AFGANİSTAN’IN HİKAYESİ
Hasibullah Sadeed - Sakarya Üniversitesi Doktora Öğrencisi
NEREDEN NEREYE?
NEDEN BURADAYIZ?
NEDEN BU HALDEYİZ? (Afganistan Hikayesi)
Tarih 1970’leri gösteriyordu, halk silah sesine aşina değildi; kızlar, erkekler hiçbir sorun yaşamadan rahatlıkla okula gidip geliyordu. O dönemin fotoğraflarını gördüğümüzde Afganistan olduğuna inanamıyoruz, o kadar özgürlük vardı ki halk canı istediği zaman hükümete karşı gösteri yapabiliyordu ve halkın gösterisi neticesinde defalarca başbakan değiştirildi. Ülke tarihinde ilk darbe 1973’te gerçekleşti ama kan dökülmeden. Darbeyle iktidarı ele geçiren Muhammed Davut Han, 5 yıl cumhurbaşkanı olarak hüküm sürdü. Bu dönemde de savaş yoktu, ülke özellikle ekonomik açıdan İran ve Pakistan gibi komşularla mukayese edilebilecek durumundaydı lakin Davut Han kendi sonunu hazırladı.
Ama nasıl?
Darbe sırasında onu destekleyen Halk Partisi (Komünistler) üyelelerini hükümetin üst kademelerinde yer verdi. Bu sebeple 24 Nisan 1978’te ülkede 40 yıllık denenen karanlık savaşın ilk uğursuz günü başladı, zira bu tarihte komünistler Sovyetlerin desteğiyle darbe girişiminde bulunarak iktidarı ele geçirdi ve Davut Han da ailesinden 18 kişiyle birlikte vahşice katledildi! Kara bir dönem başladı, Halk Partisi lideri Nur Muhammad Taraki devletin başına geçti ve komünist bir hükümet kuruldu. Bu hükümetin diktatörce davranışları ve İslam değerlerine karşı girişimleri halkın tepkisine yol açtı, böylece daha önce birçok üyesi Pakistan’a kaçan “Nahzet-i İslami’’ denilen ve Pakistan’da birkaç gruba bölünen İslamcı hareketlerin önderliğinde halk hükümete karşı ayaklandı.! İki yıl geçmeden cumhurbaşkanı yardımcısı Hafizullah Emin, Taraki’yi evinde boğdu ve kendini cumhurbaşkanı ilan etti. Emin de Halk Partisi üyelerinden biri olmasına rağmen Sovyetler buna rıza göstermedi ve 100 gün sonra karanlık dönemin yeni aşamasına geçildi.
Sovyetler yeni kurulan ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden komünist hükümetleri böyle kolaylıkla kaybetmek istemedi ve 80 bin askeriyle Afganistan toprağını işgal etti!!! Sovyet askerleri ilk operasyonda Emin’i öldürdü ve yerine kukla cumhurbaşkanı olan Babrak Karmel’i oturttu. Durum karıştı, halk karşı çıktı, İslamcı partiler güçlendi ve 10 yıl süren büyük bir savaş başladı! Bu savaş sadece Afganistan ile Sovyetler arasında geçmedi. Kaybettiği Vietnam Savaşı’nın intikamını almak isteyen ABD başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesi, Pakistan, İran, Suudi Arabistan, Türkiye ve Mısır gibi devletler Sovyet askerlerine karşı, savaşan örgütleri, grupları ve halkı himaye etti. Birkaç yıl içinde Sovyetler Birliği, bu ülkeyi işgal etmesiyle büyük bir hata yaptığını dile getirerek çekilmeye karar verdi ve 1989 yılında çekilme süreci tamamlandı. Sovyet 40. Kızıl Ordusu Afganistan’ı terk etti, lakin 10 yıllık süren savaşta 1,5 milyon insan öldü. 5 milyon insan da yurtdışına mülteci olarak gitmeye mecbur kaldı. Ayrıca çocuklar da eğitim alamadan yetişti, ordu yok olup müzeler ve arşivlerde bulunan kültürel miraslar çalındı. Evler, caddeler, fabrikalar ve hidroelektrik santralleri kullanılamaz hale geldi. Ülkenin sermayesi olan kadrolar ve bilimadamları mülteci olarak yurtdışına kaçtı ve tarım bitti.!
Sovyetlere karşı savaşan İslamcı örgütler Sovyet kuvvetlerinin çekilmesinden sonra da anlaşma yerine iktidarda olan Dr. Necibullah’a karşı mücadeleye devam etti. Nihayet 1992’de Necibullah hükümeti düştü ve mücahitler hükümet kurdu. İlk zamanlarda sorun olmasa da ne yazık ki gün geçtikçe kendi aralarında anlaşamadılar ve İslam Partisi lideri Gülbettin Hikmetyar, İslam Cemiyet Partisi lideri ve Cumhurbaşkanı Burhanettin Rabbani’ye karşı mücadeleye girişti. Bu sebeple bunlar kendi aralarında çekişme yaşarken 1995 yılında aşırı radikal bir örgüt olan ve bugüne kadar ülkede yaşanan istikrarsızlık ve felaketlerde büyük rolü olan Taliban ortaya çıktı. Kabil dahil ülkenin %90 toprağını ele geriren Taliban, 2001 yılına kadar hüküm sürdü. Diğer taraftan Birlik Cephesi Taliban’a karşı mücadele ediyorudu.
9 Eylül 2001 tarihinde Mücahitler Hükümeti Savunma Bakanı ve Birlik Cephesi Lideri Ahmet Şah Mesut; El-kaide, Taliban ve dış devletlerin istihbaratlarının düzenlediği suikast sonucunda şehit edildi. Bu olaydan iki gün sonra ABD’de 11 Eylül olayı gerçekleşti. Birlik Cephesiyle irtibata geçen Amerika, bir anlaşma vasıtasıyla 120 bin NATO askeriyle Afgansitan’a girdi. Önce geçici hükümet kuruldu sonra da Hamid Karzai iki kez seçim kazanarak devletin başına geçti. 2014 ve 2019 seçimleri neticesinde Eşref Gani hileyle de olsa iki kez koltuğa oturdu. Ancak Gani döneminde istikrarsızlık ve işsizlik nedeniyle birçok genç ülkeyi terk etti. Hükümetin yumuşak tavrı ve başta Pakistan olmak üzere dış devletlerin destekleriyle Taliban gün geçtikçe yeniden güçlendi! 2019 yılında Afganistan’dan çekileceğiz diyen ABD, Katar’da Taliban ile bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Eylül 2021’e kadar çekilme süreci bitecekti. Ancak Haziran ayı başlamasıyla Taliban’ın ilerlemesi ve ilçelerin ardından şehirleri ele geçirmesiyle karşılaşıldı. 14 Ağustos’ta, Taliban Kabil’i de kontrol altına aldı.! Taliban’ın bu hızla ilerlemesi ve kısa bir zaman içerisinde Pencşir ili dışında bütün Afganistan’ı ele geçirmesi göründüğü kadar kolay değildi. Bunun arkasında bilinmeyen birçok gerçek vardır ki bunların ne olduğunu zaman gösterecektir.
Evet! Kırk yıllık savaş hikeyemiz budur.! Büyük oyunlar ve ideolojik mücadeleler halktan milyonlarca kurban aldı ve almaya devam ediyor.! Mevlana’nın doğduğu, Ali Şir Nevai’nin yetiştiği ve Gazneli Mahmut’un hüküm sürdüğü eski Horasan, böyle büyük acılar yaşadı ve yaşamakta.!