Dinlerin Yeni Yüzyılı
Dinlerin Yeni Yüzyılı
Almanya’da dinlerin gerilediğine dair bir görüş var. Ancak tam tersi bir durum söz konusu: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü her zaman dindar.
Her şeyden önce İslam hızlı bir şekilde büyümekte. Nietzsche çok daha önceden Tanrının öldüğüne hükmetmişti. Ve gerçekten Almanya’da ve Avrupa’nın başka yerlerinde dinlerin, her şeyden önce Hristiyanlığın gerilemekte olduğuna dair hissiyat vardı.
Cemiyetler birleştirildi, Kiliseler sadece Noelde gerçekten dolu. Ancak dünyanın bütününe bakıldığında, Hristiyanlık daha önce de olduğu gibi en çok müntesibe sahip din.
Pew Research Merkezinin 2012 yılından bir araştırmasına göre dünyadaki her üç kişiden biri Hristiyan, yaklaşık her dört kişiden biri Müslüman.
Pew Research Center Amerikan başkenti Washington’daki bir düşünce fabrikası. Dünyadaki en büyük üçüncü grup dinsizler (dini olmayanlar). Daha sonra Yahudilik, Katolikler, Protestanlar, Ortodoks ve diğer küçük dinler dahil olmak üzere, yalnızca Hıristiyanlıktan daha az takipçisi olan Hinduizm, Budizm, halk dinleri, Yahudilik ve diğer dinler izlemektedir. Dünya haritasına baktığımızda bu çeşitli dinlerin nerede dominant (baskın) oldukları açıkça görülmektedir. Dünyanın büyük bir kesmi mavi renkte, yani Hristiyan.
Bununla birlikte, kuzey yarımkürenin daha büyük sunulduğu Avrupa merkezli dünya haritası algıyı bir şekilde bozuyor.
Avrupa’nın dışında Hristiyanlık her şeyden önce Amerika’daki ve Güney Afrika’daki Avrupa sömürge devletlerinde baskın.
İnançsız Avrupalılar
Kendilerini ateist ve agnostik olarak tanımlayanların oranı.
Buna karşın İslam, öncelikle Arap yarımadasında, Kuzey-Güney Afrika ve Merkezi Asya’da özellikle yaygın.
Ancak Endonezya’nın da çoğunluğu Müslüman. Hindistan bilindiği gibi Hindu, Güneydoğu Asya, Moğolistan da ise Budizm baskın ve daha sonda hiç bir dinin hakim olmadığı ülkeler var. Bunlar arasında, Çin, Kuzey-Güney Kore ve Japonya ile Çek Cumhuriyeti ve Estonya gelmektedir. Halk dinleri, Pew Research Center e göre Vietnam ve Tayvan da baskın durumda.
Bununla birlikte, bazı ülkelerdeki veriler araştırmaya bağlı olarak değişmektedir. Bundan dolayı veriler kaba bir yön vermektedir. Aynı durum tahminler için de söz konusu.
Fakat eğer nüfus tahminlerini ortaya koyduğunuzda, bir önceden dünya dinlerinin takipçilerinin nasıl gelişebileceği hakkında oldukça iyi bir resim elde edersiniz. Öyle ki 2050 yılına kadar Hristiyanların sayısı 3 milyara ulaşacak. Böylece, Hristiyanların sayısı önemli ölçüde artmaktadır, ancak yalnızca bir bütün olarak dünya nüfusu kadar güçlenmektedir. Bu nedenle, Hristiyanların oranı 2050 yılına kadar üçte bir oranında sabit olacaktır.
Aktüel tahminlere göre en hızlı büyüyen din İslam. 2050 yılında dünyadaki her 10 kişiden 3 ü Müslüman olacak. Tahminler doğru çıkarsa, 2070 yılına doğru dünyada Hristiyanlardan daha fazla Müslüman olacak. Müslümanların sayısı 2010 yılına kıyasla ikiye katlayacak.
Hangi Din Büyüyor, Hangi Din Küçülüyor
Hinduizm 2050 yılında dünya nüfusunda bugün olduğu gibi aynı paya sahip olacak.
Bunun nedeni Hindistan’ın nüfusunun neredeyse tüm dünyadaki kadar hızlı büyümesidir. Ancak 2050 ye bakış her şeysen önce bize bir şey gösteriyor: Dinsiz (dini olmayan) lerin oranı önemli ölçüde geriliyor.
2010 yılında dünya vatandaşlarından her altı kişiden biri dinsizdi, 2050 yılında bu oradan kişi başına 7,5. Bu da dinin önemli bir rol oynadığı bölgelerdeki halklar ile alakası var, ve dinin önemini yitirdiği ülkelerde ise, daha az çocuk dünyaya geliyor.
Böylece din, dünyadaki diğer ülkelerin çoğuna nazaran batı dünyasında daha az insan için günlük yaşamda bir rol oynuyor. Ve aynı şekilde bu ülkelerde nüfus gittikçe yaşlanıyor.
İsveç veya Çek Cumhuriyetinde her beş insandan birisi için din günlük hayatta önemli. Hızlı bir şekilde yaşlanan Çin’de bu durum her sekiz kişiden birine tekabül etmektedir.
Arap Dünyası Gittikçe Dinsiz Oluyor
Birçok Afrika ülkesinde ve Arap yarımadasında veya Güneydoğu Asya’da din oldukça az insan için günlük hayatta bir önemi, anlamı var. Etiyopya’da, Nijerya ve Somali’de araştırmacılar inancın günlük hayatta önemsiz olduğu bir insana rastlamadılar: Oran bu ülkelerde 100’de 100. Ancak yalan söylenmiş olabilir. Ve bu yüzden bu tahminlerin birçoğunun oldukça uzak olduğu iyi olabilir.
Aralarında Amerika’nın elit üniversitelerinden Princeton üniversitesinin de olduğu bir çok üniversitenin araştırmacılarının yapmış olduğu düzenli araştırmalarda bu izlenimi en azından Arap Barometresine bakıldığında elde edilebilir.
Araştırma, Arap bölgesinde dindar olmayan birçok insan olduğu sonucuna varıyor. 2013-2018 yılları arasında bu oran yüzde 8’den yüzde 13’e çıktı, 30 yaş altı kişilerde her 5 kişiden biri kendini dindar olmayan olarak tanımlıyor.
Din Birçok Ülke İçin Oldukça Önemli Olmaya Devam Ediyor
Libya veya Tunus gibi bir kaç ülkede dindar olmayanların oranı iki katı, Mısır’da üç kattan fazla ve Fas’ta dört kat daha büyük. Sadece Yemen’de bu oradan oldukça düşük.
Bununla birlikte bu rakamlar göçlerden etkilenmektedir.
Aynı şekilde Avrupa’da da ateistlerin ve agnostiklerin oranı büyüyor, ancak, Batı Avrupa’daki daha büyük bir sosyal grubu temsil ediyorlar ve meclise % 5’lik barajı aşarak meclise girebilecek orandalar.
Avrupa barometresine göre Romanya’da bu oran 0? Bulgaristan ve Yunanistan’da ateist ve agnostik olan insanların oranı yüzde 3, Polonya’da da parlementoya girebilmeleri de belirsiz, İtalya’da, Portekiz’de ve İrlanda’da parti muhtemelen titrerdi.
Avusturya’da ateistlerin ve agnostiklerin oranı komşu ülkelerine kıyasla özellikle düşük. Buna karşın böyle bir siyasi parti İngiltere, Fransa, İsveç veya Estonya’da bir halk partisi olarak adlandırabilirdi. Hollanda da ve Çek Cumhuriyetinde çoğunluk olarak mecliste olabilirlerdi.
Buna karşın Almanya’da böyle bir siyasi parti kamuoyu yoklamasına göre CDU/CSU’nun aldığı oy kadar çok oy alabilirdi.
Tercüme
Fatih ŞAHAN M.A.
İlayatçı/İslambilimci
Haberin Devamı: https://m.faz.net/aktuell/wirtschaft/schneller-schlau/das-neue-jahrhundert-der-religionen-16452789.html