GenelSosyolojiYazarlar

Sosyoloji Bizim Nemiz Olur?

Adını koymak gerekirse sosyoloji kaçınılmaz bir şekilde batı ilmidir. İbni haldun, Farabi vb. âlimler güzel güzel düşünüp toplum üzerine yazmışlar. Ancak böyle sistematik; konusu, yöntemi, belli bir olay üzerinden bir şey ortaya koymamışlardır. Peki sosyolojinin çıkış noktasına baktığımız zaman; fen bilimlerinde gelişen teknolojiyle birlikte artık insanoğlu kaderine hakim olmaya başlamış. Yağmurun ne zaman yazacağını, günde kaç üretim yapacağını, kaç tane ürün ortaya çıkaracağını,  bir yılda kaç tane ürün üretileceğini biliyorlardır. Fen bilimindeki bu gelişmeler ile insanoğlu her şeyi kontrol edebilir, her şeyi akıl edebilir olması hasebiyle insanı, kaderini kontrol edebileceği noktaya getirmiştir. Böyle olunca insan fizik alanındaki başarıyı sosyal bilimlere de taşımak istemiştir. Yeraltı suları, madenler, demir kullanımı, silah üretimi vb. Şeyleri yapabildiysek; biz toplumda toplumsal yasalar keşfedersek kaderimize daha fazla hakim oluruz. Var olan sosyologların tamamının çıkış noktası budur, hepsi bu kafadadır. Bu toplum neye çalışıyor, ne yiyor, ne içiyor, ne zaman bütünleşiyor, ne zaman ayrışıyor bunları çözmeye çalışıyorlar. 

İnsan var olan merakını gidermek istiyor.  Buna binaen sosyoloji insanın kendini tanıma sürecidir. Bireysel olarak ben futbolu severim, patlıcan sevmem, arada sırada namaz kılmayı severim. Biz böyle varlıklarız. Ama siz namaz kılmayı sevmediğimiz halde teravihe gidiyorsunuz. Patlıcan sevmediğimiz halde biri ikram ettiği zaman yiyorsunuz. Matematik çalışmayı sevmediğiniz halde Ales de öğrenmek zorundasınız. Dolayısıyla siz sadece siz değilsiniz. Sizin dışınızda başka bir alem var. Toplum denilen muhayyel var. Dışarıda insanlarla etkileşime girdiğiniz zaman başka bir hale dönüşüyorsunuz. Sosyoloji bir yönüyle bunu anlamaya çalışıyor. Bireyin insan grupları arasına girdiği andan itibaren tavırlarının nasıl şekillendiği her zaman merak konusudur. Doğal olarak bireysel anlamda varolan Kimliğimiz, farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Başlangıçta öngöremediğimiz, kabul edemediğimiz durumlara evrilebiliyoruz. Toplumsal gerçeklik denen şey böyledir. 

  1. normalde göstermediği tavrı toplum içerisinde göstermesi,
  2. Toplumsal alanda sizin gördüğünüz olay ve olgunun asla sizin gördüğünüz gibi olmadığı gerçeğidir.

Bir olaya baktığımız zaman bunun bir sebebi olabilir. Görünen bir şey vardır ama bu hakikat değildir hakikatin bir yönüdür. Toplumsal hadiselerde bir gerçeği ortaya çıkarma şemaları vardır. Bunun şemalarını pratik kazana kazana çıkarabilirsiniz. Bunun belli bir formülü yoktur. Size gösterilen olayın arka planında en az 5-6 boyutun olduğu, bu boyutların da tek bir nedeni olmadığı bellidir. Diğer ilimler gibi değildir. Çünkü diğer ilimler de bir temel, usul vardır. Ve bunlardan yola çıkarak olayı çözüme kavuşturabilirsiniz. Ancak sosyoloji böyle bir ilim değildir, doğrudan tahlil edip sonuca varabileceğiniz bir şey değildir. Sosyoloji herhangi bir olay üzerinden çıkıp olayı olgusal düzeyde ele alır. nihai amacı ise olguyu kuramı dönüştürmektir. Kurama dönüşmeyen olaylar ve olgular sosyolojide pek anlam ifade etmemektedir. Sosyolojik muhayyile; İnsanın bildiği kadar değildir var olan gerçekliğin arka tarafını araştırarak bir şey ortaya koymaktır. Herhangi bir olaya baktığımız zaman bunun 5 boyutunun olduğunu söylemiştik. Bunu maddelerle açıklayalım.;

  1. Yeme içme farklılığı; Amerikalı ile Türk arasında içme farkı vardır. 
  2. İnsan üzerinde uyandırıcı etkisi vardır.
  3. Toplumsal ilişkiler kümesi (ağı), bunu üreten var, satan var, sonuç olarak sofraya getirilinceye kadar ki boyutu vardır. 
  4. Tarihi boyutu var dır. 18. yüzyılda batılılar sömürgeleştirdiği zaman bulmuşlardır. Ancak kahve yokken milletler ne içiyorlardı. 
  5. Kahvenin küreselleşme boyutu vardır. Yani küresel bir boyut kazanmıştır.

Hangi olaya bakarsanız bakın;

  1. Olayın kişisel dünyası, olayların verdi anlam vardır. 
  2. Olayın toplumda uyandırdığı reaksiyon vardır.
  3. Gördüğünüz olayın asla görüldüğü gibi olmadığı anlaşılmaktadır. (toplumsal olaylar için)
  4. Olay tarihi bir boyutu vardır.
  5. Küresel bir yönü vardır.
  6. Toplumlarda farklı etkiler yaratabilir.
  7. Ekonomik çıkar ilişkisi vardır.
  8. Dini, felsefi boyutu vardır.

İşte sosyoloji bize en çok da çoklu bakmayı, perdeleri kaldırmayı öğretir.

Daha Fazla Göster

Halit Ateş

1995'de Adıyaman/Merkez'doğan Ateş, ilköğrenimini köyünde, orta öğrenimini de Adıyaman Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde 2012'de bitirdi. 2012 yılında girdiği Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde şu anda öğrenimi devam etmekte olup 4. sınıf öğrencisidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı