ABDDin ve Politika

Trump, Evanjelikler ve Teo-Stratejik Bir Yorum Olarak Trump’a Desteğin Anlamı

Trump, Evanjelikler ve Teo-Stratejik Bir Yorum Olarak Trump’a DesteğinAnlamı

Fatih ŞAHAN

Evanjelikler Neden Trump’ ı Destekliyor?

Sevgi yerine Ahlaki çöküntü ve Nefret: Evanjelik Hristiyanlar Başkan Trump gibi bir adamın adaylığını nasıl olurda destekler konusu sadece iddia edilen bir gizem.

Trump’un davranışları kendi seçmenlerini yansıtmaktadır.

Salı günü Amerika Birleşik Devletleri’nin aklı başına gelecek mi? Muhafazakâr seçmenler başkanlarının hatalarını cezalandıracak ve bunun yerine kitlesel olarak Demokratların kongre adaylarını mı seçecek?

Bundan sonra Donald Trump için anket puanları sabit gibi görünmüyor. Ancak bilindiği gibi skandalların hiçbiri şimdiye kadar taraftarlarından geniş bir kitleyi değiştiremedi.

Görüldügü kadarıyla Evanjelik Hristiyanlar memnun bir seçmen grubu. Beyaz Evanjelikler ezici bir çoğunlukla Trump’ı makamında tutuyorlar: Evanjeliklerin yüzde 80’i 2016 yılında Trump’a oy verdi.

İki yıl ve sayısız skandallardan sonra da Evanjelikler arasında 45. Amerikan Başkanının kabul oranı neredeyse değişmedi. Bu nasıl olabilir? Bu Hristiyan seçmenler yüksek ahlaki iddiaları ile Trump’ın davranışlarını nasıl bağdaştırabiliyor?

 

Belirleyici Etkin Konular Az.

Evanjelik Hristiyanlık homojen bir grup olmayıp aksine farklı büyüklükte ve küçüklükte özgür kiliseler için kullanılan kollektif bir terim.

Bu alandaki en büyük gruba Pentekostale (Pfingstkirchen), Baptistler ve Karizmatik’ler dahil olmaktadır. Birlikte değerlendirildiğinde Evanjeliklik, Pew Research Center’in araştırmasına göre Amerikalıların dörtte birinin dahil olduğu Amerika’daki en büyük Hristiyan akımı. Tek tek gruplar arasındaki bütün farklılıklara rağmen birkaç ortak özellikleri bulunmaktadır.

Bunların arasında İncilin lafzi yorumu ve buna dayanan oldukça katı muhafazakâr bir aile anlayışı ortaya koyan sosyal muhafazakarlık ve birey üzerindeki yüksek ahlaki talepleri olanlar dikkat çekicidir.

Fakat sadece ilk bakışta iki kere boşanmış, fahişelerle ilişkisi olmuş bir Başkan adayının Evanjelikler tarafından seçilebilmesi şaşırtıcıdır.

Evanjeliklerin neden Trump‘ı desteklediğini  başkanın kendisini Yargıç yapmak istediği muhafazakar Hakim Kavanaugh’un durumu açıklamaktadır.

Psikoloji Profesörü Christine Blasey tarafından Kavanaugh cinsel taciz ile itham edildi.

İddialar daha da sesli olunca bazı Evanjelikler, Blasey Ford’un Kavanaugh’un kurbanı olmuş olabileceğinden dolayı değil de onun Kavanaugh’u cinsel taciz ile suçladığından dolayı İsa’yı bulması için ona dua edeceklerini açıkladılar. Evanjelik okuma tarzına göre Ford kendi ifadeleriyle Kavanaugs’un ailesinin bütünlüğünü tehdit etmekte. Birçok Evanjelik için bu taciz ithamından daha ağırdı. Evanjeliklerin birçoğu Trump’ın eylemleri veya arkadaşları Hristiyan değerlerini ne kadar ihlal ederlerse etsin şüphesiz/şartsız bir şekilde Trump’ın yanındalar. Aynı zamanda Evanjelik kesim, şayet belirli siyasi hedeflere ulaşmak söz konusu ise kendi inançlarını feda etmeye hazır.

Bir araştırmaya göre Evanjeliklerin yüzde 75’i kürtajı yasaklayan her başkanı seçebileceklerini belirtiyor. Çok az sayıda konulara olan odaklanma onlara, siyasi hazır bulunuşluktan yoksun olan az endişeli seçmen olma ününü kazandırmıştır.

 

Beyaz Saray’da Akşam Yemeği

En geç 1960’ların sonundan itibaren Evanjelikler muhafazakâr (konservatif) kesimin ayrılmaz merkezi bir parçası haline geldiler. Her önemli seçimden önce cumhuriyetçiler tarafından yoğun bir şekilde kendilerine mavi boncuk dağıtıldı. Richard Nixon bu seçmen potansiyelini fark eden ilk Başkan adaylarındandı.

Meşhur Evanjelik vaiz Billy Graham ile birlikte bilinçli bir şekilde (özellikle) Hristiyan seçmenlere yönelik kampanya yürüttü ve bununla birlikte Evanjelik kesim için özellikle önemli olmuş, olan toplumsal-siyasi, kültürel yönü vurguladılar. Bunlar: Kürtaj, eşcinsel evlilikler veya devlet okullarında İncil dersi.

Aksine bu modus operandi durumunda Nixon’dan bu yana pek bir şey değişmedi. Evanjelikler Amerikan Federal seçimlerinde hiç olmadıkları kadar daha başarılılar: Başkan yardımcısı Mike Pence’nin kendisi bir evanjelik, Donald Trump’ın manevi rehberi, Jerry Falwell Jr., oldukça etkin evanjelik vaizin oğlu ve Amerika’nın en büyük evanjelik Üniversitesinin yöneticisi. Şu anda ABD’de inananların istekleri (arzuları) en yüksek siyasi düzeyde kabul görüyor.

Trump’ın zamanında Evanjelikler, Başkana özel erişim elde ettiler, en son Ağustos ayında Beyaz Saray’da 100 evanjelik kilise liderleriyle bir akşam yemeği organize etmişlerdi. Bununla birlikte Trump, daha önceleri Kiliseleri seçim bağışları ile direkt olarak siyaseti etkilemelerini engelleyen Johnson-Amendment’i kaldıracağı sözünü vermişti. Bunun sadece bir sözde ifade olduğunun önemi yok: Evanjelikler lobi çalışmaları yapıyorlar ve onların Trump özelinde seçimden sonra lütufkâr olan bir başkanları var.

Söylem Yerine Duygular

Evanjelik kesim her zaman ultra-konservatif Cumhuriyetçilerin yanında değillerdi. 1906 yılında San Francisco’daki Pentekostal Ayinde ve aynı zamanda Siyah ve Beyaz ayrımının olmadığı ilk ayin olup o dönemde bir skandal olarak görülmekteydi. 20. yüzyılın başlarında, pek çok Amerikalı yoksulluk ve gecekondu mahallelerindeki düşük yaşam standardı yüzünden dehşete kapıldı. Social-Gospel-Hareketi Amerika’da 1870 yıllarda endüstri devriminin sonucunda işçiler için oluşmuş birçok adil olmayan durumlara karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıktı. Bu hareketin altın çağı olarak 1900-1914 yılları gösterilmektedir. Bu Teolojinin düşüncesi birçok teolojik alanda etkisini devam ettirdi. Sekülerleşme Teolojisi, veya Özgürleşme Teolojisi gibi.

Evanjelik Organizasyonlar daha çok öncülüğünü Alman-Amerikan Baptist Papaz Walter Rauschenbusch (11861-1918) çektiği “Sosyal İncil” (Social-Gospel) hareketi ile Hristiyanların başkaları için, insan onuruna yakışır toplumsal ilişkiler için de mücadele etmeleri gerektiğini vurguladı. Rauschenbusch’un bu çağrısı ülkenin birçok Protestan Kilisesinde yankı buldu. Social-Gospel Hareketi kiliseler için toplumda var olan bu kötülüğü ortadan kaldırmayı amaç edinen aksiyonları için dini bir temellendirme idi. Sosyal-İncil hareketinin aktivistleri, halk sağlığını geliştirmek ve zorunlu eğitimi teşvik etmenin, aynı zamanda toplumun dezavantajlı kesimlerinin ahlaki standartlarını iyileştirmeye yardımcı olacağını umuyordu. Rauschenbusch İncil dindarlığından hareketle Kutsal Kitabın sosyal boyutunu keşfetti ve geleneksel teolojik kavramların yeniden yorumlanmasına ulaştı. Rauschenbusch’un toplumu değişime zorlayan teolojisi daha çok yapısal kötü algısından etkilenmişti. Ona göre Spekülatif ticaret, mal biriktirme sürekli bir şekilde günahkâr davranışlara zorluyordu. Rauschenbusch, Sosyal düzenin Hristiyanlaşması tezini savunmaktaydı (Berneburg, Erhard; Wuppertal 1997, s. 37-38).

Kırk yıl sonra evanjelik Hıristiyanlık için yeni ilhamlar, esinler hiç te olmayacak bir yerden Hippi kültüründen geldi. İlk Evanjelik Başkan Baptist Jimmy Carter, Georgia’dan bir demokrattı. Carter’in 1977’den 1981 yılları arasındaki politikasından hayal kırıklığına uğrayan Evanjeliklerin çoğunluğu, Ronald Reagen (Boşanmış bir Holywood Oyuncusu olarak Evanjelik kamp için aslında imkansız bir aday) için propaganda yapan muhafazakar bir kitle hareketi olan Moral Majority’ye katıldılar. Yine de 1980 seçimlerinde Evanjelikler son kez saf değiştirdiler. O zamandır cepheler keskinleşti. Evanjelikler, seçmeni mobilize etmek için kürtaj gibi çekici konulara bel bağlamaktadırlar. Bu tür konular o kadar çok abartılıyor ki, objektif bir tartışma zorlaşıyor neredeyse imkânsız hale geliyor. Kullanılan dil burada büyük rol oynuyor. Bir kürtajın zor ve kişisel değerlendirmesi “Bebeği Öldürmek”, “eşcinsel evliliklerin kendi heteroseksüel yönelimine bir tehdit olarak görülmesi olarak yeniden yorumlanmasına sebebiyet vermekteydi

 

İncildeki Pers Kralı Kyrus ve Trump

Tevrat’ta Yahudilerin 70 yıllık esaretini, Pers Kralı Büyük Kyros’un Babil’i alacağı ve buna dair stratejisinin ayrıntıları bir mucize olarak önceden haber verdiği belirtilmektedir. (Tevrat: İşaya 44:28; 45:1). Ateşe tapan Pers Kralı Kyrus (Cyrus, Koreş) (MÖ 559-530), Yahudilerde peygamber konumundadır ve Tanrı’nın sağ koludur. Çünkü o, esaret altındaki İsrailoğullarına hoşgörülü davranmış, onlara başkent Kudüs’te yıkılan o muazzam mabedin yeniden inşası için büyük destek vermişti. Ateşe tapan Pers kralı şöyle diyor: “Beni Yahuada’ki Yereşalim kentinde (Kudüs’te) kendisi (Tanrı) için bir tapınak yapmakla görevlendirdi.”(Tevrat-Ezra 1/1) İsrailoğulları’nın Tanrısı ise; “O benim çobanımdır; her istediğimi yenine getirecek diyen Rab benim” der Koreş için. (Tevrat-İşaya 44/28) Rab kefere Pers kralının elinden tutar, aynı evladı İsrail peygamberleri gibi onu onurlandıracağını ve bütün zenginlikleri ona vermeyi vaat eder. Rab methettiği kişiye, sağ elinden tuttuğu Koreş’e seslenir: “Ben Rab, İsrail Tanrısı olduğumu anlayasın diye, karanlıkta kalmış hazineleri, gizli yerlerdeki zenginlikleri sana vereceğim. Sen, beni tanımadığın halde, kulum Yakup soyu ve seçtiğim İsrail adınla çağırıp onurlu unvan vereceğim… Beni tanımadığın halde seni güçlü kılacağım…(Tevrat-İşaya, 45: 1-6; Ataman, Sinan; İstanbul 2018, s. 66)

Başka bir yerde Trump putperest olarak Tanrı halkının dostu olan İncil figürü Persli Kral Kyros’un reankarnasyonu olur. İsrailli tapınak organizasyonu ve üçüncü tapınağın inşasına hazırlanan birçok İsrailli grup Pers Kralı Kyros ve Amerikan Başkanının resminin olduğu yarım şeykel bastırdılar.

Cyrus ve Trump

(http://www.israelheute.com/Nachrichten/Artikel/tabid/179/nid/33145/Default.aspx)

Pers Kralı Büyük Kyrus, Yahudilere Babylon esaretinden sonra İsrail ülkesine geri dönmelerine izin verir ve böylece onlara ikinci Tapınağın inşasını mümkün kılar. Hamikdash Betzion (Siyon’daki Tapınak) adlı organizasyona göre Trump’ın 2017’nin 6 Aralık tarihinde Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıyan açıklaması, onu Kral Kyrus ile aynı konuma getirmiş oldu. İsrail Başbakanı Netanyahu 2018 Mart aynıda Trump’ı ziyaret etmiş Amerikan’ın Tel Aviv büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararını ve Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanımasını övmüş ve İsrail Halkının bunu her zaman hatırlayacağını belirtmişti. Netanyahu da Trump’ı Pers Kralı Kyrus ile karşılaştırmıştı.

Böylece İsrail Başbakanı da Trump’ın bu kararını teolojik olarak yorumlamış bu karara dini bir anlam yüklemiştir. Netanyahu Trump’ın bu kararını 1917’deki Balfour deklarasyonu ve 1948 yılında İsrail’i tanıyan ilk Devlet Başkanı olan Harry Trumann ile Yahudiler için eş değerde olduğunu açıklamıştı. (https://www.juedische-allgemeine.de/mobile/article-view?id=31026)

Amerikan eski Başkanlarından Harry S. Truman görev süresinin bitmesinden kısa bir süre önce Hristiyan Evanjelik Siyonistler tarafından Büyük Kyrus olarak adlandırılmıştı.

Her ne kadar Kyrus ve Trump Tanrı’nın seçilmiş halkına dahil olmasalar da kendileriyle Tanrı’nın Planını gerçekleştiren Tanrı’nın bir enstrümanı (aracı) olarak görülmektedir.

 

İyi ve Kötünün Savaşı

Siyasi yükseliş, hayatı iyi ve kötü arasında ebedi bir mücadele olarak gören, Evanjelik dünya görüşü ile örtüşüyor. Bu tasavvur, doğa üstü olana, rasyonel ve Max Weber’in tabiri ile dünyanın büyüsünün bozulması (dünyanın büyüden arındırılması) konseptine karşı alternatif taslak ile şekillenmektedir.

Evanjelik Hristiyanlar kendilerini şeytana ve onun saptırmalarına -ki buna liberal Amerika’da dahil-karşı yüzyıllardır devam etmek olan savunma, karşı koyma savaşının bir parçası olarak görmektedirler. Bu dünyadaki hastalıklar dua ile iyileştirir. 

Kutsal Ruh her Pazar inananlara uğramakta, onların dilinde konuşmakta ve her zaman mucize vuku bulmaktadır.

Her şey bu dünya görüşüne tabi olarak ve buna uygun olarak yorumlanır: Ukrayna’da 2014 yılında Rus yanlısı savaşçılar Evanjelik misyonerlere de saldırdığında, Evanjelik medya Ukrayna’dan, sanki Hristiyan olmayan Ruslar tarafından zulme uğrayan Ukraynalıların olduğu “Hristiyanlığın Meydan Muharebesi” olarak söz etti.

Harry S. Truman

Bir başka Evanjelik vaiz Trump’ı İncil’e göre hatasız ve kusursuz olmayan Kral Davud ile karşılaştırmakta: Davud evli bir kadın ile gayri meşru bir ilişki yaşar ve kadının kocasını öldürtür, Alabama’lı Pastör John Kilpatrick bu hikâyeye atıfta bulunarak, Tanrının buna rağmen Davud’u İsrail’in Kralı yaptığını belirtti. Aynı Evanjelik vaiz, Başkan Trump’ın hiçte görmezden gelinemeyecek müşkül durumlarını “Amerika’yı tekrar ele geçirmek isteyen Cadılığın bir sonucu olarak açıklamaktadır.”

Evanjelikler, uzunca bir süredir gittikçe daha güçlü bir şekilde realiteden uzaklaşan kendi cam fanuslarının içerisinde bulunmaktadırlar.

Evanjeliklerin kilise üst temsilcilerinin Beyaz Saraydaki buluşmasında Trump misafirlerini Kongre seçimlerini demokratların kazanması durumunda olacaklar konusunda uyarıda bulundu: “Demokratlar her şeyi altüst edecekler yok edecekler ve bunu hızlı ve “cebirle yapacaklar.” açıklamasında bulunan Trump muhalefetten tıpkı şeytandan bahsedercesine söz etti. Her şeyi sonlandıracaklar. Evanjelikler ve Trump’ın başka diğer seçmen grupları birbirlerine iyi uymaktadırlar. Hepsi de yüksek duygusal ve objektif olmayan tartışmalara alıştılar. Zira Cadılığa karşı artık pragmatik politika işe yaramıyor. Aksine sadece dua etmek. Evanjelikler sadece Cumhurbaşkanı Trump’ının destekçileri değil, aynı zamanda İsrail Başbakanı Netanyahu’nun gayretli destekçileri arasında sayılıyor.

Hristiyan aynı zamanda Sağcı

 

Evanjeliklik gittikçe, sağcı siyaset Hristiyan Sağcılığı ile aynı anlamda kullanıldı. Kürtaj, eşcinsellik, feminizm, pornografi, korunma, 60’lı yollarsa gelen cinsel ve sosyal devrim, 70’li yıllardan beri seçim kampanyalarının gündeminde yer almaktadır. Billy Graham gibi Evanjelik vaizlerin sadece sürekli olarak Amerika’m Başkanlarına ulaşımı yoktu, Televizyon vaizi olarak her bir evin odasına girişleri vardı. En azından Ronald Regen ve George W. Bush muhafazakâr Hristiyanlara onlardan biri olarak devletin en tepesinde bulunduğu duygusunu (hissini) vermişti.

Evanjeliklerin Trump’a olan sempatileri, bağlılıkları çok da yadsınacak bir durum değil. “Birçok Evanjelik liderin ahlaki kanaatleri halen karşıt siyasi kamplaşma düşüncesinden etkilenmektedir.” Muhafazakâr Siyasetçi Michael Gerson Atlantic için kaleme almış olduğu yazıda bu durumun artık saflıkla açıklanamaz olduğunu vurgulamıştı. Gerson’un kendisi Evanjelik bir ailede yetişmiş ve uzunca bir süre cumhuriyetçi hükümetler için çalışmıştı.

Evanjelik Hristiyanların şimdiki cumhuriyetçi Başkana ruhlarını sattığı yorumunda bulundu.

Gerson: “Evanjelik hareketinin liderleri siyasi rakiplerine olan nefretten dolayı gözlerinin kör olduğunu ve hayatlarını adamış oldukları amaçlarına ne tür bir zarar verdiklerini de artık göremez duruma geldiğini” ifade etmişti.

 

Hristiyanlar için Vahşet (Gaddarlık) Propagandası

Yeni nesilde ve Demokratların seçmeninde din anlamını yitirse de, Cumhuriyetçi seçmen daha yaşlı ve demokratlardan daha beyaz- ve günümüzde de hala oldukça dindarlar. Cumhuriyetçi seçmenin üçte biri Public Religion Research Institute’ın yapmış olduğu ankete göre kendilerini “Beyaz Hristiyanlar”, üçte biri de “Evanjelik” olarak tanımlamaktadır.

Bu insanların desteği olmadan kimse Cumhuriyetçilerin biletiyle Başkan olamaz.

Seçim kampanyası sırasında Trump, bu güne kadar ona danışmanlıkta bulunan sayısız nüfuzlu evanjelik kişilerle Evangelical Advisory Board adlı danışma kurulunu kurdu.

Evanjelik Hristiyanlar Trump’ı destekliyorlar. Beyaz Saray Hristiyan Karşıt devrimini tecessüs ettiği sürece Trump’ın skandalları, günahları ve insan düşmanı siyaseti pek de önemli değil.

Amerika adalet bakanı 14 Haziran da Indiana Fort Wayne’de yaptığı konuşmasına bakanlar Tanrı’nın krallığının, Tanrı devletinin çoktan kurulmuş olduğu düşüncesine kapılabilirler.

 

Trump’ın Siyasetinin Dini Meşruiyeti: Hristiyanlığın Siyasallaştırılması

 

Herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı’dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur. Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır. 3 İyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. Yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın. Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Tanrı’ya hizmet etmektedir. Ama kötü olanı yaparsan, kork! Yönetim, kılıcı boş yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine Tanrı’nın gazabını salan öç alıcı olarak Tanrı’ya hizmet ediyor. Bunun için, yalnız Tanrı’nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir.  Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler Tanrı’nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkârlarıdır. Herkese hakkını verin: Vergi hakkı olana vergi, gümrük hakkı olana gümrük, saygı hakkı olana saygı, onur hakkı olana onur verin. (İncil, Romalılara Mektup 13.)

Bu Hükümetin siyasetine karşı Hristiyan eleştirmenleri teskin etmeye yönelik bir girişimdi.

Meksika sınırında çocuklar ailelerinden ayrılmakta, Amerikan hükümeti Amerika’ya yasal olmayan yollardan giriş yapanlara karşı sıfır tolerans uygulayacağını belirtmişti. Trump’ı destekleyen Hristiyanlar için bu Hristiyanlığın ötekine olan sevgisiyle bağdaşmayan bir durumdu.

İnançlı bir metodist olan Sessions “Amerika’ya illegal giriş bir suçtur”, ifadesinde bulundu. Bir adalet bakanı olarak da suçun da cezalandırılması gerektiğini belirtti. Yasanın tutarlı ve adil uygulanması bizatihi iyi ve ahlaki olup bunu İncilde Romalılara Mektupta belirttiği gibi Tanrı istemişti. Şimdilerde Amerika’da siyaseti “Tanrı Böyle istedi” argümanıyla temellendirilmekte.

Amerika’da Din ve siyasetin birbirine nasıl geçtiği, Freedom Sunday organizasyonlarında görülebilir.

Bir vaazında Jeffers şu tespitte bulundu: Amerika Hristiyan Bir Ulus. Hakiki inanç olmazsa Amerikan toplumu yok olur. “Şayet ulusumuz Tanrı’dan yüz çevirirse o zaman ülkemizdeki hiçbir yazılı anayasaya düzeni sağlayamaz.

Jeffers aşırı uçta bir örnek değil. Televizyon ve radyo yayınlarıyla milyonlarca seyirciye ulaşıyor her şeyden önce Beyaz Saray ile direkt irtibatı bağlantısı var. Trump ile birlikte dua ediyor, inançla ilgili konularda ona danışmanlık yapıyor. Trump göreve başlama yemini etmeden önce Jeffress’in verdiği vaaza katılmıştı. Jeffres bir keresinde Trump için “Ülkeyi sahili selamete çıkaracak Tanrı’nın bir hediyesi” olduğunu söyledi.

Elbette Trump’ın Hükümeti yakın tarihin en Hristiyanı olarak tanımlanabilir

Jeff Session, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Eğitim Bakanı Betsy Devos ve herşeyden önce Başkan Yardımcısı Mike Pence. Efanjelik Hıristiyanlar ve adanmış Hıristiyan politikacılar, yanı sıra Kentsel Kalkınma ve Konut Bakanı Ben Carson ve Enerji Bakanı Rick Perry.

Kabinenin birçok üyeleri yüz yıldır hiçbir Amerikan Hükümetinin artık yaşatmadığı bir gelenek olan haftalık incil okumaları halkasının üyeleridir.

Gittikçe Büyüyen Kitle Hareketi Olarak Evanjeliklik

Muhafazakar Hristiyanlar sadece Hükümette yer almıyorlar, aynı zamanda halkın içinde Trump’ın belki de en önemli destekçileri.

Oldukça etkin bir Evanjelik vaiz olan Franklin Graham seçim sonrası sosyal medya hesabı Twitter dan şu açıklamada bulundu “Tanrısız, ateist tedrici ajandanın kontrolü üstlenmesini engellemek için Tanrı’nın elini olaya müdahale ettiğini düşünüyorum.”

Beyaz Evanjelik Hristiyanların yüzde 81’i Trump’a oy verdi, ancak Başkanın şahsiyeti, sağcı güç ile beyaz Hristiyanlık arasındaki ittifakın, George W. Bush döneminden daha az tabi olduğunu ortaya koydu.

Donald Trump’ın en yakın destekçisi de onun kişi olarak Hristiyan Ahlakının gereklerini yerine getirme konusunda yeterli oymadığını itiraf ediyorlar.

Eşine karşı sadakatsizliği ve cinsel suistimallerine dair övünmelerini herkes bilir.

Evanjeliklik gittikçe büyüyen bir kitle hareketidir, Gallup’un yapmış olduğu ankete göre Amerikalıların yüzde 40’ından fazlası kendilerini Evanjelik olarak tanımlıyorlar.

Evanjelikler, İncil’i lafzi manasıyla yorumlayan Amerika özgür kiliselerinin ve dolaysız bir şekilde İsa’ ile uyanış (canlanma) tecrübelerini yansıtan bir ilişkiyi temsil eden uzun bir geleneğin içerisinde yer almaktadırlar.

Evanjelik olmak, prensipte her vaftiz olmuş kişinin kendisine verebileceği bir niteliktir. (sıfat, atıf). Ancak aynı zamanda aralarında Amerikadaki Metodistlerin ve Baptistlerin yine İngilteredeki Anglikan kiliselerinin bir kısmının yer aldığı büyük kiliselerinin kendilerine hasrettiği bir tanımlamadır. Texas’taki Suburs, Chicago’daki afroamerikan Kiliseleri, devlet okullarında çocuklarının dünyevi bir eğitim almasını reddeden katı fundamentalistler, hepsi Efanjelik etiketinin altında yerlerini alırlar.

Trump’ın Porno oyuncusu Stormy Daniels ile yaşadığı skandalın ortaya çıkması, pornografi ve evlilik dışı ilişkiyi kat’i bir suretle reddeden Trump’ın Evanjelik destekçileri için özel bir sınavdı. Ancak buna da bir cevap bulmuşlardı. Robert Jeffress Fox Haberde şu açıklamayı yaptı: “Evanjelikler, “Porno yıldızı ile birlikte olmamalısın” emrine hala inanmaktadırlar.

“Ancak Başkanın bu emri ihlal edip etmediği kesinleşmediği için bizim desteğimiz için önemli değil.”

Trump’ın beyaz olmayanlar hakkındaki aşağılayıcı ifadelerini de Hıristiyan destekçileri savunmak zorunda kaldı. Robert Jeffers, Haiti ve Afrika Ülkelerini kendilerinden göçmen gelmesinin istenmediği bu ülkelerin “Bok Çukuru” olarak nitelendirmesinin yanlış bir kelime seçimi olduğunu açıkladı. Jeffress, Amerika’nın hiç kimsenin etnik kökenine (ırkına) veya kökenine bakmaksızın herkesin buyur edilmek zorunda olduğu bir kilise değil” açıklanasında bulundu. Bu yolun başlarında bütün beyaz Evanjeliklerin yüzde 75’i Trump’a karşı olumlu görüşe sahiptiler bu bütün halk nezdinde yüzde 42 idi.

Evanjelik Hristiyanlar sadece inançlı bir grup (kitle) olmayıp aynı zamanda savaş sonrası en güçlü toplumsal bir hareketlerden birisi. Amerika’da Evanjelikler gibi başka hiçbir dini topluluk siyasi etki için çabalamadı.

Altmışların kültürel fırtınalarına tepki olarak, Amerika’nın özellikle banliyölerinden gelen beyaz, muhafazakâr insanlar politik olarak örgütlenmeye başladılar. Siyasi girişimlerini, çabalarını Amerika’nın ruhunu kurtarmada bir kampanya, sefer olarak kavradılar. 1979 da Jerry Falwell ve Tim LaHaye başkangrupların da takip ettiği “Ahlaki Çoğunluk Hareketini” kurdular ve “Aile Değerleri” için mücadeleleri ile Amerika siyasetini bir araya getirdiler.

 

Etiketler
Daha Fazla Göster

Andcenter Editör

Çankırı İli, Orta İlçesi Kalfat Kasabası’nda 1993 yılında dünyaya geldi. İlköğretimi kendi köyünde tamamladı. 2007 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip lisesine kayıt oldu. 2011 senesinde Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Aynı sene Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. 2016 yılında Ankara İlahiyat’tan mezun oldu. Aynı sene Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi bölümünde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Bölümü’nde tamamladı. Şuan aynı enstitüde doktora eğitimine devam etnektedir. Gaziantep ili, Şahinbey ilçesinde 2017-2018 Eğitim-Öğretim yilinda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği görevini yaptı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim dalında Arş. Gör. olarak çalışti.Suan Ankara Yıldırım Beyazit Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı