Hollanda’da İslamofobi
2016'da Avrupa'da İslamofobi Raporu
Bu rapor 2016 yılında Hollanda’da Müslümanlara ve İslam dinine karşı irrasyonel
nefret, ayrımcılık ve düşmanca tavırları (İslamofobi) içeren çeşitli olay ve olguları
tartışmaktadır. Müslümanlara yönelik ayrımcı saldırganlık, 2016’da da ülke
gündeminde hararetli bir tartışma konusu olmaya devam etmiştir. Ülkede bu yıl
49 camide ve mülteciler için hazırlanan kabul merkezlerinde çeşitli İslamofobik
hadiseler meydana gelmiştir. Ayrımcılık karşıtı kanunlar kapsamında faaliyet gösteren
kurumların 2016’da yayımladığı periyodik raporlar ülkede Müslüman karşıtı
ayrımcılık hadiselerinde yüzde 45’lik bir artış yaşandığını göstermektedir.
“Az, daha az Faslı” şeklinde tezahürat yaptıran Geert Wilders’ın belli bir grubu
aşağılamak ve ayrımcılık yapmaktan suçlu bulunması, İslamofobiyi siyasi arenada
örgütleyen Özgürlük Partisi’ni (PVV) ana akım Hollanda siyasetinde daha
da tecrit edilmiş bir pozisyona soktu. Ayrıca bir camiye karşı girişilen kundaklama
eylemi ilk kez bir terör faaliyeti olarak kabul edildi ve bu işin failleri birkaç yıl hapse
mahkum edildi. 2016’daki bir diğer önemli gelişme aşırılık yanlısı sağcı gruplar
ve bunların düzenlediği “İslamlaşma” karşıtı faaliyetlerde görülen artış oldu.
Emniyet hizmetlerinin ayrımcılık vakalarını kayıt altına alma noktasında ilerleme
kaydettiği gözlemlenmektedir. Ayrımcılıkla mücadele eden kuruluşlarla iş
birliğine giren Hollanda polisi tarihinde ilk kez farklı ayrımcılık biçimlerine dair
verileri içeren ortak bir rapor yayımlamıştır.
Hollanda hükümeti renk, etnik köken ve dini aidiyetlere karşı toleransı artırmak
ve ayrımcılıkla mücadele etmek için giderek daha dikkatli politikalar ortaya
koymaktadır. Bununla birlikte, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa
Komisyonu (ECRI), hükümetin bu konuda atmış olduğu adımlarda farklı grup
ve uygulama alanlarına yönelik özel politikaların halen eksik olduğunu ve ulusal
yaklaşımdan ziyade mahalli politikalara yer verildiği eleştirisini getirmektedir.
İslamofobi ile mücadelede gittikçe daha fazla paydaş ortaya çıkmaktadır. Acil
yardım hatları ve ihbar siteleri oluşturan, araştırmalar yürütüp elde ettikleri verileri
çeşitli ortamlarda kamuoyu ile paylaşan sivil toplum örgütleri (STK) İslamofobi
ile mücadelede ön plana çıkmaktadır. İslamofobinin siyasal ve toplumsal araştırmalarda
giderek daha büyük bir ilgi odağı haline geldiği görülmektedir.
Yazının tamamına linkten ulaşabilirsiniz.