu anda daha az kar getiren bir işin daha önemli bir rol oynadığını düşünebilir; bu nedenle maaş düşüşü, saygınlığın ve işteki özgürlüğün azalması gerektiğini düşünebilirler. Başka bir deyişle, özel niteliklerin eşitlenmesi ve rollerin uyumu önemlidir. Roller arasındaki ilişkilerin analizi, bir yapıdaki dönüşümle ilgili somut ve deneysel çalışmaları gerektirir. Pozisyonların kurumsallaşmış yapısı ve sistemde baskın olan değerlerle ilişki içinde bir iç dinamik olduğunu gösterir.
Rollerin Uyumu
Bireylerin farklı sosyal pozisyonları arasındaki çatışmaları ve uyumları vardır. Lenski’nin yapmış olduğu politik tutumların statü uygunluğu analizinde bu bulgulara vurgu yapılmıştır. Özellikle, ABD’deki genel statü unsurları arasındaki uyumun bireyleri sağ politikaya yönlendirdiğini görüyoruz. (Yüksek konum, şık bir semt, kişinin Protestan mezhebinden olması) Eğer uyum söz konusu değilse sola oy verme ihtimali olur. (Katolik, İtalya kökenli, iyi bir meslek)
Pozisyonlar teorisinden bireylerin tutumlarına geçerken psikolojik teorinin de kullanılması gerekmektedir. Uyumsuzluk, bireyde güvensizlik ve suçluluk duygularına neden olur ve bu duyguların konformizm veya isyanla telafi edilebildiği söylenmektedir. Ayrıca, çocuklarda kişilik oluşumu ailesel, okuldaki ve semtteki pozisyon çatışmalarına bağlı olarak değişebilmektedir. (güven problemi)
Psikologlar, bireylerin sosyal rollerini seçerken psikolojik ihtiyaçlarını ne kadar göz önünde bulundurduğunu araştırmak istemişlerdir. Bu bağlamda bireyler sosyal rolünü seçerken ne kadar psikolojik tatminlerini de ön planda tutarlarsa bireyler rolü yerine getirirken kendilerini o rolle özdeşleştirme eğiliminde olduklarını ve bu rolü iyi yerine getirme çabasına girdiği sonucuna varılmıştır.
Toplumsal Prestij
Bireyin sahip olduğu statülere toplumun verdiği değere toplumsal prestij denir.
İdeolojilerimize körü körüne bağlıysak statümüz ne olursa olsun hiçbir işe yaramaz. İdeolojilerin taraftarı olmak yerine değerlerin taraftarı olmakta fayda vardır.