DEPREM VE İNSANİ YARDIM ÇALIŞTAYI -Durum Tespiti ve Öneriler- [ULİSA]
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar (ULİSA) Enstitüsü

“Ülkemiz 6 Şubat 2023 sabahı saat 04:17’de Kahramanmaraş merkezli Hatay ve Adıyaman başta olmak üzere ardıl illeri de kapsayan toplam 11 ilimizi etkileyen ve dünya deprem tarihinde şimdiye kadar benzeri görülmemiş ardı ardına gerçekleşen 7.7.ve 7.6 ölçeğinde iki büyük depremle sarsılmıştır. İlerleyen günlerde ise Hatay başta olmak üzere Malatya ve diğer illerde artçı depremler devam etmiş ve önceki depremlere göre can kaybı çok olmasa da yıkım ve hasarı artırmıştır. Asrın felaketi mesabesindeki 6 Şubat depremleri maalesef ülkemizde milyonlarca yapıyı etkileyerek yüzbinlerce enkaz meydana getirmiş olup yüz binin üzerinde yaralı ile on binlerce can kaybına sebep olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere Anadolu topraklarının merkez alındığı Türk devlet tarihinde bazen uzun bazen kısa aralıklarla da olsa böylesine büyük felaketlerin yaşandığı ve bu felaketlerin tahminlerin üzerinde ekonomik ve sosyal yıkımlar meydana getirdiği bilinmektedir. Hatta ve hatta gerçekleşen büyük boyutlardaki afetlerin mevcut devlet yapılarının yeniden düzenlenmesi sonucunu doğurduğunu da kendi tarihimizden öğrenmekteyiz. Ha keza Cumhuriyet tarihinde başta deprem olmak üzere yaşanan afetlerden farklı olarak 6 şubat depremleri ve artçıları ülkemizde sosyo-psikolojik manevi etkiler bir tarafa bırakılacak olursa sadece maddi olarak yüz milyar dolara yakın mali bir yük meydana getirmiştir. Tüm bunlar bize göstermektedir ki milletimizin ve devletimizin varlığının sürekliliği; başta tarım bölgeleri ve kırsal yerleşimler ile endüstri ve şehir bölgelerinin belirlenmesini ve yapılanmasını ihtiva eden yeni bir ihyâ ve imar anlayışına bağlıdır. Bunun sağlanabilmesi; yasama organlarında nitelikli bir çoğunlukla ya da referandum yoluyla kabul edilen ve milli mutabakat veya temel norm niteliğinde olan anayasa hükümlerinin kabul edilerek yürürlüğe girmesi ile mümkündür. Bir başka anlatımla: devletin ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü sağlayan asli yapının düzenlendiği, sosyo-ekonomik ve jeo-stratejik milli güvenliği tehdit eden unsurların teminat altına alındığı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda mülkiyet ve imar konularının da temel umdeler içinde değerlendirilmesi elzemdir…”