Din ve PolitikaOrtadoğuSelefiler/Radikaller

Vehhabilik ve Nasyonal Arap Kapitalizmi

Ergün Yıldırım İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora yaptı. Bilgi Hikmet, kitap Dergisi ve Yeni zemin gibi dergilerin yayınlanmasında katkıda bulundu. Hayali Modernlik, Değişen Din anlayışının Sosyolojisi, Akif’in Leylası, Simurgun Kanatları, Öznenin Ölümü gibi kitapları yayınlandı. Ülke TV ve TV Net’te programlar yaptı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde dekanlık yaptı. Halen aynı fakültede hocalığa devam ediyor.

Prof. Dr. Ergün Yıldırım bugünkü yazısında Vehhabi konformizmi ve tarihi dinamikleri bağlamında geleceğine ilişkin önemli tespitler yapıyor. İşte yazı:

Suud siyaseti, 18. Yüzyıl’ın sonunda başlayan ve 19. Yüzyıl ile zirveye ulaşan Vehhabi hareketinin dinamizmine dayanır. Abdülaziz İbn Suud ve Muhammed B. Abdulvehhab arasında gerçekleşen ittifak ile beraber kabile ve mezhep sentezine dayanan bir siyasettir bu. Bu siyaset Necd sosyolojisinden yükselir, Osmanlı egemenlik alanlarına karşı zaman içinde yayılır. Onlarca savaş ve bastırma hareketi bile bu gelişen dinamizmi yok edemez.  Hicaz Şerifi  Vehhabiler için, Osmanlı yerel idarecisi Galip Paşa’ya “Yağmur sonrası dağlardan yükselen  çekirge sürüleri gibi her yerden geliyorlar” diyor. Osmanlı bunu fark ediyor erken zamanlarda ve teşhisi koyuyor: Suud Hariciliği.

II. Mahmut Vehhabilik kelimesini bu kavramla tashih ediyor. Hakikaten 19. Yüzyıl şartlarında yine Necd’den yükselen bir haricilik hareketi doğuyor. Bu hareket bütün müdahalelere rağmen devam ediyor. Bunu gören İngilizler, bu süreçten yararlanmaya başlıyorlar. Lawrence burada önem kazanıyor.

Vehhabilik, zamanla bir devlete dönüşür Necd’de. Riyad başkent olur. 1938 yılında petrol ile gelen refah ve zenginlik yeni bir dönüşüme yol açar. Artık petrol, konformist bir Vehhabiliğe yol verecek. İhvan Hareketi, Vehhabiliğin kurucu dinamizmi olarak var olmaya devam edecek. Ibn Suud onların yoksulluk ve var oluş arayışının heyecanını iyi biliyor. İhvan müntesibleri cihada ve Müslümanları Müslümanlaştırmaya kendisini adar. İslam toplumunu tevhit etrafında saflaştırmak ister. Tezine uymayan bütün davranışları ya küfür ya da bidat ile etiketler. Bunlarla başa çıkmak için kabilevi dayanışma ve savaşçılığı cihada transfer eder. Konformizme sarkan Vehhabiliğe karşı yıllarca direnir. 1939 yılında büyük kabile ve cihat liderleri teslim olurlar. Ancak petro-dolarlarla gelen konformizm, Vehhabileri zenginlik içinde çürütmektedir. Kral Faysal bunu değiştirmek ister. Bunun için Vehhabiliği İttihadı İslam’a çevirir. İslam Bankası, İslam Dünya Ligi, İslam Konferansı Teşkilatı, Dünya Müslüman Gençler Birliği gibi yapılara öncülük eder. Mısır İhvanı ile iyi ilişkiler kurar. Arapçılık ve sosyalizme karşı İslamcılık desteklenir. Vehhabilerin Müslümanlara yönelen saldırgan tutumunu uluslararası düzene kanalize eder. Vehhabileri Müslüman dünya ile entegrasyona sokmaya çalışır. Kessinger, Kral Faysal ile görüşür. Ona gerekirse bütün petrol kuyularını işgal edeceği ve kıyılarına Amerikan donanmasını yığacağı biçiminde tehditlerde bulunur. Bu tehditten sonra Kral Faysal, ABD’de uzun süre kalmış ve eğitim görmüş yeğeni

tarafından kısa bir süre sonra katledilir.

1979 İran İslam Devrimi Arabistan’ı sarsmaya başlar. Vehhabi İhvan’ın zahidist ve cihat temelli dönüşüm projeleri yeniden depreşir. Cüheyman B. Utebe Kabe baskını düzenler. “İhvan’a Çağrı” adlı bildiriyle İhvan’ı yeniden göreve çağırır. Cüheyman, İhvan yerleşimlerinde doğmuş ve ünlü Vehhabi kabilelerinden birisine mensuptur. Suud Hükümeti bununla başa çıkmak için Fransız askerlerinden yardım alır. Ancak İhvan’ın bu yeniden var oluşu ve İran İslam Devrimi, Suud Hükümeti’nin “karşı İslamcılık” siyasetini geliştirmesine yol açar. İhvan Hareketi’nin zahidist Vehhabileri, Afganistan cihadına kanalize edilirler. İran’ın İslamcılık’la kuşatmasına karşı, ihvan hareketinin dinamizminden yararlanarak “karşı İslamcılık” harekete geçirilir. Afganistana giden Suudlu İhvan dinamizminden gelen gençler, topluca bir deftere kaydedilirler. Sonra bu defterin adı El-Kaide olarak yaygınlık kazanacak. El-Kaide, zahidist Vehhabiliğin yeni bir grubu olarak ortaya çıkar. Ürdün’den Afganistan’a giden Zerkavi, burada El-Kaide’nin kamplarından yetişerek İran üzerinden Irak’a gelir. ABD’nin işgalinden sonra çalışmalara başlar. Bu kez de IŞİD ortaya çıkar.

Suud Devleti, artık ılımlı İslam teziyle zahidist Vehhabiliği tasfiye ediliyor ve yeniden konformist siyasete dönüyor. Vehhabilik, kapitalist serbest piyasa içinde yerleşmeye davet ediliyor. İttihad-ı İslam’dan da vazgeçiliyor. Bunun yerine Arapçılık eksene alınıyor. Arabistan Devleti’nin son zamanlarda Irak Şii liderler ve Irak Devlet Başkanı ile görüşmesi, Sisi’yi desteklemesi ve belki yakında Esed ile temas kurmaya yönelmesi de bunu gösteriyor. Vehhabilik, bu defa nasyonal Arap kapitalizm başlığıyla ortaya çıkabilir. Tarihte yaşanan Arap nasyonal sosyalizmine karşı şimdi bu milliyetçi kapitalizm gelişebilir. Veliaht Selman bunu öneriyor. Ilımlı İslam’ın asıl kimliği budur. Ancak bu çok kolay bir şey değil. Vehhabiliğin kurucu dinamiğini oluşturan İhvan damarını tamamen tasfiye etmek ve onu nasyonal Arap kapitalizmine ikna etmek çok zor. Çünkü bu damar, Suudi Arabistan’ın ve çevresini oluşturan bütün Körfez toplumların kabile ve mezhep dağılımında oldukça etkili bir dinamizm.

Kaynak
http://www.yenisafak.com/yazarlar/ergunyildirim/vehhabilik-ve-nasyonal-arap-kapitalizmi-2040938
Etiketler
Daha Fazla Göster

Özcan GÜNGÖR

1977 yılında Çorum/Alaca’da doğan Güngör, ilkokul ve hafızlığını köyünde, ortaöğretimini ise Çorum İmam-Hatip Lisesi’nde 1996 yılında tamamladı. 1996 yılında girdiği Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi’nden 2001 yılında mezun oldu. Ulusal ve uluslararası çok önemli projelerde koordinatörlük ve araştırmacı olarak görevler yaptı/yapıyor. 2001- 2010 yılları arasında Diyanet İşleri Baş- kanlığının değişik birimlerinde görev yaptı. 2010-2013 yılları arasında Atatürk Ü. İlahiyat Fakültesinde Yrd. Doç. Öğretim üyesi olarak çalıştı. 2013 yılında naklen atandığı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi’nde 2014 yılında doçent unvanı alarak ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Araftaki Kimlik: Alevilik Bektaşilik; Çalışan Gençlik ve Değerler; Religion in Modern Turkey; İki Dünya Bir Aile adlarında yayınlanmış kitapları bulunmaktadır. Çalışma alanları olarak dini gruplar özellikle Alevilik-Bektaşilik-Caferilik, göç, kimlik, ABD’de Türk Topluluğu, Aile, Yaşlılık, Değerler ve Cami çalışmalarıdır. Güngör evli ve üç çocuk babası olup, İngilizce ve Arapça bilmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı